- 532 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Biraz Böyledir Bu Dünya
Süleyman Efendi; hanımı ile birlikte, katırdan hallice, iri yarı boz eşeğine biner. Eşeğin yularını da, hanımı Ayşe ’nin eline tutuşturuverir.
Bahçesindeki dut ağacının dallarından yaptığı ince sopa ise kendi elindedir. Eşek yavaşlayınca, hızlansın diye, sopayı erkek eşeğin poposuna hafifce vurur.
Karı koca ve boz eşeğin yol teptikleri bağa ulaşmak için daha bir saatlik yolları vardır. Süleyman Efendi, zaman geçsin diye, aklına bir muziplik yapmak gelir; ve hanımına sorar:
-Eşeğin yuları senin elinde, peki, senin yuların kimin elinde, hanım?
Hanımı Ayşe, hazır cevap bir kadındır:
-Maharet yularda olsaydı, eşeğe ne gerek vardı, beyim? Takardım sana, beni sırtında taşırdın.
Süleyman Efendi, sözdeki inceliği önce anlayamaz; kızsa mı, gülse mi bilemez. Bir süre sessizliğe bürünür ve düşünür; bu söze nasıl cevap vermeliyim diye...
Sonradan jetonu düşer ve hanımı
Ayşe ’nin verdiği bu bilgece cevaba hayran kalır. Bağa varıp, eşekten inince; hanımının boynuna sarılıp onu öper.
"Ne bilge kadınsın, seni çok seviyom,
Ayşe ’m" der.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.