- 260 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
MAVİ BİR ŞAİR
Salah Birsel onu şu sözlerle anlatıyor:’’Dostumuz bir doğa vurgunudur. Dağlarda duman duman ormanlardan, karlı uçurumlardan mavi sabahlardan geçip gider.’’
’’Mavi bir şair’’ den söz ediyorum,Oğuz Tansel’den...Mavi bir evrenden gelmiş gibidir Oguz Tansel;maviyle özdeşleştiremediği hiçbir şey yoktur:Zaman mavidir,yıllar mavidir, sabahlar mavidir;atlar,sineklerin kanatları, balıklar, güvercinler, mavidir; elmalar, pamuklar, göknarların tepesindeki umutlar bile mavidir;gelinler,delikanlılar mavidir;Balıkçı’nın merhabasının yanı sıra eşkiyalar da mavidir...
Bu nedenle, ben Oğuz Tansel’in, hangisi olursa olsun tüm şiirlerini bir de mavilikler içinde, en azından mavilikleri duyumsayarak okumanızı öneriyorum. Örneğin,’’Mavi Boğaz’’ başlıklı şiirini başka nasıl bir ortamda okuyabilirsiniz ki:
Kuşça Dağları’nın eteklerinde
Toğrağa denize benziyor sabah
Irmak mavi köy mavidir
Siyah karakol mavi kanal
Orman yol köprü mavi
Yolcular maviymiş eskiden
Zulme karşı dağa çıkan
Erkinlik için yol kesen
Mavi eşkiyalarolmuş bir zaman
Kuş mavi ağaç mavi
Dağ mavi aşk mavi
Dünya mavileşmiş burada
Mavi türküler aklımda
Tamam;renkler,’’doğanın’’ en görkemli oluşumlarından biridir;bu gerçeği nasıl yadsıyabilirim ki ! Ancak benimiçin ille de bir mavi değil ama Oğu Tansel’ingörüp de bizlere sunduğu tüm maviler.
Eray Canber’in Tansel’in şiirlerine ilişkin bir açıklaması böyle: ’’Şiirlerde yalnız doğa yok;doğayı seven ama doğayla didişerek barış içinde yaşamak isteyen, doğaya insanmış gibi davranan biri var...’’Bana kalırsa;Tansel şiirlerinde ’’doğayı’’bir betimleme aracı olarak kullanmamıştır. ’’Doğa’’ Tansel’in algılama, düşünme evrenine içkinleşmiş bir olgudur. Öyle olmasaydı eğer, çoğunlukla yapıldığı gibi’’doğa’’ güzellemeleriyle yetinirdi. Ne ki yetinmek bir yana, böylesi bir kolaycılığın yanından bile geçmemiştir Tansel. Geçseydi eğer; ’’Salkım Söğüt’’, ’’İğde ağacı’’,ya da’’Kavak Ağacı’’, şiirleriyle yetinir,sözgelimi,’’Doğa Üstüne’’, çok daha önemlisi, ’’Yitirdiğimiz Yasa’’ başlıklı şiirini yazmazdı;kim bilir, yaamazdı belki de:
’’Bitkilerden dayanıksız olmuşuz
Ömrümüz ağaçlarınkinden kısa
Değiliz kuşlar kadar
El ele versek artar gücümüz
Olanca ateşiyle yüreğimizin
Kor haline gelivermek
İnsanı dünyayı ölesiye
Yeniden yaratıp sevmek
Yitirdiğimiz yasa
İşte toprak işte insan
Onu getirelim dile’’
Tansel’in, yaşadığımız günlerin gelişmeleri yönünden de son derece anlamlı olan bu çağrısını dillendiriş biçimi çok düşündürücü bence:’’Sözgelimi;’’...İnsanı dünyayı ölesiye...Yeniden yaratıpsevmek...’’dizelerinde yalnız insanların değil, gezegenimizin deyeniden yaratılmasını ve sevilmesini birbirine koşut süreçler olarak ele alışı;insanla birlikte’’doğal’’ varlıkların ’’anası’’ saydığımız toprağı yeniden yaratım sürecinin başlangıcı sayması;’’doğal’’ süreç ve varlıkların ancak birliktelikten kaynaklanan gücünü örneklemesi, özellikle umut yaratıcıları ile taşıyıcıları için ne denli yol açıcı, değil mi?
Oguz Tansel bir ekolog değildi. Gözlemliyor, gözlemekle yetinmiyor duyumsuyor, duyumsadıklarını dizelerinde yetkinlikle dillendirebiliyordu. Oğuz Tansel, eninde sonunda bir bilim dalı olan ekolojiyi şiirleştiriyordu.
İyi ki doğdun;mavilikler içinde yatasın Oğuz Tansel !
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.