- 629 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
888
I.
Yana yatırınca daha anlamlı olabilir bu sayılar. Sonsuzluğun sonsuzluğunun sonsuzluğu, belki hep yaşayacak, belki hep ölü kalacak. Ama hep bir anlamı olacak..
Anladım ki savaşmadan, barış olmuyor. Yerler, insanlar, iklimler savaşmayı gerektiriyor. Fiziksel bir savaş değil, hiç duracağa benzemeyen sinir harpleri. Kendinle veya başkasıyla, ne kadar da hevesliyiz bitmeye/bitirmeye. Dünya mutsuzluğuyla mutlu insanlarla dolu. Alıştıklarından olabilir, düzelmeyeceğinden emin olduklarından. Gerçi mutsuzluğu seven ona aşık olan insanlar da vardır muhakkak. Yakın zamanda böyle konusu olan bir filmde çıkmıştı. Çok aramış mıyızdır kendimizi başkalarının aynalarında? Öyleymiş..
Rüzgara karşı bende yürüdüm Nazım. Çoğu kişi yürümüştür, ama olağanüstü bir durum olmadıkça hatırlamazlar bile. Bende bazılarını hatırlıyorum, ama yaşadığım duygu halini istesem de anlatamam. Eve kadar sabretmek istiyordum ağlamak için. Bir erkek ulu orta ağlamamalı, bu bir kural. Birinci unutamadığım o rüzgarın gözlerimi nemlendirme çabasıydı. Sonuç olarak eve geldim, depresyon müziğimi açtım öyle ağladım. Neden ağladığım bana kalsın, sadece gerekiyordu. Yarı sinirli, yarı güleç olan mimiklerim yormuştu beni. Bu dengeyi bulma çabalarım da sonuç vermemişti nihayetinde. Neresinden tutarsam tutayım elimde kalmıştı her şey. Neticesinde rüzgara karşı yürüdüm, dayanılması gereken yerde dayanarak, bırakılması gereken yerde bırakarak..
Kimsenin nefretini hafifletme gücüm yok. Olsaydı da kullanmazdım, herkesin özgür iradesi kendini bağlar. Ama siz yinede çok nefret etmeyin ne kendinizden ne başkalarından. Çünkü çökertir insanı vaktinden erken. Tavsiyem nefret edeceğinize, unutmanız. Nefret ettiğim kişiler var elbette, çözmeye çalıştıkça aklıma gelen anlar mani olamıyor nefretime. Sadece şunu ifade edebilirim ki ucuz değil benim nefretim, sebepleri gayet mantıklı. Ben çöküşümün farkındayım..
Sonsuzluk korkutucudur aslında. Keşke sonu olsa, bu hayat bittiğinde kaybolmayacağımı biliyorum. İnanıyorum ama inandığımı kanıtlayacak bir şey yapmıyorum. Biri bana dünyaya gelişimizin bize sorulduğunu söylemişti. Eğer öyleyse neden bu kadar gelmek istemişim anlayamıyorum. Anlayamadığım çok şey var.
Yakın bir gelecekte düşmüş bulurlarsa beni, desinler ki yaşama ait, onu sıkıca saran bir neden bulamadı. Bir de deneyemediğinden başaramadı..
II.
Gökyüzü açık mavi, ne manzaralar vardır ne noktalardan. Oysa ben sisli havayı sevdim hep içim kasvetli olduğundan. Belki biraz görmemek için hiçbir şeyi. Denizin üstündeki sandalda olamayacağım, kaldırımda dondurma yiyen bir çocuk kadar mutlu hissedemeyeceğim için..
Bana "hatırlamak" gibi bir lanet bahşedilmiş. Kendimi yıpratacak kadar çok kullanıyorum bu özelliği. Bazılarına hala alışamamışım. Mesela yokuş aşağı bisiklet sürerken ellerimi bıraktığımda hissettiğim özgürlüğü biraz da korkuyu, şimdi hissedemiyorum. Elbette korktuğum anlar oluyor ama o günlerdeki gibi tatlı değil. 30 yaşında koca bir adamım elbette özgürüm. Ama özgürlük istediğin her şeyi yapabilmek değil ki. Dünyayı, insanları, toprağı kucaklayabilmek. Karşılıksız..
Üşümeyi özledim, ellerimi arabaların üzerindeki birikmiş karda gezdirmeyi. Ayakkabımı burnundan açmayı özledim. Kaç yıl olmuştur bir futbol topuna vurmayalı. Küçük, önemsiz gibi görünen her şeyi özledim. Mesela elektrikler kesildiğinde elimi nah işareti yaparak mumun üzerinde tutup duvara yansımasını izlemeyi. Bunlar çocukken yaptığımız şeylerdi. Şimdi öyle bir ağırlık var ki, ne yapsan yadırgayacaklar. Sokakta oynayan son nesilden olduğum için şanslıyım. Tadını aldım mahalle maçlarının, çam ağaçlarına çıkıp topladığım kozalakların. Z kuşağı şanssız gerçekten, dijital sahte bir dünyaya uyandılar.
Eksilen yegane şey yaşama sevinci. Çünkü en mutlu ana ulaşmışsın zamanında ve düşüş trendine geçmiş mutlulukların. Bir daha tepe noktasına gelir mi bilmem ama bu betonarme, kişiliksiz dünyada mutlu olmak çok zor. Herkes mutluluğun parayla geleceğini düşünür ama para beladan başka bir şey getirmez. Aileden zengin değilsen..
Her neyse azalarak bitiyorum ben ve bu artık koymamaya başladı. Herkes bir gün tükenecek ben kabulleniyorum bunu şimdiden..
Bildirimsiz bir dünyada buluşmak dileğiyle..