- 826 Okunma
- 11 Yorum
- 6 Beğeni
RESİM Mİ MÜZİK Mİ 2
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Resim Mi Müzik Mi 2
Sağ solun pek olmadığı yıllar.Sol anahtarı giriyordu hayatıma.
Anahtarın sağı ,solu da oluyormuş anlaşılan.
Resim dersinin bir kitabı yoktu.
Müzik dersinin bir kitabı vardı.Lise 1,2,3 sene okuyacaktık.
Bu arada öğretmenimiz,flüt siparişi vermişti.Artık kavalımız da olacaktı..
Flüt üzerindeki deliklerin yerleri de öğrenmiştik.
Önce fış,fış kayıkçıyı öğrendik.
Yavaş yavaş diğer parçaların çalmasını.
Müzikte en sevmediğim yazılı olmaktı.Öğretmen piyonadan notalara basar ona göre porte de yerlerine koyardık.
Babamın yanında örste çok demir dövdüğümden mi nedir notaları ayırt edemezdim.
Yazılılarda hep iki alırdım,sözlüden de sekiz alarak müzikten geçerdim.
Yıllar sonra öğrenmen olduktan sonra müziğin faydasını gördüm.İlköğretimde öğretmenler beş gün derslere girerler ücret alırlardı.Biz branş öğretmeni olduğumuzda branş ders birde başka derse girersek o zaman ücret alırdık.
O senelerde dişi bir koyun almıştık (Kara Fatma) onunla tepe dediğimiz yere giderdik .Ona eserler çalardım kavalımla.Bazen dinler görünürdü bazende bakardı suratıma.
Emekli olduktan sonra bazen Uşak Lisesinin önünden geçer yaşadığımız o günleri hatırlamak için.
Son gittiğimde okul yok olmuştu yıkmışlardı.Seslerimizin dolaştığı o müzik odası da yoktu artık...
YIKIM
İlk okuldan sonra,
Besim Atalay orta okulundaydım.
O zamanlar şapka giyip,
Sıra olup kapısından girdik.
Daha inşaat halindeydi lise.
Sabah lise,öğleyin biz okurduk.
Tahta da anlamadığımız formüller,şekiller.
Lise zormuş derdik görünce.
Sonra ayrıldı okullarımız,
Yoktu bir duvar aramızda.
Ayrı oldu kapılarımız,
Ağabeylerimize uzaktan bakarız.
Bitince ortaokul lisedeydik.
Orada geçti iyi kötü günlerimiz.
Okuldu ikisi de bizi yetiştirdi,
Ayrıldı günü gelen öğretmenlerimiz.
O günleri hatırlayıp diye geçtim önünden,
Lise,ortaokul olmuş dümdüz.
Şimdi taksilerin olmuş park yeri,
Üzüldüm görünce o manzarayı.
Bir ağaçları kalmış ayakta,
Onları da yok ederler sonra.
Nice öğrencilerin anılarını da,
Gömdükten sonra toprağa.
Zil sesine,öğrenci sesine hasret kalacak.
Eskiden bir okul vardı diyeceğiz torunlara.
O okullar yetiştirdi bizleri,
Ne yapsalar da anılarımız var aklımızda...
YORUMLAR
Sivas'ın garip bir köyünde okudum iki yıl öğretmenim
ki okul ülkenin ilklerinden 1923 yapımı ve iki derslikli.,
birinci sınıfı nasıl okurduk aklımda değil ama, 4. sınıfı 3 sınıf beraber okuduk sanırım
ve sonra artık eskidiğinden sanırım 3 derslikli yenisini yapsalar da, köylü orayı müzeye dönüştürdü kendilerince, iyi de etti, köyün tarihi adına.
,şimdiyse köyde çocuk yok öğretmenim, olan da başka yere götürülüyor taşıma dedikleri sistemle, ne yazık ki...
bu arada, çok fazla okuyamasam da hem resim, hem de müzikte berbat bir öğrenciydim,
türküler hariç elbette...
nice anıyı canlandırdığınız için nice teşekkürlerimle.
eyvallah.
merhaba Hasan Özaydın şair-yazar öğretmenim, yayla suları gibi içimi ferahlandıran tatlı anlatımın ve köy derelerinde sessizce akan sular güzelliğindeki şiirinle bezediğin paylaşımın çok hoştu
Yılların ötesine götürdün beni de.
Aynı dertten muztariptim ben de. Resim dersi.
Müzikten Ö. Okulu ilk sene zorlandık...
Emeğe ve sanata saygımla dostlukla kalın...
Ortaokul müzik kitabımız geldi aklıma
Saip EGÜZ-Ziya AYDINTAN imzalı
“Ekin ekilen yere
Sapı bükülen yere
Can kurban canım kurban da
Kekil dökülen yere” adlı türkü kulağımdadır o derslerden
Ya “Ak Koyun Meler Gelir
Dağları Deler Gelir (Vay)
Hakikatlı Yâr Olsa
Geceyi Böler Gelir (Vay)” adlı türkü
Orta 2’de Müzik öğretmenimiz kemanıyla gelirdi derse de
O çağımda gıy gıy gıy komiğime giderdi ne hikmetse
Hoca çok mu ciddi geliyordu bana, yoksa bir akort bozukluğu mu vardı bende bilemedim
Keman bizim seçkin enstrumanımız şüphesiz
Açıkçası sınıfta genel bir tebessüm eğilimi vardı hatırladığım
Nihayet
Yüreğinize, emeğinize, kaleminize, kelamınıza bereket hocam
Saygı ve selamlarımla…
levent taner
da fazlalık, şimdi fark ettim
Saygılarımla hocam...
levent taner
da fazlalık, şimdi fark ettim
Saygılarımla hocam...
Öğretmen okulun tüm binalarının duvarları, koridorları flüt, mandolin, melodika müzik derslerinde çaldığımız ezgilerle çınladı yıllarca.
Bugün okullarda flüt çalınsa da zevk vermez oldu, değerli öğretmenim.
Unumuzu eleyip ipe mi serdik, ne?
Güzel bir yazı tebrikler hocam...
Saygılarımla...
İlkokulda resim dersinden sınıfta kalmıştım.
Tabii yanında matematik de vardı.
Resimden neden kaldım sınıfta.
Çünkü resim ödevlerini hiç getirmeyen arkadaşım Mahmure'nin gözyaşlarına kıyamamıştım. Benim yaptığım malzemeleri onunla paylaşmıştım. Öğretmen anlayıp ikimize de zayıf vermişti.
Neyse resim yaparım şimdi. Karşımda iki yarım resmim var. Yarından başlayarak bitireceğim inşallah.
Anlamlıydı; tebrikler..
Hasan Özaydın
glenay
Ayrıca kutluyorum.
Yazınız güne düşmüş.
Ne desem şimdi?
Sadece resim desem çooookkk eskilere dönüp o meşhur ninnilerle başlayıp, Sezen Ablamıza, Ajda Teyzemize ayıp olacak. O yüzden mümkün değil müziksiz bir dünya düşünemem.
Peki resmi arkaya atabilir miyim? O da olmaz, çünkü resim benim asıl mesleğim.
Ne mi olacak?
Çocuklar takacaklar kulaklıkları müzik dinleyerek, hem resim yapacaklar, hem ders. UZAKTAN EĞİTİM YAPACAKLAR. Nasılsa öğretmenini pek dinleyen yok.
Saygıyla Efendim.
Geçmişi bilmeyenler için güzel bir yazı anlamlı şiir. Eskiden Ortaokul ve Lise aynı binada olurdu, 12 yıl önce ilkokul ve ortaokulun birleşik olduğu gibi.
Ama en önemlisi; öğretmenler de biliyor uygulaması oldukça zor "öğrenme stili" özellikle ailelerinde bilmesi gereken bir konu