- 457 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Feraset
Değerli Dostlar, sizlerle hem kendimiz hem de diğer insanlar için çok önemli olan "feraset" konusunu paylaşalım istedim.
Feraset: Arapça dilinden Türkçe’mize geçmiştir.
TDK’ye göre feraset kelimesinin anlamı şu şekildedir:
- Anlayış, seziş, sezgi
- Zekâ demektir.
Bakara Suresi, 242. ayet: İşte Allah, size ayetlerini böyle açıklar; ki akıl erdiresiniz.
Bakara Suresi, 269. ayet: Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp-düşünmez.
Hicr Suresi, 75. ayet: Elbette bunda ’derin bir kavrayışa sahip olanlar’ için gerçekten ayetler vardır.
Feraset iki türlüdür. Biri bir nevi ilham eseridir ki, sebebi bilinmeksizin meydana gelir. Diğeri bir kazanma eseridir ki, muhtelif tabiatlara vakıf olmak sebebiyle meydana gelir.
Ferasetin zıddı ahmaklıktır, zekadan mahrumiyettir. Ferasetli kimselerin huzurlarında uyanık bulunmalı, edebe, fazilete aykırı şeylerden kaçınmalıdır. “Müminin ferasetinden sakınınız. Çünkü o, Allah’ın nuruyla bakar.” buyurulmuştur. (Tirmizi, Taberani)
Hakk’ın nûru ile bakan kişi, zahire/derilere baktığı zaman bâtını içi görür. (Hz. Mevlana)
Mümin, Allah’ın nuru ile görür, sözü saçma değil. Allah’ın nuru, gökleri bile delip geçer. Senin gözünde o nur yok. Yürü, sen hayvanı duygulara kapılıp kalmışsın! Sen, gözünün zayıflığa dan ayağının önünü görürsün. Zayıfsın kılavuzun da zayıf! (Hz. Mevlana)
Hak ile bâtılı, iyi ile kötüyü ayırt edene oyun edilemez. Hele anlayışı, aklı gizli şeyleri gören biri olursa. (Hz. Mevlana)
Cahilin sonradan göreceği şeyi akıllı kişiler önceden görür, işlerin sonucu, başlarda gizlidir; ama akıllı kişi sonunu önceden görür. (Hz. Mevlana)
Feraset sahiplerinin iştahları sabradır; onlar sabretmek isterler. Helva ise, çocukların isteği bir şeydir. (Hz. Mevlana)
4. Murad Han’ın adaleti. Adaleti sağlamak için dilenci kılığına girerek suçluyu yakalayan 4. Murad’ın adalet ve ferasetini anlatan güzel bir hikaye.
İşte 4. Murad Han’ın adalet ve feraseti;
Bir gün 4. Murad Han’a gelip subaşılardan birinin halktan rüşvet aldığını bildirdiler. Padişah hemen bir müfettiş görevlendirdi ve şikayeti araştırmasını emretti. Müfettiş tam bir ay adamı takip ettiği halde suçüstü yakalayamadı, gelip durumu padişaha arz etti. ”Padişahım zannedersem halk yanılıyor şikayet edilen Subaşı’nın rüşvet aldığına dair bir işarete rastlamadım. ”
Padişah Kaşlarını çattı, ” benim halkım yanılmaz, ama sende feraset yoktur. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki ,müminin ferasetinden sakının Çünkü o Allah’ın nuru ile bakar feraset üstün zeka bütün kabiliyet bir anlayıştır.” dedi. Daha sonra müfettişe, rüşvet alan subaşını huzuruna çağırmasını emretti.
Rüşvetçi subaşı geldi. 4. Murad ona bir kese altın uzattı. Bunu al sabah namazında Ayasofya Cami’ne git Top kandilinin altında seni bekleyen fakire ver.
Adam keseyi aldı kuşağının arasına koydu ve izin isteyip padişahın huzurundan ayrıldı ve sabah namazında Ayasofya Camii’ne gitti. Padişahın söylediği yerde kendisini bekleyen dilenci kılıklı adama keseyi uzattı, dilenci keseyi aldı ve ”Allah padişahımıza ve devletimize zeval vermesin diye dua ederek koynuna attı.”
Rüşvetçi subaşı gittikten sonra keseyi koynundan çıkartıp saydı, içinde sadece 5 altın vardı. Ertesi gün öğle zamanı halk rüşvetçi subaşının padişah tarafından yakalanıp cezalandırıldığı haberini almıştı. Bayram ediyorlardı bir beladan kurtulmuşlardı. Müfettiş işi merak etti kendisi bir ay peşinde dolaştığı halde bu adamı yakalayamamıştı da padişah bir gün içinde bunu nasıl başarmıştı. Müfettiş 4. Murad’ın huzuruna çıkınca 4. Murad;
”Feraset dediğin işte budur dedi. Rüşvetçi subaşına verdiğim kesede elli altın vardı ama camide bekleyen fakire sadece beş altın verdi, demek kırk beş altını kendi cebine attı. Böylece haram yediği anlaşıldı.
Müfettiş; ”Padişahım kesede 5 altın olduğunu nereden anladınız.” 4. Murad hafif bir tebessüm etti ve ”camideki dilenci bendim. Bir suçluyu yakalamak için yapmayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben Allah’tan korkarım” dedi.
Müfettiş padişahın ellerini minnet ile öptükten sonra: ” ferasetin ne demek olduğunu anladım efendim diye mırıldandı.”
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.