- 317 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUTLU BİREY HUZURLU TOPLUM İÇİN DEĞERLER EĞİTİMİ
MUTLU BİREY HUZURLU TOPLUM İÇİN DEĞERLER EĞİTİMİ
Kadınlar evde barut gibi. Hiç memnun olmuyor. Her şey mükemmel olsun, her isteği karşılansın istiyor. Hep başkalarına özeniyorlar. Dünya işinde hep kendinden üstün olanlara bakıyor, hiç şükretmiyorlar. İki de bir kendilerini övüyor, ben şöyleyim ben böyleyim diyorlar.
Kadınlar mutsuz. İşte tam da bu yüzden. Televizyonlar lüks hayatı pompalıyor. Yalancı bir dünya. Artistlerin yaşamları ilgilerini çekiyor. Konfor merakı, eşyanın birinin borcunu bitirmeden ikiciyi elde etme savaşı, israf yarışı, lüks merakı, hayatlarımızı alt üst ediyor.
Ailede iletişim kalmamış. Her kes kendi bildiğini okuyor. Diziler gelmiş oturmuş gündelik yaşantımızın ortasına. Reklam arası namaz kılıyoruz. Reklam arası kahve yapıyor ancak evin hanımı veya kızı. Öğlene kadar yatıyorlar, bıraksan akşamı bulacaklar.
Daha ne sayayım. Evin tüm giderleri ev reisinin üstünde. Çalışmayan kadın tam bir sefa peşinde. Koca nerden bulur, nerden kazanır umurunda değil, kredi kartları patlamış patlamamış ona göre ne? Evin eşşeği düşünsün. Ne işi var çalışsın, kazansın, onun bitmek tükenmek bilmeyen isteklerini karşılasın. Bir de Allah’ın günü surat assın, buna karşılık kocasından sevgi sözcükleri işitmeyi beklesin.
İşte bir koca gün böyle geçiyor, bazen haftalar, bazen aylar bazen de yıllar. Hayatımız böyle büyük bir savaşa dönüşüyor. Ailede huzur yok oluyor, ne hayatımızdan ne ibadetlerimizden bir zevk alabiliyoruz. Bu zevk almama hali stres yapıyor. İşte o zaman mutsuz bir insan tipi ortaya çıkıyor. Ve erkek pek tabii ki mutluluğu dışarda aramaya çalışıyor. Bulabiliyor mu? Hayır! Bulduğunu zannediyor, bir müddet oyalanıyor. Yuvalar yıkılıyor, yeni yuvalar kuruluyor, aynı yanlışlar orada da tekrarlanıyor, aynı sonuçlara ulaşılıyor. Bazen de eski yuva yeniden kurulmaya çalışılıyor, eski eş kıymetli oluyor. Ama yine o mutluluk bulunamıyor.
Peki, nerede yanlış yapıyoruz. Mutluluğu arama yanlışı mı bu? Hayatımızı anlamlandırmada yanlış veriler mi elde ediyoruz. Yanlış teoremlerle mi yola çıkıyoruz yoksa? Anne baba çocuğu evliliğe hazırlarken yanlış mı kodluyor.
’seni göreceğim ben hanımına da öyle mi davranacaksın’ diyerek tahrik edilen, daha başta yanlış dizayn edilen bir kuşak mıyız biz? Dahası aile içi tartışmalarla büyüyen çocuk kendine böyle bir hayat edinmekte pek zorlanmıyor.
Ayrıca bu alanda iyi bir örnek te görme şansına sahip olamayan birey mutlu hayat tablosunu ya hayallerde ya da rüyasında görmek zorunda kalıyor. Ve sonuçta ailede mutsuz, toplumda mutsuz birey haline geliyoruz.
Peki, bu tabloyu gördükten sonra ne yapabiliriz. Bence bu iş devlete düşmekte, devlet evlenecek çocukları aile eğitimine almalı , hatta hatta okullarda iyi bir birey, iyi bir çocuk, iyi bir aile ferdi olmanın öğretildiği Değerler Eğitimi dersleri verilmeli. Batıda olduğu gibi dinden kopuk değil dini değerlere dayalı olarak örnek insanların hayatı model alınmalı; bu değerlerin yaygınlaşmasına, öğrencilerin bu değerlerle donanımlı yetişmesine çalışılmalıdır. Sadece aile içinde değil toplum içinde sağlıklı ve huzurlu yaşama modeli sunmak mutlu ve huzurlu bir toplum olmanın birinci şartı olsa gerektir.
Ahmet Kemal
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.