- 373 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Her Gün Helva Yemiyoruz
Ölümü öldüren hikayelerden birinedir bu yazı.
Bir garip yolculuktur.
Simsiyahtı gökyüzü. Doğduğu ana geri dönecek olsa böyle bir isim seçerdi herhalde kendine. Oysa her çocuk gibi bir zamanlar o da güneş çiziyordu resimlerine. Hatta o zamanlar gökyüzünü maviye bile boyuyordu.
Bir gün anne babasının öpmeye kıyamadığı o minik eller büyüdü. O büyüdükçe dar gelmeye başladı dünya. Misal, şiir seviyordu kadın. Oysa maval okuyordu adamlar. Karalıyordular.
Bir bir ölümleniyordu aşklar. Tütsülenip kutulara gömülüyordu. Birbirini bölüşen insanlar sonra her nasılsa birbirini öldürüyordu. Çocuk büyüyordu. Çocuk dedik ya aslında o kendisini hiç de öyle görmüyordu. Gördüğü ömür kadar dilimlemişti ömrünü.
Bir çocuk gibi kanmaya hazırdı ama kimse ona masal bile anlatmıyordu. Oysa bir fincan kahveye o kırk yılın hatrını bile sayacaktı. Ona göre zaman bir çocuğun kulağından tutup çeker gibi onu da sürüklüyordu.
ve gökyüzüne baktı.. simsiyahtı..
İnsan en çok da yaşadığını yazabildiğinde başarılı oluyor. Tabi bu başarı da her neyin nesiyse. Misal, ben şu an bunun farkındayım ama o belki de o an bunu bilmiyordu. Belki benden daha usta bir kalemdi ama o yaşadığını yazarken ben yazdığını yaşayabiliyordum.
Bak güzel çocuk..
Ben de her gün helva yemiyorum!
Görüyorum ki yazdığın güzelliği beğenirken bile yakınında olmasa da yanında olup senin adına olası bir ihtimale üzülebilen dostların var. Hani sen o halini sonsuzluğa bıraktım sanıyorsun ya o siyah gökyüzü altında seni görüyorlar. Hepten kara bilme geceyi. Zifiride dahi karanlığı bir çift göz yarar.
Muğlak bir gerçekteyiz. Görüyorum ki sen benden daha da çok farkındasın. Mutlak bir gerçek de var. Onu da ’sır’ etmişler malum. Teslim olma. Geçmişe dönemiyoruz belki ama anne babanın gözünden baktığında hala çocuksun.
Hatta eğer uslu bir çocuk olursan şirinleri bile görebilirsin..
Düşün ki şaka bile yapabiliyorum. Hatta çok uzun zamandır ağlayamıyorum. ’Gamsız’ diyorlar bana biliyor musun! Oysa gerçek bambaşka. Bir kırılma noktası var desem kim ne kadarını anlar. Hoş bu bile pek umrumda değil. Belki de haklıdırlar.
Benim de dertlerim var. Sigara altı birşeyler atıştırmak, ellerimle tütün sarmak, anason kokusunu kovalamak vs..
Sorma, ben de bilmiyorum ne anlattığımı.
Hani sebze almaya çıkmış da eve vardığında sebze harici herşeyi aldığını farketmiş gibi. Yada günümüz diliyle komik bir video izlerken alakasız bir filme düşmüş gibi. Senin için beğendiğim bir yazımı terketmiş gibi.
Sanat toplum için galiba. Bunu da şimdi farkettim. Vay be!
Hala insandan önemli bir şey yok bana. Şaşkınlığım buna. Üzülme, ben cazip bir başlıkla yolumu bulurum da..
Sen de bul çocuk.
Doğum günün kutlu olsun. Ömürlensin ömrün!
YORUMLAR
Aklıma bir söz geldi
ölüler sanırmış ki diriler her gün helva yiyor
yani demem o ki
şair
kimse kimsenin gece dört duvar arasında döktüğü yaşın tadını bilmez
o yaş sadece senin dudaklarını yakar
sil kazagının koluyla gözlerini
ve büyü artık
umut dolu yarınlar kapıda aç ve izin ver girsin içeri
şairinde dediği gibi
geçmiş tozdur üfle gitsin