- 382 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Muzaffer
Şafak söküyor ve minicik bedeni ile sonbaharın soğuk sabahlarında sıcacık yatağından kalkıp, boyacı sandığını omzuna asarak, biri beş diğeri yedi yaşında iki kardeşine bakıyordu.
Annesi ve babası birkaç ay önce bir kazada ölmüş ne ona ne de kardeşlerine bakacak bir yakınları yoktu.
Yaşta küçük yaşadıkları ise büyüktü. Onun yaşındaki çocuklar sıcacık yataklarından kalkıp hazır sofrada karınlarını doyurup, tertemiz elbiselerle okula giderken, o ise sırtında boya sandığı, dizleri yırtık bir pantolon, üstünde eski bir kazak, kahverengi ve siyah ile karışmış boyalı elleriyle, kardeşlerine kuru bir ekmek ve kuru bir soğan götürüp karınlarını doyurma telaşı içerisindeydi.
Adı Muzaffer’di!
Muzaffer, galip gelen demekti, o ise hiçbir savaşı kazanamamış ve hâlâ savaş meydanında kardeşlerinin karınlarını doyurabilmek için, omuzunda asılı sandıkla hayatta kalma ve hayata tutunma mücadelesi veriyordu.
Semtte onu herkes tanıyor ve herkes ondan başkasına ayakkabılarını boyatmıyordu.
Muzaffer mahcup utangaç yüzlü bir çocuktu. Cadde ve kahvelerde diğer boyacı çocuklar yüksek sesle ‘’boyayalım parlatalım, boyacı’’ diye sesleniyorken, o ise duyulup duyulmamak arasında bir ses tonu ile ‘’ boyayım mı abi? ‘’ derdi.
Kimi zaman esnaflar karnını doyurmak için çağırır ve ona sıcacık yemekler verirdi, o ise bu yemekleri kardeşlerine götürüp onları doyururdu.
Kimi zaman yüzünde endişeli bir bakış, havanın gittikçe soğuması ile ne yapacağını, kardeşlerine nasıl bakacağını düşünüyordu, bu her halinden çok belliydi.
Bizim yan tarafımızda manifaturacı Hasan abi bu gün, Muzaffer’i yanına çağırıp, kardeşleri ve kendisi için kışlık mont, kazak, yün çorap, fanila verdi. Burada kış çetin geçer, sana yakacak odun ve kömür de ayarladık, akşam evin önüne getirecekler. Yine Sultan ablan sen işe çıktığında eve gidip çocukların sobasını yakacak ve karınlarını doyuracak, endişe etme dedi.
Gururlandım aslında, küçük bir semtin sıcak yürekli insanlarının olması beni fazlasıyla gururlandırdı.
Muzaffer’in yüzünde ilk defa mutlu bir bakış vardı, sonra bizlerde elimizi taşın altına koyalım ve bir şeyler yapalım dedik.
Toplandık üç, beş arkadaş ve Muzaffer’i okula yazdırmaya karar verdik. Aslında ona bunu nasıl anlatacağız diye çok düşündük ve semtimizin ileri gelenlerinden, Rüstem Efendiye gidip bu konuda yardım istedik, sağ olsun Rüstem Efendi kırmadı bizi ve Muzaffer’i yoldan geçerken çağırdı, önce sıcak bir orelet içelim içimiz ısınsın dedi.
Oraletler geldi, biz içerken Muzaffer yine derin derin düşüncelere daldı, sanki çıkmak istemiyor gibiydi bu düşüncelerinden, anladığımız kadarı ile kardeşlerini düşünüyor ne yapıyorlar diye düşünüyordu.
Rüstem Efendi, e Muzaffer anlat bakalım; Günün nasıl geçti?
Bu gün hangi güzellikleri gördün?
Güzel neler ile karşılaştın?
Diye sorular sordu.
Muzaffer yüzünde belirli belirsiz bir tebessüm ile oraletinden bir yudum içti ve Rüstem Efendinin sorularına cevaben ‘‘merhametli ve iyi yürekli insanlar gördüm’’ dedi.
Rüstem Efendi, biz senin okumanı istiyoruz, semtimiz küçük bir semt ve buradan henüz okumuş bir insan çıkmadı, senin bizi gururla temsil edeceğinden hiç şüphemiz yok ve senin okuman için ne gerekiyor ise yapacağız. Tabi bunu bizden çok senin istemen lazım, kardeşlerine sen okuldayken, Sultan hanımla beraber semtimizdeki kadınlarımız ihtiyaçlarını giderecekler. Bütün ihtiyaçlarınızı da yine bizler gidereceğiz, sen endişe etme, düşünme, yeter ki bu doğruluğundan, cesaretinden vazgeçme dedi.
Muzaffer’in gözleri bir yandan parlıyor bir yandan da içinde yine kardeşlerine karşı duyduğu o sevgi bağından olsa gerek, karamsarlık vardı.
Kabul etti, okul kıyafetlerini, kitaplarını, defterlerini en iyisinden alarak semt ilkokuluna yazdırdık. Rüstem Efendinin bahsettiği gibi, Muzaffer bizi hiç yanıltmadı ve şimdi ilk okuma yazmaya başladığı okulda öğretmen.
Muzaffer Rüstem Efendinin kızı ile evli, bir kızı ve bir de oğlu var.
Kardeşleri ise, Muzaffer gibi öğretmenlik okuyor.
Muzaffer hayat mücadelesinde onuru, gururu ve cesareti ile galip gelen, yaşı küçük yaşadıkları büyük bir savaşçıydı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.