- 473 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
IŞIK TAŞIYANLAR
İnsan soyunu yok etmek kolay değil.Onun en güzel temsilcileri olan devrimcileri de öyle. Onlar ışık taşıyanlardır. Sonsuza dek ışıyacaklar. Fransız yurtseveri Gabriel Peri’yi kurşuna dizdiler. ’’Yeniden yaşamam gerekseydi yine aynı biçimde yaşardım’’ diyen sesi dize dize yayıldı tüm dünyaya. Ama katiller yenildiler ve cellatları kimse anımsamıyor. Biz ömür boyu türkülerin en gerçeğini söyleyenleriz, ölümler türkümüzü susturamıyor.Gabriel Peri yaşıyor ve cellatların karanlık köşelerini yaşamla ve insan onuruyla kuşatıyor.
Bizim savaşımız umutla ölüm arasında bir yarış. Bir çok güzel insan ölüyor biliyoruz. Kazanan umut olacak ve biz unutturmayacağız.
Yaşamanın, aşkın, sevdanın, güneşin, gökyüzünün güzelliğini bilenleriz biz. Yüzümüz güneşe dönüktür. Yaşamak bizim için sevinçtir ve biz sevinç uğruna ölmesini de biliriz. Korkuyu sevincimizle yeneceğiz. Yenildiler hep yenilecekler. Spartaküs ve yoldaşlarını Roma yollarına çivilemek köleci düzenin çöküşünü engelleyemedi.
Yaşamayı sevenler güzel ölmeyi bilirler. Yaşam nasıl kolay yok edilebilir ki? Birinin yenildiğini sanırsın yüzlercesi fışkırıverir. Budur korkularının kaynağı.
Tüm faşistler ölümü yücelttiler. Ölüm üstünedir çeşitlemeleri. İspanyol falanjistlerinin sloganı ’’Viva La Muerte’’ dir. Yani ’’Yaşasın Ölüm’’ Nazilerin ise kuru kafa: Bizse geleceği ve yaşamı temsil ediyoruz. Mutlu bir yaşamı...Julis Fuçik öldürüleceğini anladığında şöyle diyordu: ’’Ve yineliyorum; biz mutluluk uğruna yaşadık; bu uğurda savaştık, bu uğurda ölüyoruz. Hüzün hiçbir zaman adımızla birlikte anılmasın:’’
Beyaz gemilerle geliyor ölüm: Erdal Eren’i alıyor bizden. Suskunlar sımsıkı sarıldıklarını sanıyorlar yaşama... Evet ölümden daha güçlüdür yaşam. Ama onu savunmaya katılmadığınızda elinizde sımsıkı tuttuğunuz ölümdür yalnızca. Erdal Eren’in kısa süren onurla biten türküsü bunu anlatıyor bize. Hepimiz kulak vermeliyiz bu yükselen ve susturulamayacak olan sese.