- 664 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
EYVAH! MİSAFİR Mİ GELDİ?
...
Misafir kısmeti ile gelir: (atasözünün anlamı) Misafir geldiği evde ya ona da yetecek kadar fazla yiyecek bulunur ya da beklenmedik bir yerden o sırada yiyecek geleceğine inanılır.
Misafir misafiri (dilenci dilenciyi) istemez (sevmez), ev sahibi ikisini de: Misafir, gittiği yere başka bir misafirin gelmesini istemez. Bazı durumlarda da ev sahibi hiç misafir gelmese de rahatım bozulmasa diye düşünür.
Misafir on kısmetle gelir, birini yer, dokuzunu bırakır: Misafirin ev sahibine fazla bir yük yüklemeyeceğini, Allah’ın misafirin yediğinden kat kat fazlasını ev sahibine vereceğini anlatır.
Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer: Misafir, gittiği yerde aklından geçenleri değil, ikram edilenleri yer.
Misafir üç gün misafirdir (misafirlik üç gündür): Geleneğe göre bir yerde, misafirlik süresi olan üç günden çok kalınırsa, misafirliği bırakıp ev sahibine yardımcı olunmalıdır.
Misafirin umduğu ev sahibine iki öğün olur: Misafirin hayal ettiği yiyeceklerle ev sahibi kendisine iki öğün sofra hazırlayabilir.
...
Misafiri sever misiniz? Ben misafirin edepli olanı severim. Müze gezen turist gibi oda oda inceleyen, sağı solu araştıran tipte misafir türünden hiç hazetmem. Buz dolabına bile burnunu sokan, meraklı tiplerdir bunlar.
-Aloo! Kardeş ne arıyon dolapta?
-Şeyy! Dolabın içi geniş mi diye baktım!
-Niye ki napcan içine mi girecen?
Ya sabır!..
Bir de evlerimize izinsiz girenler var. Daha doğrusu her yere izinsiz giren biri bu. Ve artık bu dengesizin ağzının payını vermenin zamanı geldi diye düşünüyorum;
Arsızsın; ne utanman var ne arlanman. Destursuz her yere giriyon, yaşlı genç demiyon, çoluk çocuk perişan ettin hepimizi. Bi git hele de nefes alalım ya hu!
Misafirsen misafirliğini bil bi otur hele yerine. Olmaz ki ama vızır vızır geziyon. Mağaza, market, otel motel, ev bark, cadde, sokak her yeri dolanıyon; kuyruğu yanık kedi gibi...
Misafirlik üç gün bilemedin bir hafta, hadi yine bilemedin bir ay olur. De git artık, aylardır bizimlesin. Eleğini gerdin yüzüne; hiç utanmadan salına salına geziyon. Oh ne ala memleket, biz evlerde pinekleyelim, sen her deliğe gir çık!..
Ama çok az kaldı yakında pılını pırtını toplayıp gideceksin. Ya da biz öyle kanıksayacağız ki seni ha varsın ha yoksun bizi hiç ırgalamıyacak.
Öyle hayalet gibi dolanacaksın aramızda seni ne göreceğiz ne de hissedeceğiz. Bu bizim en yetenekli yönümüz. Ekranlarda onca kötü haber izleriz; çayımızı keyifle içeriz.
Bir genç kız taciz edilmiş, yirmi günlük bebek sokağa atılmış, intihar eden genç, şiddet gören kadın ve daha bir çok buna benzer ve daha da kötü sayısız insanlık ayıbı...
-Hanım kanal değiştir! İçim daraldı bu nedir ya!..
Kanal değiştirince; Hoop! Ruh halimiz de değişir. Keyfimiz de yerine gelir. Haberleri kapatınca tüm kötülükler de yok olur. Gecemiz de huzurlu geçer, mışıl mışıl bebekler gibi uyuruz sabahlara kadar.
Sevgili virüs sen nasıl bir şeysin? Misafir misin? Ev sahibi misin? Arsız mısın? Hırsız mısın? Nursuz musun?
Her ne isen çok yakında biz seni de benimseriz. Biz de bu rahatlık varken sana da alışırız. Umursamaz oluruz; hiç kâle almayız seni.
Hatta başladık bile. Baksana kaçak düğünler yapar hale geldik. Yasak olmasa maske de takmayız; sen bakma herkesin maskeli gezdiğine. Onlar hep numaradan.
Hatta çok yakında eminim ki sen bizden kaçmak isteyeceksin. Çünkü bizde ki vurdumduymazlık sana da bulaşabilir. Ruhsuz ruhsuz gezersin sonra.
Duyguların donmuş gibi yaşamak istersen; maskesiz olarak kaçak düğünlermize katılman, geline çeyrek takıp öpmen yeterlidir...
Bizim gibi olmak istemiyorsan, en iyisi sen tası tarağı topla; kaç git buralardan.
Söylemedi deme!..
...
YORUMLAR
Göndermelere bayıldım... nereye istersen oraya konar.
Edebiyatta sanat buna derim, illa bir sanatın ismi şart mı yani... kalemin sanatı olduktan sonra aklın (gözün) arkada kalmasın ilkbaharın eriyen kar suları gibi akar gider, yolunu bulur, kimsenin şüphesi olmasın.
Önce misafirlikle ilgili deyim ve ata sözlerle ilgili anlamıyla yapılan açıklamalar bizleri bilgi sahibi eylemiştir. Akabinde benzetmeler... minder kalın mı geldi, ne!.. Ne gitmek bilmez şu - halk söylemiyle - korona denilen utanmaz misafir.
Gidecek... gidecek, yolu göstermişsiniz. Bu açıklama ayrı bir güzel olmuş...
Doğrudur valla, biz onu da kendimize benzetiriz, dayanamaz harika buluşlarımıza, kaçar gider arkasına bakmadan...
Kaleminiz daim olsun...