Kış Uykusundan Uyanmak

• 29 Kasım 2020 Pazar 15:35:28

Bazı canlılar kış uykusuna yatarlar da bahar geldiğinde uyanırlar…Müslümanlara yapılan sözlü ya da ameli saldırlar da, İslam’ı yok etmez aksine uykudan uyandırır, uyandıracak inşallah…

Fransa’da, Yunanistan’ da, Ermenistan’da, Hindistan’da, Amerika’da… Sözüm ona ırkçılık adı altında toprağı kazıp da petrol bulmuşçasına ortada dolaşan şiddet haberleri mide bulandırıyor. Savaşların maddesel yükünü, bu yolla çözmek onlara akıllıca ve ekonomik geliyor.

İnsana, doğaya, hayvanlara şiddet… Irkmış, dinmiş, yetimmiş, fakirmiş neden gösterip de yapılmaması gereken bir suç. Her canlının yaşama hakkı var. Onun elinden bunu kimse alamaz. Almak isteyen zalim olur, insanlıktan çıkar.

Bugün yaşanan İslam gelenekseldir. Çoğu namaz kılana bile sorsanız belki her gün namazda okuduğu Fatiha süresinin ne anlama geldiğini, okunan ezanın ne mesaj verdiğini hatta besmelenin bile manasını bilmeyenlerle doludur. Allah’ın dediğini yapmayan, Allah’tan başka her kişinin yap dediğini yapan, kısacası şirkle yatıp kalkan bir inanış sistemi haline gelmiştir. Buna rağmen Müslümanım diyen, İslamın gölgesini de olsa bunu yaşamaya çaba gösteren toplulukturdur da…

Müslümanın aksine ona karşı duran küfür okur, bilgilidir. Bildiklerine ve kendi gibi düşünenlere, ayağına basmadıkça sahip çıkar. Müslüman’ın bilgisizliğini kullanır. Cahile karşı bilgiyi güçmüş gibi kullanır. Eğer Müslüman dinin gerçek kriter ve ilmiyle yaşasa, kardeşliği yaysa hangi yönden küfür saldırabilir ki… Bu dünyada güçlüymüş rolüne soyunabilir ki! Allah bunların varlığına izin veriyor ki, tıpkı soğuğa direnen meyve çiçekleri gibi, en güçlüsü hayatta kalsın ve kendisine dost olsun. Allah ile kim savaşabilir ki, en büyük öğretisi de ölümdür.

Yıllarca baş örtüsü ile uğraşıldı sonuç ne oldu? Kadınlar doğruyu araştırdı ve öğrendi. Artık baş örtüsüz gezmiyorlar da. Ezanı Türkçe okuttular da ne oldu? Öyle bir hükümet kuruldu ki, orjinaline sadık arapça okutmayı görev bildiler. Üstelik, camilere imam, müezzin yetiştirdiler, Kur’an kursları açıp, İslam nasıl yaşanırmış anlatmak için öğretmenleri var ettiler… İslam’a yapılan her zulmün arkasından uyanış gerçekleşti ve daha da doğrusunu öğreten, öğrenen kişiler çoğaldı.

Eğer Allah’a inanan, kıyamet gününe-Ahirete inanan kalmazsa, işte kıyamet o zaman kopacak. Allah bu kainatın sahibidir. Kendisine karşı gelen insanı neden yaşatsın ki… Bu dünya, her türlü çirkinliğin, günahın işlendiği, eğlencenin pik yaptığı israf toplumu asla olamaz. Bu dünya kişilerin kimseye muhtaç olmayana kadar çalıştığı, bir şeyleri üreten dünya olmalıdır da… Dinimiz, tembelliği ret eder.

Hal böyle olunca, tembelliği şiar edinmiş Müslümanları uykudan uyandırmak için küfür tarafından şiddet, savaş gibi sınavlar hep olmuştur. Müslüman “Oku!” emriyle okumaya başlayacak, onu yaşamayı gaye edinecek ve bu tehdit-şiddet karşısında haklarını aramaya yollar aramıştır, arayacaktır. Kardeş olacaktır.

Müslüman bilir ki, hayır bildiğinde şer, şer bildiğinde hayır vardır! Müslümanlar üzerinde oynanan bu oyunlar ve sömürüler elbette bitecektir. Keza Ermenistan’ın Ağdam şehrinde ki Osmanlı eseri camiyi ahır yaparak hakaret etmesi, onun yanına kar kalmamış, orası yine cami olmuştur ve Dağlık Karabağ dünyanın gözü önünde tıpkı Peygamberimizin evinden çıkarken kimsenin görmediği şekilde çıkması gibi, Müslümanlara verilmiştir. Burada tekrar onu teslim alan ihlaslı askerinin gür sesiyle ezan okunmuştur. Müslüman uykudan uyanacaktır ve tereyağından kıl çeker gibi şiddete ve savaşa son verecektir.

Bu şiddette, öyle bir rahmet var ki… Koronanın verdiği dehşet ortamında, insanlıkta değişiyor. Uyanıyor dünya İslam’a, rahmete ve nimete… İnşallah!

Saffet Kuramaz