Yeni Kuşak Düşünürlerin Sorunu 2
Muamma veya kaos, zıttı duruluk veya düzen. Aklımızın mantığı neydi? Akıl neydi, mantık neydi? İnsanlık alemi matematik ve fen temelli bir çok başarı elde etse de, yeni çağın kapısınından içeride ne olduğundan emin değil. İçeride en çok olması gerekenler olarak; bireysel özgürlük ve bireysel refah, bireysel Tanrılığı düşünecek.
Sayısal sistemler bizlere teknolojiyi armağan etti, yıllardır teknolojinin meydana getirdiği zihin tahrifatı için eski kuşak düşünürlerce edilmeyen söz, getirilmeyen eleştiri kalmadı. Aile yönetimi, devlet yönetimi eskidi, insana bakış açıları eskidi. Erkeğe, kadına, çocuğa bakış açıları değişti. Mal ile insan ayrımı konusunda çok gerilerde kaldık. Karşılık fayda felsefesi, ödül ve ceza sistemi yeni çağda nasıl yorumlanabilir?
Yakın gelecekte olması muhtemel olayların daha önce tecrübe edilmemesi insanları yaşam ve gelecek konusunda buhrana uğratıyor.
Yakın zamanda siyasi bir hakaret davasının sonucu açıklandı, Gerekçeli kararda özetle, karşı tarafa "köpek" diyen birinin hakaret kastı gütse bile bunun maddi ve manevi temeli olmadığını ve bu sözün hakaret kabul edilemeyeceğine karar verdi, köpeklerin kullanıldığı alanları, köpeklerle insanların ilişkisini, köpeklerin faydalarını gerekçe gösterdi mahkeme heyeti, bu konuda en çok merak ettiğim mahkeme heyetinin yaş durumu. Ve kendini nasıl böyle geliştirebildiği, bildiğiniz gibi hukuk tarihte olduğu gibi günümüzde nasıl uygulanacağı konusunda büyük kördüğümlerin olduğu bir alan.
Çoban, kır kültürüyle gelişen zihinlerde, köpek; bir hakarettir, lakin son dönemde kırdan kente meydana gelen göç sonucu şehirlerde yaşayan insanlar için köpek kapı önünde havlayan, koyun keçi inek sürülerini koruyan bir hayvan olmaktan çıktı. Bir çok insan yalnızlığını gidermek ve bir nefes duymak için hayvanları kullanıyor, burada da bir karşılıklı fayda var aslında. Hayvan ekmek elden su gölden yaşarken, insan yalnız olmadığını anlıyor, aynı zamanda teknolojinin çözüm sunamadığı yerlerde hayvanlar hem arama kurtarmada hem ev ve yaşam içi yalnızlığı gidermede bir insanın, teknolojinin veremediği güveni veriyor insana..
Geçmiş 3 yıl içinde "şairler yurdumuzun köpekleridir" diye bir ifadeyi ve düşünceyi şiirleştirmiştim. Tepki almış sonradan kökenimin de köye ve kıra dayanması sonucu ben de gelen tepkiler sonucu şiiri silmiştim, kendim bile rahatsız olmuştum, çünkü köpek sahibine kuyruk sallardı, yalakaydı, hatta köpeklere verilen besinlerin genel adı da yalak’dı veya yalağa konulurdu işte.
Köpek kelimesi, siyasi ve devlet alanında en çok askerler ve polisler için kullanılır aynı zamanda yargı camiası için de. Çünkü her biri kendilerinin sahibi olduğu, maaşlarını aldıkları, geçimi sağladıkları düzene karşı vefa hissi duyar. Bir köpek sürüyü nasıl koruyor, gece gelen vahşi hayvanları havlamalarıyla korkutuyor hem sahibine hem de sürü hayvanlarına güven veriyorsa, asker, polis ve yargı camiası da öyleydi. Milletler ve toplumlar, polisini sever, askerini el üstünde tutar ve yargısını; bir baba şefkati, anne sıcaklığı düşünerek kendilerini güvende hissedelerdi. Bu üçlünün; kısaca yürütme üçlüsünün zihnimizdeki karşılığı bu değil miydi? Vahşi hayvanlara, dağ aslanına, kurtlara, çakal, sansar, tilki, yılan vb gibi vahşilere karşı köpekler, bizleri, geçim kaynaklarımızı, ailemizi korurdu.
Yeni çağda hayvanlara bakış açımızda değişecek, hayvanların yerini teknoloji aldı, daha doğrusu hayvanlara bakarak teknolojide büyük atılımlar gerçekleştirdik.
Geri dönüşüm tesislerini bir bakıma leşçil hayvanlara bile benzetebiliriz aslında. Ancak insanın leşçil olmasının sosyal düzeni bozacağı, vicdanları sızlatacağı ve huzurumuzu bozacağı da su götürmez bir gerçek.
Toplumlarımız eski çağlardan beri doğa ve din öğretilerine göre yaşamlarını sürdürdüler. Aslında değişen bir bakıma da doğa ve din öğretilerinin farklı görülmesinden kaynaklanıyor.
Günümüzde robotların haklarının olup olmayacağından, robot insanların acı çekip çekmediğine kadar bir çok konu yeni çağa hazırlanıyor, bunun yanında doğa ve hayvanlar ise büyük bir yok oluşla karşı karşıya.
Son yüzyılın son çeyreğinde artık insanların çalışma ve yaşam için verecekleri emek değeri de değişti. Şehirlerde insanların ekserisi, elektiriğin ve suyun nimetlerinden yararlanıyor, çünkü yeni çağ devlet ve belediye sistemleri bunu sağlıyor. Bir apartmana su getirmek için apartman ahalisi imece usulü dağ başından, dereden kazma küreklerle çalışmaya gitmiyor artık. doğduğunda evinde musluk görenler, geceleri elektirikle aydınlananların sayısı ile doğduğunda bunları görmeyen sonradan gören insanların zihinleri, anlayışları ve görüşleri elbette birbirini anlayamaz.
Ben doğduğumda bizim köyümüzdeki evlerde elektirik vardı, ancak suyu hala pınarlardan taşıyorduk. Çok geçmeden 8-9 yaşlarında ilçeye yerleştik ve sular artık musluklardan akıyordu. Geriye kalan ise para kazanmaktı. Günümüzde ekonomi ve insanların insani refah meselesi de değişmek zorunda.
İnsanlar bu dünyaya çalışmak için gelmedi, insanca yaşamak için insanların birbirlerine eski çağlarda olduğu gibi hizmet etmesine gerek yok. Ve günümüzde sayısal sistemler bu görüşleri de değiştirecek. Aynı elektiriğin ve suyun evimizde olması gibi parası da hazır olmalı yeni kuşakların.
İnsanların insanı yönetmesi ve yönlendirmesi yavaş yavaş son bulacak. Dünyamızda hızla anne ve babası olmayan doğumlar gerçekleşmeye doğru gidiyor.
Peki insanlar ne için, neden yaşayacak?
İnsanlık neden savaşıyor, neden kutsallıklar var ve neden çağın değişimi tüm bunları değiştiriyor peyder pey. Düşünmek lazım. Sevginin, saygının, huzurun bile yeniden tanımlanacağı bir çağın kapısındayız belki de..
Birbirinize emanet olun..
Y...’den.
YORUMLAR
Akıl, en tehlikeli faşizmdir. Basit bir örnek yaşam uzması ve konfor ile doğayı ve diğer yaşamları katlettik. Kimin için? Sahipler düzenlerini daha güçlü kılsınlar,diye.
Bu da Rönesans'la başladı...modern yaratık peşinde koşanlar insanın önüne öyle renkli yemler attılar ki, insan ne olduğunu şaşırdı. Zihinsel butlana, butlandan da zihinsel buhrana doğru evrildi insan. Bu da bir tür robotlaştırma idi, köleleştirme idi, kullanım ömürleri bile uzatılırken bunlar hesaplanmıştı.
İnsan hazır bulduklarını esiri olur...yaşamımızı tasarlayanlar bunlardır. Haz reseptörleri ne kadar çok çalışırsa o kadar çok uysallaşır o kadar çok köpekleşiriz, hayvanlaşırız...
Düşünmek hep sancılıydı ve hiç bir zaman özgürlüğü getirmedi kendisine.
Ben özel bir çağda olduğumuzu düşünüyorum. Zaman bir tür emir gibi ama şu savaşlar olmasaydı...
1983 doğumluyum. X kuşağı mı oluyordu bizim kuşak?
Yinsani
savaşlar gereksiz olmaya başladı ancak eski düşünceler 3000 yıllık en az..savaşların metodu, zayiat verdirme şekilleri bile değişti..
katkınız için teşekkür ederim..
eksik olmayın..
Bence birşeyler konuşuluyorsa, o şeyler gelecek zamanda olacaktır. Televizyondan insanları izleyeceğiz söylemlerime, kimsenin bir zamanlar inanamadığı gibi.
Değişik zamanları yaşıyoruZ, dahasını çocuklarımız yaşayacak. Çok derine inmek iyi midir bilmiyorum. Yaşayıp göreceğiz ama bu susuzluğa bir çözüm bulunmadığı müddetçe birşeyler yaşanamadan bitecek gibi.
Yinsani
artık ne geliyor karşıdan, bilinmeyen bir cisim mi bilemiyorum..
klonlanma gerçekleşti zaten...
ve evet geçen sene buz tutan yerler bu sene aynı zamanda güneşleniyor..
ne diyelim, edirne taraflarında su kuyuları kullanılmaya başlamış...
eksik olmayın efendim.
saygılarımla..