- 561 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Buğlem
BUĞLEM
Sevgili dostum,
Sana okuduğum kitapları anlatmaya devam ediyorum. Benim okuduklarım kitaplar hakkında sen de bilgi sahibi ol. Bu mektupları okuyanlarda bilgi sahibi olsunlar, kitabın içinde ne var en azından bilsinler. Olabilir ki kitabı okumaya imkan bulamazsan bilgi sahibi ol kitap hakkında. Dostluk da bilgi ve sevgi paylaşımı değil mi?
Sevgili dostum,
Buğlem sözlük anlamında “su” demek. Buğle Türk dil kurumu sözlüğüne göre ise “Ağaç sabanlarda kulağı sabana bağlayan ağaç” “ Buğlem ise “cenneti müjdeleyen melek” kızılderili dilinde ise “cennet yüklü bulut” demekmiş. Burada yazar “su” anlamında kullanmış Buğlem kelimesini. Yani suyu çağrıştıran bir anlam. Cennet te güzel su ile dolu değil mi?
Kıymetli kardeşim,
Yıllarca bir kamu kurumunun “su” ile alakalı biriminde çalışan bir yazar ve şair sanırım bir roman yazsa su üzerine yazardı. İşte Yazar ve Şair Şener İşleyen de yıllarca su üzerine bir kamu kurumunda çalışan, yöneticilik yaptıktan sonra su üzerine bir roman yazmak istemiş ve 500 sayfalık “Buğlem” romanı ortaya çıkmış.
Kitabı ilk çıktığı zaman, 2019 Tokat Kitap fuarında almış ve okumaya başlamıştık. Bir yıl sonra tamamlamak nasip oldu. Kapsamlı kitapları yavaş yavaş sindirerek okumak anlamak lazım.
Sevgili dostum,
Kitap yazarın da memleketi olan Konya Sultaniye (Karapınar) kasabasında geçiyor. Şeyh Aşkari Dergahının sucu ailesinin ve onların oğlu Hayati’nin 90 yıllık ömrünü anlatıyor. Aslında aradıklarımızın yanı başımızda olduğunu bir ömür boyu bile anlayamadığımızı romanın sonunda anlıyoruz.
Ne kadar hasta olursak olalım, ne zaman öleceğimizi bilemeyiz. O yüzden sevdiklerimizden ayrılmadan, yuva kuracaksak kuralım, sevdiğimizi üzmeyelim. Hayatımızın ne zaman sona ereceğini ancak Yaradan bilir. Sucu Hayati, 50 yaşında hasta iken öleceğini düşünerek evlenmiyor ama 90 yaşına kadar yaşıyor. Evlenmediği için, sevdiğini üzdüğü için de pişman oluyor.
Sevgili dostum,
Sucu Hayati, ömrünün son zamanlarını şeyh Aşkari’nin tavsiyesi ile Mekke ve Medine’de geçirir. Hacılara su dağıtırken aynı zamanda çok istediği Hızır’ı arar. O’nunla tanışmak ister. Orada kimsesiz olan bir genç ile tanışır. Adını bile bilmediğini söyleyen bu gence “ Buğlem” adını veren Hayati, O’nu torunu gibi sever. Beraber ömrünün son zamanı memleketine dönerler. Hızır ile tanışmadan ölmek istemediğini söylese de aslında “Buğlem “adını verdiği ve O’nunla su ve dini konularda sohbet ettiği gencin Hızır olduğunu bilemez. “Hızır” gelse de kimseye “ben Hızırım” der mi? Hızır habersiz ve kendini tanıtmadan gelir ve fark ettirmeden gider.
Sevgili dostum,
Romanın arasında Yusuf Peygamber, Yunus Peygamber, Nuh peygamber, Musa Peygamber’in su ile imtihanlarını anlatan hikayelerini ve tarihten su hikayelerini yazarın akıcı kaleminden okuyoruz. Tabii ki Zemzem’in ve Hz. Mumammed ’in hikayesini. Suyun şifa olan gücünü, canlılar için önemini, İnsanlığın su ile var olmasını, su ile temizliği, su ile zinde kalmayı okuyoruz.
Sevili dostum, Roman Derviş ve Hayati’nin ayrı hayat hikayelerini anlatarak roman sonunda sürpriz ve sırlı sonlarını anlatıyor. İki ayrı hikayenin roman sonunda birleşmesi romana gizem katıyor.
Roman
Sevgili dostum,
Yazarın Mesleği su ile alakalı olunca yazar su ile irtibatlı her türlü bilgiyi senelerce öğrenerek bu kitap için saklamış. Her meslek erbabı mesleğini sadece yapmadan mesleği hakkında bilgi toplasa ola ki, yazarı yaptığı gibi ya kendisi yazar ya da yazacak başkalarını bulur, kendi anlatır. Onca bilgi ve meslek sırrı boşa gitmemeli ve gençlerde okumalı.
Sevgili dostum,
“Buğlem” ile sucu Hayati’nin dostluğunu görünce illa da dostluk için kan bağı olması gerekmediğini, İnsanların aslında yalnız olmadıkları belki de yanlarında kendilerine en çok yardım edenlerin Hızır olabileceğini fark ediyoruz “Hızır gibi yetişti” deyiminde en zor zamanlarda bize Rabbimizden gelen yardımların aslında en çok aradığımız Hızır olabileceğini hissettiriyor.
Sevgili dostum,
Yazar Şener İşleyen daha önce de Yusuf ile Züleyha aşkını anlattığı “Pirahen” ve Hz. Yahşi’yi anlattığı “Rammah “ romanları ile tanıyoruz. Konya’nın manevi ikliminde yetişen İşleyen son zamanlarda yeni bir hikaye kitabı ile adından söz ettiriyor. Konya’nın manevi iklimi gerçekten güzel yazarlar çıkarıyor. Bunlardan biri de Yazar dostumuz Şükran Pınarcan.
Sevgili dostum,
“Buğlem” i okurken dinler tarihi ve tarihin suyla imtihanını okuyor gibi bilgi sahibi oluyoruz. “Suyun hayat veren” gücü ile Yaradanın gazabı ile “felaket olan” gücünü de gözler önüne seriyor yazar. Suyun hayat veren ve boğan öldüren olduğunun farkına vararak suyun çok olduğu yerlerden uzak kalmanın önemini de belirtiyor . Burada “her şeyin azı kar ortası karar çoğu zarar” düsturunu “ Buğlem” romanında da görüyoruz. Yazar gerçekleri bizlere gerçekçi olarak ve canlı gibi anlatıyor sözlerle.
Kıymetli edebiyatsever arkadaşım,
Hafta sonu tatillerinde, pandemi döneminde bu gibi kitaplar okuyarak zamanın nasıl geçtiğini unutuyor insan. “oku” emrinin ne kadar önemli olduğunu görerek “zamanın su gibi geçtiğini” bu kitabı okurken de fark ettik. Konusu “ Su “ olan bir romanı okurken su gibi geçen zaman….
Sevgili dostum,
Yazar ve şair Şener işleyen dostumuzu bu güzel kitabı için tekrar tebrik edelim ki, yeni kitaplar yazmaya ilham bulsun. “Marifet iltifata tabidir” misali yazarlarımızın yazdıklarını böyle değerlendirmek onları yeni eserlere motive eder sanıyorum.
Başa bir kitabın tanıtımında buluşmak üzere…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.