- 442 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Akıl- Hayal-Duygu
Akıl- Hayal- Duygu
Akıl; anlama ve kavrama gücü.
Hayal; zihinde tasarlanan, canlandırılan.
Duygu; duyularla algılama.
Sıralamaya dikkat!
Hiçlik; sıfır boyut. Hep veya hiç. Kaynak.
Akledilir yani tercih edilir. 1. Boyutu ifade eder. "Ben- çizgi"
Hayal edilir; zihinde tasarlanır. 2. Boyutu ifade eder. "Ruh- mana- alan"
Duyularla algılanır. 3. Boyutu ifade eder, "Beden- madde- hacim"
Popüler kullanımda ise "Duygu", maddi 3. Boyut hacimde algılama değil de mana, 2. Boyutta alan şeklinde konumlandırılır. Duygusallığı, hayalperestlik ile yer değiştirmek yaygın. Duyuyu, araç; duyguyu, kavram gibi düşünelim. Yani araç, 3. Boyutu algılar, kavram ise 2. Boyutta oluşur. Hayal gibidir. Bir algılama biçimi değildir. Hayalin bir unsuru olarak kullanılır.
Baş/ beyin, aklı; kalp, hayali; beden, duyuları ifade eder. Hatları karıştırmamak gerek. Eşzamanlı çalışsa da bilmek için sınıflandırmak gerekiyor.
Akıl, başta; hayal, kalpte; duyu klasik 5 duyuda.
6. His, hayalin unsuru; aslen duyu unsuru değil, akıl unsuru da değil. "Duygu" olarak, hayalin içinde düşünüleni değil, "Duyu" olarak maddenin algılanmasını anlatıyorum.
Bu ayrıntıların ne faydası var?
Şu faydası var; aklın unsurunu hayale, hayalin unsurunu da duyuya verince, olayları değerlendirmekte sıkıntı çıkıyor. Duyunun unsuru olan beden alıcılarının maddi algılamaları, güme gider. Bu önemsiz görünebilir ama sonuca fena yansır. "Duyusal", algılamalar, hayalperest sanılınca maddi algılamalar da yani deneysel öğrenmeler de hayale atılır. Deneysellik ertelenir ya da ihmal edilir. Aklın kullanımıyla tercih edilen, hayalden geçip duyularla algılanmalıdır. Algılama organları: Göz, görmek; kulak, işitmek; dil, tatmak; burun, koklamak; deri-el, dokunmak. Bunları artırmak için 6. Duyu, hissetmek eklenmek istense de hissetmek duyularla olur. Hayali kast ederek 6. Hisden bahsediliyor ise onun yeri zihindir.
Genel olarak kalp ve beyin üzerinden yani akıl ve hayal üzerinden kıyaslama yapılır. Bazısı kalbi (hayal), beyinden daha önemli görür. Bazısı da beyni (aklı), kalpten daha önemli düşünür. Bazı duygusallıktan dem vuranlar ise deneysellikten uzak maddi duyulardan uzak bir hayalprestliği, duygusallık olarak överler. Duygusallık yerine duyusallık, tamamen algıyla alakalı yani hayali değil, maddi! Göz, maddeyi görür; kulak maddenin titreşimini duyar; burun, maddenin moleküllerini koklar; dil, maddeyi tadar; deri-el, maddeye dokunur. Yani duyusallık, duyu organlarıyla olur, hayal ile değil. Hayalperest olan ile duyusal olanın yeri popüler kullanımda değişmiş.
Son tahlilde; akıl ile tercih edilir, hayal ile tasarlanır, duyularla algılanır. 6. His ise hayale dair işletilir. Olaylara bakış açısı oluşurken her şeyin, yerli yerinde olmasında fayda var. Yoksa duyularla deneysel algılama, güme gider. Bunun sonucu bilim ve teknolojiye yansır. Deneysel bilim, yerini hayali ilime bırakır ki bu hayal edilenin üretilmesini erteleyebilir. Hayalde kalmasın, ertelenmesin de duyusal olarak algılansın.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.