- 335 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
YAN MASANIN İKRAMI
Gençlik bu ya. Kızın birine kafayı takmışım. Pas alamıyorum. Yanından, sağından, solundan, önünden, arkasından dolaşıyorum bana mısın, demiyor. Efkârlandım. Meyhaneye gittim. Loş bir köşede boş bir masaya oturdum. Garsona ne varsa masayı donat, dedim. Televizyon açık. Neşe Karaböcek, zil gibi sesiyle Kıskanırım şarkısını söylüyor. Şarkıyı dinledikçe kadehler bir bir gidiyor. Bütün masalar dolmuş durumda. Herkes kafa kafaya vermişler hararetli hararetli kimbilir neler anlatıyorlar. Ama benim gibi vurgun yemiş olanı yoktur, diye düşünüyorum. Zil zurna olmuşum ama bozuntuya vermiyorum. Ser’de gençlik var ya. Bir büyük devirsem yine aynı doğru çizgide yalpa yapmadan yola devam. Bir süre sonra kalkıp eve gidecem. Tam hesap istEyecektim ki garson bir tabak meze ve de bir 35 liği " yan masanın ikramı beyefendi," diye masaya koydu. Selam vererek teşekkür ettim. Sanki kırk yıllık ahbap gibi içimdekini okumuştu. 35 lik bitmeden baktım ki onlar kalkıp gidecekler ben de bir büyük gönderdim karşı masaya. İkramın altında kalır mıyım hiç. O bana ben de ona derken garson iki masa arasında mekik dokudu. İki gün sonra komadan ayıldığımda sil baştan tekrar o kızı düşünmek mi? Tövbeler olsun..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.