- 578 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Değer
Değer
Gereklilik, önem ölçüsü. Denkliğe dair kabul. "Bu şeyin bence değeri budur!" gibi. Başkasınca değeri aynı olmayabilir. Sahibinin kendisinin değer belirlemesi gibi. Vergi açısından mal sahibinin kendi belirlediği değer, vergiyi belirlemek veya tahsil etmek açısından geçerli kabul edilmez.
Nesnel, estetik, mantıksal, ahlaki değerler gibi adlandırılır. Sosyal alana, "Etik" olarak yansır. Değer, mutlak olmaz; izafi, göreceli olur. Kabul üzerinden olur. Matematikteki "Mutlak değer", sayının (+,-) değerine bakılmaksızın temsil ettiği sayı değerini ifade eder.
Nesnel değer, "Altın" nesne olarak değerli kabul edilir. Eski zamanlarda altının değerlendirmesini yapamayan ilkel toplumlara, boncuk verip altın ile takas yapıldığı anlatılır. Estetik değer, nesnenin üzerindeki sanat nisbetinde olur. Sıradan bir kütük, ağaç ustasının elinde estetik değer kazanabilir. Yazılı- sözlü- görsel sanatlarda da estetik değer vardır. Ahlaki değer, kabul edilen "Etik" üzerinden olur. Kabul edilmiş kuralların içeriği, mutlak olarak değerli olmayabilir ama kabul edilen "Etik" ne ise ona uygun olan ve olmayan şeklinde açığa çıkar. Mantıksal değer, ifadenin içeriğinin kendi içinde çelişip çelişmediğine bakılır. Örnek; bir insan hem uzun boylu hem de cüce olamaz. Aynı kişiden aynı ortamda, hem cüce hem de selvi boylu olarak bahsedilmez. Farklı ortamda olabilir. Karıncaya "Dev" görünen, file "Cüce" olabilir.
Kişi ürettiği değer kadardır. Kendine değer vermeyenlerin, onları saygın olarak görenleri aşağılamaya kalkışması bu nedenledir. Kişinin kendi kabul ettiği değersizliğin zıddına ona değer vermek, mantıklı değildir. Kendini değersiz göreni değersiz görmek, mantığa uygun olduğundan bunu yapana muhatabından ters tepki gelmez. Zaten kendini değersiz gören, başkalarını kendinden değerli olarak görmek eğilimindedir. Değerli gördüğü "Başkası", ona değer verince, mantıksal bağ bozulur.
Son tahlilde; herkes kendi ürettiği değerle, değerlenir. Dikkatli bakılırsa, "Değersiz" yok; herkesin, matematikteki gibi mutlak değeri var. Bu değer ancak açığa çıkınca görünür, işaret pozitif ise değişmez, negatif ise pozitif olur. Yani kişi kendini değerli gördüğünde başkalarınca değersiz olsa bile pozitif olarak açığa çıkar. Kişi kendini değersiz gördüğünde ise ona verilen değer, değer veren açısından pozitif olur ancak kişiden geri negatif yansır. Bu da değerin üretilmesiyle mümkün. Değer, üretildiğinde açığa çıkar, "Mutlak değer" matematikte parantez içi ifade edilir. Parantezin kaldırılması gerekir ki pozitif kabul edilsin. Yani kişiyi değersiz yapan "Kabul parantezi" kaldırıldığında, saygınlık gelir.
Saygılarımla,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.