- 403 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞLI BİR ADAMIN SON RÜYASI/ İKİ BUÇUK AY
YAŞLI BİR ADAMIN SON RÜYASI
İKİ BUÇUK AY
Orta yaşlı adam sağ eli ile kullandığı bastonuna ağırlığını vererek, yavaş adımlarla rasgele bir otobüs yazıhanesinden içeri girdi. Etrafına bakındıktan sonra, biletlerin satıldığı bankın bulunduğu yere doğru yöneldi. Bankın öbür tarafında her halinden çok meşgul olduğu görünen adamın dikkatini çekmek için birkaç defa öksürmek zorunda kaldı. Genç adam başını kaldırdı bir çift ürkek yaşlı gözle karşılaştı. Aralarında bir an gerçekleşen iletişim adamı tedirgin etti. İçinden ne tuhaf diye düşündü sanki bir şeylerden kaçar gibi hali var.
‘’ Buyur Bey baba, yolculuk ne tarafa?
‘’ Anadolu’ya olsun da gerisi fark etmez. Aslında gideceğim yeri hiç düşünmedim.’’
‘’ Yani şimdi gitmek istediğin şehir ya da bir kasaba yok mu?’’
Yaşlı adam öylece kaldı uzun müddet düşündükten sonra, cevap verdi, ‘’ Çok uzaklarda bir yer olsun. İstanbul’u unutabileceğim bir yer.’’
Tamam dedi görevli, ‘’ Trabzon tam aradığın yer. Hatta kendin bile kaybolabilirsin. Hem Trabzon’da benim hemşerilerim var. Belki sen bir şeylerden kaçıyorsun. Ben Trabzonluyum Sana yardımcı olurlar.’’
Eğer biraz dikkat ederseniz adamın o kadar yaşlı olmadığını da anlarsınız. Biraz kendine baksa yakışıklı bile sayılabilir. Taş çatlasa, yaşı kırk ile kırk beş arasında görünüyor. Adam bileti veren görevlinin bu kadar geveze olduğuna şaşırmıştı. Sadece bana mı diye düşündü. Aklından geçenleri yüzüne aksettirmemek için büyük çaba sarf etti. Son zamanlarda bazı konularda çok zayıf düşmüştü ki. ‘’Belki bana orada yardımcı olabilirler.’’ Haydi, hayırlısı diye aklından geçirdi. Kararını verdi. Cevabını geciktirmedi.
‘’ Tamam evlat, sen kazandın Trabzon’a bir bilet ver ama biraz geç vakte yaz.’’
‘’ Adını bağışla amca, bak sana kartımı vereceğim. Akşam gelinceye kadar ben buradayım. Birkaç arkadaşımın telefon numaralarını ve adreslerini de yazarım. Sen yola çıkınca, geleceğinden onları da haberdar ederim. Yerin cam kenarı tamam mı?’’
Adam yazıhaneden çıkarken, görevli acaba doğru mu yaptım diye düşünüyordu. ‘’ Adamın kaderi ile dedi bir sigara yakıp bir nefes çekmeden söndürdü. ‘’ Lanet olsun bu meretten de kurtulamadım.’’ Dedi. ‘’ Ama kurtulacağım.’’
Otobüsün yola çıkmasına az bir zaman kala yazıhaneye geldi ve bileti satan genci buldu. Delikanlı eline uzun bir liste uzattı. Listeyi uzatırken konuştu,
‘’ Sana kanım ısındı. Neden bilmiyorum ama bana öyle geliyor ki sen bu şehirden kaçıyorsun. Seni bu şehirden kaçıran sebebi aslında merak etmiyorum da değil.’’
‘’ Haklısın evlat bu şehir benim için yaşanmaz oldu. İstanbul, canım İstanbul. İki âşıktık birbirimize. Ne ben onsuz yapabiliyordum, ne de o bensiz.’’
Vedalaştılar adam ağır adımlarla, otobüsün arka kapısından bindi ve son defa geriye göremediği bıraktıklarına baktı. O şimdi ne yapıyor acaba diye söylendi. İçi kan ağlıyordu. Bu kan hiç durmayacak ve onu hatırlatmak için devamlı kanayacaktı. Gözünden akan birkaç damla yaşı elinin tersi ile sildi. Kapıyı sert bir şekilde kapattı. Yerine otururken otobüs hareket etti. İki sevgili bir daha buluşmamak üzere ayrılıyorlardı.
Benim hayatım onun doğum gününden bir gün önce başladı diyebilirim. O güne kadar aramızda koyu bir perde gibi duran çekingenlik birden ortadan kalktı. Yaşadığımı o zaman anladım. Aslına bakarsanız tanışmamız biraz daha eskiye dayanır. Yirmi iki, yirmi üç Temmuz günlerinin hayatımdaki yeri çok özeldir. Yirmi iki Temmuzda onu ilk defa öptüm. Yirmi üç Temmuz onun doğum günü benim ise onunla yeniden doğduğum gün.
Bu günlük bu kadar belki bir gün devamını da yazabilirim. Belki bir gün?
Tuğrul Ahmet Pekel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.