Bekir Balaban ve Yare Söyleme
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Aslında şairler hep gariptir, garip yaşar garip ölürler.Iç dünyalarında uçsuz bucaksız bir hayal gücü olmasına rağmen toplumun garipleridirler, geç kalmışları ve hep eksik kalmışlarıdırlar.
Bekir Balaban, bu ismi çoğunuz ilk kez duyuyordur, farkındayım.Yazı dikkatini çekip de bir göz atayım diyen kişinin aklında ’ kim bu adam, burada yazılacak kadar önemli mi ’ düşüncesini görüyorum.
Musa Eroğlu’yu tanımayanımız yoktur ve meşhur bir türkü söyler ’ yare söyleme ’ diye işte Bekir abi o şiirin yazarıdır.
Yare söyleme şiiri yetmişli yıllarda yazılır, acı bir aşk hikayesidir menbaı.
Ankarada bir matbaada kalfa olarak çalışan Bekir abi matbaanın karşısında olan bir üniversitede her hafta düzenlenen şiir akşamlarına gider ve şiirler okur, dinleyiciler ise genellikle öğrencilerdir şiir akşamlarının. Bir kız öğrenci ile birbirlerine deli gibi aşık olurlar ama birbirlerine ailelerinden, oturdukları semtlerden hiç bahsetmezler yani aşk her şeyi unutturur onlara iş ciddiye biner evlilik konuşulmaya başlanır Bekir abi ailesi ile tanıştırmaya götürecektir sevdiğini ama kız balgatta oturduklarını duyunca gecekondu semti olduğu için gelmek istemez çünkü kendileri çankayada zengin bir semtte oturuyordur.
İlk ayrılıklarıdır bir ay sürer, Bekir Balaban bir parkta çimlerin üstüne oturup ağlayarak bu şiiri yazar, tesadüfen ordan geçen kızın bir arkadaşı Bekir abiyi o halde görerek ne olduğunu sorar ve Bekir abi olanları anlatırken bir kâğıt gözüne çarpar kızın arkadaşının çekip alır ki yare söyleme şiiri okur ağlar ve koşup sevilen kızı getirir bir kaç saat sonra aşık olunan kız da okur şiiri ve ağlamaya başlar o da ve tekrar barışırlar evlilik kararı alırlar.
Bekir Balabanın bu sıralarda askerlik zamanı gelir ve askere gider ama kız her hafta görmeye gelir, bu gelmeler komutanın dikkatini çeker ve kızı araştırır ki kızın babası emekli albaydır.Komutan Bekir abiyle samimice konuşur aslında, art niyet yoktur. Bak oğlum der bu kızın ailesi okumuş, kültürlü ve zengin senin ailen ve sen evlenirsen küçümsenirsiniz aranızda çok fark var hem de kızın önü açık okur ve iyi bir yere gelir sen ise ilk okul mezunusun evlenirseniz bu evlilik yürümez, sen iyisimi bir ayrılık mektubu yaz ben kıza vereyim kızın istikbaline engel olma der. Ayrılık mektubu yazılır verilir ve ayrılırlar.
Sonra mı ?
Bekir Balaban bir akrabası ile evlenir.
Şiire gelince,
Musa Eroğlu’nun damadı vardır Cengiz Kurt isminde Kayseriden tanışırlar Bekir Balaban’la, Cengiz Kurt ülkücüdür güzel saz çalar Musa Eroğlu Abdurrahim Karakoç’un Mihriban şiirinin bestesini yapmıştır ama izin alınmamıştır Cengiz abiye baskı yapmaktadır Karakoç da ülkücü bir bağlantı kur ve izni al diye o günlerde Bekir Balaban Cengiz abiyi görmek için Musa Eroğlu’nun saz kursuna uğrar, Cengiz abi ile sohbet ederlerken odaya Musa Eroğlu girer ve Cengiz abi Musa Eroğlu’ya işte der bu adam Karakoçun çok samimi arkadaşıdır Karakoç kırmaz Bekir Balaban’ı izni alır der arkasındandan Bekir abi de güzel şiir yazar birde onun şiirlerine baksan deyince Musa Eroğlu gayri ihtiyari varmı şiirlerinden yanında der ve yare söyleme şiirinin yazıldığı buruşuk kağıt göğüs cebinden çıkartılıp verilir. Musa Eroğlu mihriban şiiriyle birlikte yare söyleme şiirinin de iznini yazılı olarak ister ve Balaban iki şiirinde iznini getirir verir ama bir tek şartla, yare söyleme şiirinin son dörtlüğünün de türkü de söylenmesi şartıyla, Şiirin türkü olarak ilk okunduğu kasette o dörtlük vardır sonraları o dörtlük okunmaz olur.
YARE SÖYLEME
Seher yeli bizim ele gidersen
Nazlı yâre küstüğümü söyleme
Ne hallara düştüğümü sorarsa
Bağrıma taş bastığımı söyleme
Ağrılar baş tutar ahuzardayım
Mansur gibi çekilmişim dardayım
Gezer dolaşırım bilmem nerdeyim
Deli deli estiğimi soyleme
Belki bir gün çıkar gelir diyorlar
Gönül muradını alır diyorlar
Seven sevdiğini bulur diyorlar
Umudumu kestiğimi söyleme
Çıkartılan dörtlük ise,
Balaban tünelden çıkmaz katarım
Bundan gayrı ne alırım, satarım
Yarden ayrı kuru yerde yatarım
Yatak, yorgan, yastığımı söyleme
Hikayenin sonu,
Aşık olunan kız profesör olmuş ve hiç evlenmemiştir aşkından
Bekir Balaban ise bu fanı dünyadan göçüp gitti bütün ısrarlara rağmen son bir kez görmeyi hep reddetti sevdiğini
Allah rahmet eylesin.
not : Bu hikaye rahmetli Bekir Balaban’dan bire bir dinlediğim şekilde kaleme alınmıştır ayrıca sayın Cengiz Kurt ile Kayseride aynı mahallede oturuyor olmam çocukluk yıllarımda benim için tabi ki büyük bir şanstı. Cengiz Kurt halen hayatta olup ülkemizin ünlü saz ustalarından biridir. Bu vesile ile bu yazıyı değerli görüp güne getiren seçki kuruluna ve yorumlarıyla değer katan gönüĺ dostlarına çok teşekkürler.
Uytun .......
YORUMLAR
akıcı bir anlatımla kerem_aslı sevisinin zamanımızın veryasyonu. Acı ve yakıcı. Kerem kavuşmmuş da ne olmuş. kocaman bir ahla yanıp kül olmuş. yazınızada anlattığınız Bekir Balaban ozanımız da keşke bir kez o kızı görebilseydi. Yeşilçam klasikleri örneği "sene de bir gün buluşabilseydi.
Güne gelen yazınız içerik ve anlatım güzelliği bakımdan çok hoştu. kutlarım...
Yazınızda konusu geçen sanatşıların hepsi de çok sevdiğim sanatçılardır. Bekir Balaban'ı ilk kez sizden duyuyorum, onunla tanışık olmanız ve birebir ağzınıdan dinleminiz ne kadar gurur verici. Allah'tan hepsine rahmetler diliyorum. Az önce benim paylaştığım Dicle'nin Fırat'a olan aşkı gibiymiş desenize aşkları. Okurken yüreğimi bir an hüzün kapladı.
Bazen işte böyle çeşitli sebeplerle yolları kapanan nice aşklar var. Yine de her şeye rağmen aşk güzeldir diyorum, kalplerde bıraktığı iz bazen her şeye değebiliyor...
Sizin de yüreğinize sağlık kaleme alıp bizlerle buluşturduğunuz için.
hem bu yaşanmış hikayenize, hem de gün seçkisine gönülden teşekkürler. Tebrikler. Sonsuz saygılar...
Sevgili dost. Öncelikle güne yakışan, güne anlam katan yazınızı yürekten tebrik ederim.
Yaşanan hikaye o kadar yürek yakıcı ki tarifi mümkün değil.
Böyle hikayeler çokça var. Gerçeğin ta kendisi oluşu insanın ruhunu bir başka etkiliyor.
Ülkemizde sınıf farkından dolayı insan üstü sevdaları maalesef çok sonlandırmıştır..
Çok etkilendim..
Tekrar yürekten tebriklerimle