- 323 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİ YA DA SEVMEYİ BİLMEK
Yazan: M. Sabri HABERVEREN
Sevgisiz bir ailede yetişmemden kaynaklanan bir durumdu sevgimi ifade edemem. Bu durumdan büyük oranda annem sorumluydu. Çünkü ben onun sevgisini öldüğü güne kadar hiç hissedememiş ve yaşayamamıştım. Bizi yanına sadece dövmek için çağırırdı annem… Altına minderini, eline oklavasını ya da sopasını alır, beni ve kardeşlerimi sıraya sokar, falan zaman şunu yapmıştın, falan zaman bunu yapmıştın diye beni ve kardeşlerimi sırayla döverdi. Sıra bana ya da kardeşime gelene kadar zaten biterdim. Bir günden bir güne başımı okşamamıştı. Dizine yatırmamıştı. Kucaklamamış, sarılmamıştı. Bir sevgi sözcüğü söylememişti. Beni hiç öpmemişti. Yapmışsa bile bunu hatırlamıyorum. Böyle bir şey olsaydı hatırlamamam imkânsız olurdu sanırım.
Bende onu sevmesini bilmezdim. Daha doğrusu sevgi nedir bilmiyordum. Onun için hep uzak dururdum ondan. Korkardım, kızdırmamaya çalışırdım. Söylediği kötü sözleri duymazlıktan gelirdim. Yaptırdığı ağır işleri yapmaya, başarmaya çalışırdım. Dışarıdan, sokaktan biri gibiydi annem. Bu da bütün hayatımı etkilemişti. Öldüğü zaman üzülüp üzülmediğimi de hatırlamıyorum. Çünkü ölmeden 20 dakika önce, hastanede birkaç hemşirenin önünde bana oldukça ağır küfürler etmiş ve aşağılamıştı. Kendisinin ve hemşirelerin yanından dışarıya kaçmıştım. Bu arada ölmüştü annem. Odaya dönünce ölmüş olduğunu söylediler. Yüzüne örtülen çarşafı seyretmiştim sadece. Acı duyup duymadığımı, üzülüp, üzülmediğimi hatırlamıyorum. Dışarıdan biri gibi, üçüncü bir şahıs gibi, bir film izler gibi izlemiştim olanları…
Aradan zaman geçti evlendim. Düzgün bir aile yaşantısı, planlı bir hayat beni oldukça etkilemişti. Eşim beni rahat ettirmeye çalışırdı hep. Hiçbir yerde evde rahat ettiğim gibi edemezdim. Huzur doluydu evim. Eşim, benden bile kültürlü, çok okuyan, sosyal yönden gelişmiş, 6. hissi kuvvetli, misafirlerini mükemmel bir şekilde ağırlayan, konuşkan, eli çabuk, ne istediğimi anlayan, kısaca arkadaşlarımın ve dostlarımın yanında beni utandırmayan, çok iyi biriydi. Ama ben bazen, bunu anlayamayacak durumda olurdum. Kendisini üzdüğüm kırdığım zamanlarda oldu. Bu hep sevgisizlik, sevgi görmemişlik yüzünden oldu. Çocuklarım, kızlarım ise gerçekten bana, özellikle annelerine düşkün, onunla her şeylerini paylaşan, çalışkan, içleri sevgi ve merhamet dolu, tahsillerini tamamlamış, genel kültürlerini en üst seviyeye çıkarmış ve değer yargıları olan çocuklardı.
Eşimi ve özellikle çocuklarımı, çok ama çok severdim. Ama bir türlü onlara sevgimi ifade edemezdim. Çünkü nasıl ifade edilir bu hiç yaşamamıştım. Ne kardeşlerimden ne babamdan nede annemden sevgi nasıl ifade ediliri görmemiş ve yaşayamamıştım. Bunun yerine, zaman, zaman büyüklerimden, annemden ve babamdan görmüş olduğum olumsuz bazı şeyleri uygulayarak onları üzdüğümde olmuştur.
Yine de onları sevdiğimi çok iyi biliyordum. Bunun içinde küçük bir gelire sahip olduğum halde, eşime ve çocuklarıma yokluk yaşatmamaya dikkat ettim. Her şeyin en iyisini en güzelini almaya, onlara vermeye çalıştım. Kendi ihtiyaçlarımı erteleyerek onların istediklerini almaya, onları bu şekilde mutlu etmeye ve bu şekilde onlara sevgimi göstermeye çalıştım. Bunu başarabildim mi bilemiyorum. Ama kızımın bir sözü beni sevinçten göklere uçurmuştu. Arkadaşlarının ailesi ile kendisini karşılaştırmış. Bir gün bana ve annesine “Siz bizi bir memur çocuğu gibi yetiştirmediniz, imkânlarınızı sonuna kadar kullandınız” demişti. Bu söz beni anladıklarını, onlar için çırpındığımızı bildiklerini gösteriyordu. Mutlu olmamak elde miydi? Sanırım onlara bazı şeyleri sezdirebilmiştim, sevdiğimi ifade edebilmiştim.
60 lı yaşlara merdiven dayamış olmama rağmen sevgi nasıl ifade edilir hala bilmiyorum… Öğrenemedim. Öğreneceğim bir modelim olmadı hiç. Nasıl yapılır? Sevgi nasıl gösterilir öğretmeli insanlara… Çocuklarına sarılan, öpen ve onlarla konuşan aileler kişiler gördükçe kıskanırım. Ama onların yaptığını yapamadım. Çekindim, utandım, sıkıldım, mahcubiyet duydum.
Eşimi ve kızlarımı seviyorum elbette. Gerçi eşim bu konuda beni oldukça sıkıntıya sokuyor ya. Zorluyor beni alışmadığım bir şeyleri yapmaya yaptırmaya çalışıyor. Kendimi suçlu gibi hissetmeme, içime kapanmama sebep oluyor bu davranışları… Hele, hele çocuklarıma bakarken bile gözlerin yaşarıyor. Devamlı olarak onların mutlu olmaları için ne yapabileceğimi düşünüyorum. Gözlerime bakmayı bilseler. Onları ne kadar sevdiğimi gözlerimden okuyabilseler, anlayabilseler, ah anlayabilseler… Kendilerine karşı ilgisiz kaldığımı sanıyor ailem. Ama değilim. Gelecekte defterimi, bilgisayarımı açıp günlüğümü, yazdıklarımı okurlarsa, onları sevdiğimi anlayacaklar. Ama onlara sarılamayacağım. Bakın gördünüz mü demem mümkün olmayacak. Onları bir çiçek gibi koklayamayacağım. Bunun için vakit geçmiş olacak. Ama olsun en azından onları sevdiğimi bu satırları okudukları zaman bilecekler… Kalbimin onlar için çarptığını öğrenecekler, öğrenmiş olacaklar.
İnsanların birbirlerine, özellikle aile fertlerine sevgilerini ifade etmesi oldukça önemlidir. Bunu öğretmeliyiz insanlara…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.