- 361 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ŞAİRİN GÜNLÜĞÜ 03.07.13 (ÇARŞAMBA)
03.07.13 (ÇARŞAMBA)
Annemin duası işler çabuklaşıyor. Elektrikler bağlandı. Dün abone bugün elektrik. Nerede görülmüş bu kadar hız. Doğalgaz dün konuştuk bu gün iki firma birden işe koyuldu. Biri resmi olarak biri fiili. Ah neredeydi bu dua daha önceleri. Ah Annem. Baktın ki yalnız kaldım, baktın ki İsmail artık gece yatısına kalmayacak. Başladı duaya. Var olsun ana duası.
Ailecek dizi seyrediyoruz. Her akşama ait bir dizimiz var. Ortak beğenileri topluyoruz birleştiriyoruz. Ben hem günlüğümü yazıyorum, hem dizide kulağım, hem de arada sohbeti kaynatıyorum.
Amcam dertli. Çocuklarına vermiş daireleri; ’kira vermiyorlar, oturuyorlar, bir de tapusunu istiyorlar benden’ diyor. Vermem, veremem, verirsem satarlar. Adam dert küpü. Milyonluk servetin sahibi ama geçim sıkıntısı çekiyor. Beş dairesi var ama maaşının azlığından şikayet ediyor.
Oğlan partide çalışıyor. Tatile gitmek için para kazanmak peşinde. Küçük oğlan pahalı cep telefonu istiyor. Para biriktirmiş. Bir kısmına el koydum diye bana kızıyormuş annesi öyle diyor. Ben vereceğim diyorum. Taksitle alacağız.
Bu gün doğalgazcının peşinatını verdim. Laminant yaptırmamız gerek. Ramazan -ı Şerif yaklaştı. Biz taşınamadık. 3 yıl önce başladık bu inşaata hala bitiremedik. Alt tarafı tek katlı bir ev. Ama gel gör ki hazır para bitti. Borçlanma limiti de doldu. Taksitle bu kadar olur. Hem çocuk okul, hem inşaat taksiti öde, hem de kız evlendir. Onun masrafları da işin tuzu biberi oluyor. Kız alınganlık yapacak diye ödüm kopuyor. Erkek tarafının masrafı 30 binleri geçti bizim bildiğimiz. Daha da artacak. Dün dile getirdim duygularım ben sana fazla bir şey yapamıyorum ama ilerde telafi edeceği bunu. Annene babası hiçbir şey vermedi. Durumum yok dedi, babamdan başlık parası gibi bir şey istedi. Adını söylemedi ama babam anladı: şimdi durumum yok dedi, emekli olmam lazım. Babam da parasının zekâtı olan 2000TL verdi gözümün önünde. Emekli olunca yaparsın dedim; emekli oldu benim eski koltukları aldı ,onun yerine bana verdiği askerlik ödemesi olan 1 milyonu almadı. Hepsi bu. Ha unuttum yeni evlendiğimde düğün paralarından bir miktar para getirdi. Onunla tüp aldım. Babamın evinden getirttiğim üçlü tüp gaz ocağı tamir ettirerek kullandım. İki küçük divanım vardı. Onları gelen misafirler için ayarlamıştım. Zaten bekar divanımdı birisi, ona bir tane daha ekledim evlenmeden az önce. Koltuk takımımı yıllar sonra taksitle aldım, iki de çekyat. Önce çekyatlar tabi. Misafir odası için kendi evimi almayı beklemiştim. Yıllarca yer yataklarını oturma minderi olarak kullandım. Sonra onları çekyatlarla değiştim.
Araba aldım biriktirdiğim paralarla. Lojmanda oturmanın avantajıyla para biriktirmiştim biraz. Ama 14 yaşında bir arabayı almaya yetmişti de, ev parasından kalandan 2 bin mark eklemiştim. 6000 marka mal olmuştu.
Nereden nereye. Babadan kalan arsayı 10 bin küsur dolara 22 bin marka satmıştık da, 10 bin dolara daire almıştım. Bu oturduğum daire.
Şimdikiler bilmez bunları. Bize de babam kendi dünyasını anlatırdı. Çarıkla gezerdik derdi, yayan inerdik köyden, çarıklar patlardı, ayaklarımız kan içinde kalırdı. Elbiselerimde yamadan kumaş görünmezdi.
Eskiden ne televizyon vardı, ne müzik seti. Yolarımız asfalt ta değildi. Evlerde su yoktu. Sokak başında bir çeşme vardı oradan su taşırdık. Annelerimiz çamaşırı ellerinde yapardı. Arap sabunu kullanırlardı. Evlerde ocaklar vardı. Odun ateşinde yapılırdı yemekler. Turşu kavurması ve karalahanadan ibaretti yemeğimiz. İkisi bir araya gelmezdi. Yoğurdu ayran yapardı Annem. Ona ekmek doğrayarak yerdik bazen. İneğimiz vardı sütünü satardık. Ekmeğimizi evde yapardık. Mısır ekmeğiydi bizimkisi. Babaannemler buğday ekmeği yapardı. O bize çok tatlı gelirdi. Kırk yılda bir helva alırdı babam bal ederdik.
Ahmet KEMAL