Fransız Mallarına Boykot Çağrısı
“Bir kötülük gördüğünüz zaman elle düzeltin. Buna gücünüz yetmezse dilinizle düzeltmeye çalışın. Buna da gücünüz yetmezse kalben buğzedin. Bu ise imanın en zayıf derecesidir.”(Müslim, İman 78; Ebu Davut, Salat, 232)
Artık sömürü devri bitmiştir. İnsanlık uyanmış ve kendi değerlerini korumaya başlamıştır. Her yerde milliyetçilik akımları hortlamıştır. Avrupa ülkelerinin yaşadıkları şaşalı medeniyetleri çökmek üzeridir inşallah. Bu yüzden şaşkındırlar ve akıllı politika güdemiyorlar. 300 yıldır hükmettikleri dünya ellerinden yavaşça gitmektedir.
Fransa’da ki hükümet, Müslümanları düzene sokma bahanesiyle, Müslüman dünyaya düzen vermeye ve meydan okumaya cüret etmektedirler. Aşırı sağcı liderin hanımların başörtüsünün yasaklanmasını istemesi, bizim 28 Şubat hareketini anımsatıyor. 28 Şubatta kimlerin parmağı olduğu, bu beyanatlardan anlaşılıyor. Almanya’da ise bir sabah namazında polislerin camiye girmeleri, üstelik pis ayakkabıları ile halıların üzerinde gezinmeye cüret etmeleri, kendi güçlerinin nelere kadir olduğunu göstermek içindir. Müslümanlara, kendi kanunlarına ve medeniyetlerine bakmadan-özgürlüğü kısıtlayarak, hakaret etmeleri; ne kadar acizliğe düştüklerini ve yok oluşlarını ortaya koymaktadır. Fransa’ya destek veren BAE ise, bazı Müslüman ülkelerin başlarında hangi namussuzların olduğunu ortaya koymaktadır, tıpkı Suriye’de Esed’in var oluşu gibi…
Osmanlı yıkıldığından beri Orta Doğuda kurdurdukları küçük devletlerin-küçük lokmaların başlarına koydukları kukla yöneticilerle buraları nasıl yönettikleri, sömürdükleri ve onlara nasıl hizmet ettirdikleri aşikâr olmuştur artık.
Pandemik Korona virüsünün ortaya çıkmasıyla, Suriye’de ölümler neredeyse sona ermiş, Türkiye’de terör bitme noktasına gelmiş, Azerbaycan’da ise Dağlık Karabağ Ermenilerin elinden kurtarılır olmuştur. Karadeniz’de ortaya çıkan doğal gaz kaynakları ve yenilerini arama çabaları, sömüren ülkeleri telaşa düşürmüş, başta Fransa olmak üzere Türkiye’ye karşı yaptıkları caydırıcı ve yıkıcı hamleler boşuna çıkmıştır. Avrupa Birliğinin onlarca yıl evrensel insan hakları saçmalığının sadece bize özel ve dayatılan bir çıkar unsuru olduğu ve bu dediklerinin yalnızca kendi insanına karşı uygulanabilirliğini ortaya koymuştur.
Avrupa kabul etsin ya da etmesin nüfusunun % 5’ten fazlası Müslüman olan bir vatandaş kitlesine sahiptir. Bu ise azımsanmayacak kadar yüksek bir değerdir. Bu değerin göç ile daha da artması söz konusudur. Camilerin ve ibadet yerlerinin artması ve yükselen minarelerden ezanların okunması ise onları korkutmaktadır. Eski Yugoslavya devleti bu yüzden dağılmış ve burada yaşayan Müslüman nüfusa adeta Bosna Hersek’te olduğu gibi kıyım yapılmıştır. Günümüzde gelinen noktada anlaşılmıştır ki, ne kıyım yapılacak ve dağılacak devlet vardır ne de anlayış. Yalnızca milliyetçilik akımları hortlamış ve bu küçük gruplar üzerinden Müslümanlara baskı uygulanmaktadır. Ayrıca buraya göçen Müslüman kişilerin 3., 4. kuşak çocukları kendi okullarında eğitmelerine rağmen ne kendi dillerini ne de İslami yaşantısını terk etmelerine sebep olmamıştır, hatta aileler çocuklarına şiddet uyguluyor diyerek zalimane bir şekilde ellerinden aldıkları çocuklara rağmen.
Kendi ürettikleri kanunlar ile Müslümana yapmaya çalıştıkları zalimane yaklaşımları sadece bir gösteridir. Bunu yapsalar bile uygulanabilir olması zordur. Vatandaşlarına öğrettikleri medeni kanunların ve özgürlüklerin kısıtlanması, bunu vatandaşlarının kabul ettirmeleri zor görünüyor. Bu yaptıkları ile kendi ülkeleri içinde terörün doğmasına ve toplumsal huzurun bozulmasına sebep olacaktır. Müslüman olmayan diğer vatandaşların bile bu alınan karara tepki vereceklerini düşünüyorum. Artık, ne dersek kabul eder göçmenler diye bir yaklaşımda bulunmak devekuşu gibi olmaya benziyor. Avrupa’da Müslümanlar oldukça bilinçli ve bu yapılan istatistiklerle de aşikârdır. Bunu asla görmezden gelemezler.
Bugün Fransa’ya karşı yapılan boykot çağrısı ve onun etkileri Fransa’nın kendine çeki düzen vermesine sebep olacaktır. Ayrıca Korona’dan dolayı üretimin azalması ve karantina koşullarının uzun sürmesi de ekonomilerini çökertmiştir. Korona adeta dünyaya adaleti ve düzeni getirmiştir. Zalime ders vermiştir. Zalimi çaresiz bırakmıştır. Korona ’ya çare bulunduğunda ortaya çıkacak yenidünya görüntüsünde, yavaş yavaş pozitif yönde büyümeye çabalayan Müslümanların liderliği azımsanmayacak hale gelecektir, inşallah.
Ülkelerin ilerleyişi ve medeniyette yükselişi ancak insanına verdiği değer ve adaletle olmuştur. Bunu artık göz önünde bulundurmayan ve milliyetçilik akımlarının arttığı Avrupa’yı gelecekte acı sıkıntılar beklemektedir. İnsanlarla uğraşmak yerine, yeniden medeni bir Avrupa olmalıdır, olmak zorundadır. Avrupa’nın çöküşünü istemiyorum ancak çökerse yaşanılan sancılarının sonuçlarını yine hepimiz çekeceğiz, bundan da bize pay düşecektir. Müslüman olmuş bir Avrupa en büyük hayalim.
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
76 Model Pejom var bir tane en iyisi onu törenle benzin döküp yakayımmm... Yok ya o da saçma olur...
saf şiir
First Lady umarım çağrınızı duyar.
:))
Balık baştan kokunca, ayaklar baş olunca vs vs vs...
Cumhuriyetin ışığı orada durdukça her şey elbet bir gün yoluna girer.
Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere armağan ettiği Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun!
Sevgilerimle.
saf şiir
Fransa'nın Stockholm Büyükelçisi Etienne de Gonneville, ''Fransa Müslüman bir ülkedir. İslam Fransa'nın neredeyse en büyük dinidir. 4 ile 8 milyon arasında Müslüman Fransız var. Önce Müslümanlar bizi dinler'' ifadelerini kullandı.
Fransa müslüman olmuş haberimiz yok. :)))
Demokrasi batının cümlesinde.
en tehlikeli grup münafık zümresidir.
Selametle.
saf şiir
Bindiği uçağın kaptanını uçaktan atmak isteyen insanlar ne kadar akıllı ola bilir acaba.. üstelik İkinci kaptan ne yaptığı belli olmayan, kendi aracını sağa, sola çarparak yol alan biri ise... Kurtuluş onda ise yanmışız.... varda daha iyisi bilelim, beyler, hanımlar.. Yerli malı yurdun malı her kes her zaman onu kullanmalı... Boykut bir başlangıç olmalı.. . Ayrıca Avrupada Müslümanlar çoğaldığı için kuduruyorlar. Yazınız hayırlara vesile olsun.
saf şiir
"Bir Fransız markası ‘Hermes’ ;
‘Hermes’ marka bir çanta satın alabilmek için müracaat edilir firma sizin yaşam tarzınızı mevkinizi konumunuzu inceler eğer sizi markasına yakıştırmazsa satmaz. Sizin tek bir çantaya bir servet ödemeye hazır olmanız hiç bir şey ifade etmez. Söz konusu markayı sıradan insanlar kullanamazlar.
ReyiZin sözü üzerine bizler elbette Fransız markası olan ‘Hermes’ çanta almayacağız, ama ..
Emine anamız, her kıyafetine uygun farklı bir ‘Hermes’ çanta kullanan bir büyüğümüz. Şimdi bu kadıncağız ne yapacak nasıl olacak, bu konuya nasıl bir çözüm bulunacak ..
Kaldıki kullandığı tek marka bu değil diğer bir çok Fransız markası daha var, üzücü bir durum .."
Ha bir de aşıyı da Fransızlardan alacağız. Ne olacak şimdi ?
Bu noktada bir ekleme daha yapayım.
Ülkenin tepesindeki adam boykot için halka seslenmemeli. Boykotu en üst düzeyde başlatmalı ve Fransız mallarının ülkeye girişini yasaklamalı.
Ama şu var ki, samanı, ineği bile ithal eden bir ülke böyle bir yöntemle nasıl protesto yapabilir ki *
Kanada Müslüman mı ? Onlarda da Müslüman düşmanlığı had safhada. Hani şu yüzde yüz yerli diye övündüğünüz SİHA ve İHA ların görüş sistemlerini ve motorlarını artık bize vermeme kararı aldı. Onları da protesto etmemiz lazım. Mesela mercimeğin ne olduğunu bilmezken Osmanlıdan alıp götürdükleri mercimeği bize ihraç ediyorlar. Hadi onu da almayalım.
Almanların camilerimize botlarla girmesi tam bir şerefsizlik. Ama haberi eksik yazmayın. Giriş nedeninin 70.000 euroluk bir dolandırıcılıktan kaynaklandığını, Alman polisi kadar bu dolandırıcılığı yaparak bu çirkinliğin yaşanmasına neden olanları da yazmalıydınız.
Gözbağı tarafından 10/28/2020 1:25:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
saf şiir
Market ve teknoloji reonlarında ki malların yüzde doksanı yabancı şirketlerine ait olduğu gerçeginide göz önüne bulundurarak Türkiye düşmanı tüm devletlerin mallarına boykot yapalım.korkarımki bu millet aç kalır .
reno marka arabaları oyakla ortak üretip fransız mallarını almayın demek ne kadar gerçekçi bir hareket bilemedim.tr genelinde koç gurubuyla karfurları açıp oradan alış veriş yapmayın demek !!!! nv turkse pereoco şirketi dogu bölgesinden her gün petrol çıkartıyor hem ortaklıklar yapacaksınız hemde ortagımızın mallarını almayın diye çagrı yapacaksınız !!!! çok tuhaf degilmi sizcede .