- 1113 Okunma
- 7 Yorum
- 4 Beğeni
Kanadı kırık kuş
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ben güldüm hep hayatada
Hayat bana hiç gülmedi
Uçurum olmuş her yer
Hangi tarafa gitsem, zifiri karanlıklar
Göğsündeki feryatların yükselirde, iniverir
Göğüs kafesine hapsettiğin
Söyleyemediklerimiz kadarız
Müebbete mahküm edilmiş zavallı gibi
Eceline susamış
Başını yemeye hazır kudurur durur içinde
Elde var hiç
Avuçta var hiç
Görünen köyün yolu vardır elbette
Görünmeyene nasıl varılır, şu dar vakitte
Hangi vakit büyüdüyse
O gece bitmiş tüm hayalleri
Veda etmiş, çocukluktan kalan derin uykulara
Çul, çaputtan yapılmış oyuncaklarına
Damağına yapışmış şekerli ekmeğin tadı
Pembe, beyaz fırfırlı pileli elbisesine
Bulutlara çizdiği resimlere
Rutubet kokulu, yeşil sıvalı evine
Veda etmiş, en çokta kendine
Kanadı kırık kuş merhamet ister diye yalvarırsın.
Bencil insanların elinde kurban edilmeyi kendimiz seçmemiştik. Seçme ve seçilme hakkı bizlere verilmedi. Allahın birer lütfü olarak geldik. Beyaz kundaklara sarıldık. Nerden bilecektik ki koca bir ziyana uğrayacağımızı. İsraf edileceğimizi. Tüketileceğimizi. Tükeneceğimizi. Bumuydu kader. Bumu alın yazısı. Yaşadıklarımızmı? Yaşamak zorunda olduklarımızmı?
Kul olarak geldiysek dünyaya, neden köle olarak yaşamak zorunda bırakıldığımızı hala anlamış değilim. Yıllardır bir izahınıda bulamadım. İsyan bayrağını çekmiş dediğinizi duyar gibiyim. İsyan değil bu bir çoğumuzun içinde yaşadığı ve bunlarla yaşlandığı söyleyemediklerimiz.
Sorgusuzca infaz edilen hayatların göç zamanı başlar. Bir ocaktan, başka bir ocağa. Daha düşlerin büyümeden, kendin büyürsünde bakarsın anlamsızca büyüyen ayak izlerine. Çocuksu gülüşlerinin yerini, kadınla değiştirirsinde, topuklu ayakkabıyla basarsın izlere uymaz biri birine. Geçmiş olsun der, ocak tüttürürsün küçücük ellerinle. Bezden oynadığın oyuncak bebek, etten olurda doyuramadığın karnını onunkiyle değişirsin. Öğrenmediğin ninnileri bestelersin dudağından dökülür, mışıl mışıl uyursun, büyürsün büyütmekte olduğun çocukla yürürsün adım adım. Anne sesi yankılanır kulaklarında. Büyüdüğünü anlarsın. Dar omuzlarına yüklendikçe yüklenirsinde nasıl güçlendiğini anlamazsın. Kısacası yerini bilirsin. Giyersin kostümünü sahne senin. Ocak yandıkça sende yanarsın. Bilmezsin hangi mevsim, iki karış saçın birbirine karışmış, küsersin aynalara. Kopartmazsın takvimin vaktiyle yapraklarını.,okumazsın sayfada yazanları. Günün isimleri, günün menüsü, hadisler, tarihler boş gelir onca telaş arasında. Dört gözle beklersin el, ayak çekilse, gece gelse şöyle bir sigara. Dumanına anlatırsın derme, çatma yaşadıklarını. Sigara biter. Ay düşer gecene. Aydınlık olsun dersin. Kalırsın dört duvar arasında. Çatışmalar başlar. Kalan sağlar benimdir dersin. Toplarsın leşleri bir, bir atarsın en içine. Derin bir nefes alırsın vermezsin içindekiler çıkmasın diye. Kanadı kırık kuş merhamet ister diye yalvarırsın.
İnsan en çok kendisiyle konuşur. Söyleyemediklerimiz yoktur orda.Kelimeler çırılçıplak.Var etmeye çalıştığın herşeyin yok olduğunu görürsün. Dur, kalklarla itelediğin, ötelediğin hayatın görünmeyen yolunu bulmak için. Çoktan kalan az ömrünün ziyanlarını toplarken kirlenmiş ellerini bir ihtimal arındırmak arzusu. Korkutan sessizlik çanları çalarken ölüm kokusu sarmış etrafını. Yenmek yok, yenilmek yok. Katık ettiğim mutlulukları beyaz bir patiskaya iğneledim.Bunu bile yaparken güldüm sana hayat. Tüm tükenmişliğime rağmen. Büyüdüm artık büyüdüm hayat. Anlatma bana bir varmışları. Ben hiç olmadığımı biliyorum.
Yol uzun, yüküm ağır. Ziyanı geçtim o senin ayıbın. İçimdeki çocuğu kaybetme ihtimalinden başka bir korkum kalmadı. Haaa bir de gülüşüm.Kalan sağlar senin olsun.
İnsan en çok kendisiyle konuşur.Birazda kalemimle dertleşip, sizlerle paylaştım. Seçki kurula çok teşekkür ederim. Onur duydum.
Saygılarımla.
YORUMLAR
yaşam bu ne denilebilir!
en çok yazgısı büyükleri, onların kişisel çıkarları sonucu biçimlenen köy kızlarına
evet tinsel ve parasal bağımsızlığı olmayan bacılara üzülürüm.
içtenlikli, yürek sesinizin duru nağmeleriydi okuduğum.
Kutlarım.
esesligizem
Saygılarımla
Katık ettiğim mutlulukları beyaz bir patiskaya iğneledim.
Bunu bile yaparken güldüm sana hayat.
Ben de gülüyorum sevgili Gizem.
Bir kalbin deşifresi gibiydi, iyilerin ortak hikayesi demek de mümkün .
Yine de kötülerin gölgesi olmaz dalı olmaz.
Her şeye rağmen işlensin o patiskalar ,güzel yazınızı ve başarısını kutluyorum.
esesligizem
Saygılarımla
güzel içten bir yazı olmuş kaleminizi kutluyorum. evet insan en arı en yalın en gerçekçi kendiyle konuşur kalemin her kağıda yönelişinde; her harf, her hece, her cümle kendinden bir şeyleri oraya nakşeder. emeinize yüreğinize sağlık.
esesligizem
Saygılarımla
"İnsan kalkıp gidemediği yere
dalıp gidermiş."
Bazı deģerler elimizden kayıp gitti deardından baka kaldık,dona kaldık.
Her kesin hikayesinden bir duble vardı yazınızda..
Ne diyelim şu ara ihtiyacımız olan tek şey saģlık,gerisi artık muamma.
Yüreģinize,emeģinize sağlık..
Sağlıklı,sevgiyle kalın
esesligizem
Saygılarımla
İnsan en çok kendisiyle konuşur başkasının yüzüne söyleyemediği kelimeleri yutar kursağı yırtılma kadar susar
İçindeki fırtınalarala kalple konuşur anlatırda durur...
Yüreğinize sağlık çok derindi ...
esesligizem
Saygılarımla