- 500 Okunma
- 6 Yorum
- 5 Beğeni
N İ L G Ü N..
Hava hafif rüzgarlıydı, gök yüzü bulutlarla kaplıydı. Caddeden yapraklar kağıtlar uçuştu. Oysa Sonbahar değildi.
Bir kaç yeşil ve sararmış yaprak düşmüştü. Rüzgardan olsa gerekti.
Acele ile insanlar gelip geçiyor , kimi neşe ile gülüyor kimileri ise kederliydi. Hava öyle bozulmuştu ki her kes aceleyle sığınacak bir yer arıyor bir kısmı da yakınsa evlerine koşuyordu. Genç kız ağır ağır yürüyor bu telaşlı hava içinde, o bunlara aldırmadan sanki başka bir dünyada gibi saçları rüzgara kapılmış ayakları nasıl yürüdüğünü bilmeden öylesine adımlıyordu. Bakışları dalgın, saçları perişan bir halde, saçlarını eliyle bir tarafa çekerek gök yüzüne baktı.
’’Biraz sonra yağmur yağacak diye düşündü.’’ Gök yüzünde bir şeyler arar gibi bir daha baktı... içini çekti, gözleri nemliydi. ’’ Ah tek mavilik bile yok, şu yağmur da yağmasa. ’’ O hep ; yağmur yağacak zamanı böyle derdi. Yağmurun gelmesi havanın bozukluğu canını sıkardı. Ama yağmur da inince onun camları okşayan, saçlarını ıslatan, yüzünü yıkayan damlalarından hoşlanırdı. ’’ Yağmur ıslatmadan gideyim diye düşündü.’’
Ve yine gözleri boş sokaklarda onu aradı. Yoktu.
Sonra evine geldi. Çaydanlığı su ile doldurup ocağın üzerine koydu. Biraz sonra çaydanlıktan ıslıklar çıkmaya başlayan sesinden kaynamanın yakın olduğunu anlamıştı. Çayını demledi. Çayını yudumlarken bu gün olanları düşündü : Bir arkadaşı ile buluşup gizli bir sınav için başvuru yapacaktı. Ama arkadaşı gelmemişti, belli ki ona da engel çıkmıştı. Yeniden gözleri buğulandı... Camdaki buğuya baktı sonra kalkıp bu buğulara bir resimler çizip yazılar yazdı, unutmak istiyordu içindeki acılarını kaygılarını.
Bu dönem okulun bitişi üzüyorsa da Nilgün’ü , yeni bir okulun sevinci ile teselli buluyordu. Nasıl olsa eski arkadaşlarını unutamayacağı gibi , yeni arkadaşlarının hayali de onu mutlu ediyordu.
O sabah hazırlandığı sınava girmek için erkenden kalkıp hazırlandı. Heyecanla annesinin ona hazırladığı kahvaltıyı da güzelce yapamamış annesinin ısrarlarına rağmen şöyle bir geçiştirmişti kahvaltısını.
Bahçe kapısından ailesi onu dualarla uğurladılar. Nilgün sevinç ,umut ve heyecanla yollara düştü. Bu sınavı kazanmalıydı , kazanacaktı, şimdiden kendisini bir öğretmenin hayalleri gözlerinde ve gönlünde öyle gerçekleşiyordu ki , hiç bir şey onu bundan alıkoyamazdı.
O gün sınavdan büyük bir sevinçle çıktı Nilgün. Çünkü tüm soruları doğru yaptığına iyice inanıyordu. Yapmıştı da. Eve heyecan, yorgun ve acıkmış olarak döndü.
Annesi de onu heyecanla kapıda bekliyordu. Olanları bir çırpıda anlattı ve annesinin ona hazırladığı sofraya hep birlikte oturdular. O gün güzel hat da evde bir bayram havası esiyordu. Tüm aile onun sınavını konuşuyordu. Aradan günler geçti...Nilgün yine o gün heyecan içinde sabah uyanıp giyinip hazırlandı. Bu gün sınav sonuçlarını öğrenmek için çıkacaktı. Şehre indi, sınava girdiği öğretmen okulunun şimdi kapısında asılı panoda isimleri okuyup bakıyordu... işte ismi orada idi. Tekrar okudu bir daha okudu evet kazanmıştı.
Nilgün öyle sevinmişti ki koşmaya başladı babasının o çevrede bulunan iş yerine doğru koşuyordu. Caddelerde öyle heyecanla koşarak gidiyordu ki kimler bakıyor kim ne diyor o yalnız kafasındaki ’’ kazandım kazandım ’’ kelimelerinden başka bir şeyi görecek halde değildi.
Aradan yıllar geçti... Nilgün o günün koşusunu heyecanını ve sevincini hiç unutmadı. Bunu her hatırladığında da göz yaşları döktü. Neden mi ?.. nedenini anlatacağım.
Evet Nilgün babasının iş yerine gelip babasına müjdeyi verdiğinde o da en az Nilgün kadar sevindi. ’’Tamam kızım ne olursa olsun seni okutacağım’’ diye söz verdi.
O gün yine evde bir kişi hariç her kes mutlu ve sevinçliydi. Nilgün o gece huzurlu, mutlu hayallerle dolu bir uykuya dalmıştı.
Artık okul kayıtları başladığında Nilgün tüm hazırlıklarını yapıp kayıtlar için sabah yola çıkacakken evde bir kıyamet koptu. Babası : ’’ Hayır kızım ben seni okutamayacağım gidemezsin ’’ dediğinde Nilgün inanmayan gözlerle babasının yüzüne bakıyor ’’ acaba şaka mı ’’ diye düşünüyordu. Oysa babası şaka yapmıyor gayet ciddi ve öfkeli bağırıyordu. Nilgün babasının bu tavrını anlayamıyordu,şimdiye kadar Nilgün’e babası hiç bir şey için hayır dememişti. Evde Nilgün babasının prensesi asla onu kimseye ezdirmemiş babası şimdi ne olmuştu da hayır diyordu.
Tüm hayalleri yıkılan Nilgün annesiyle gizli konuşup ne yapacağını sorduğunda annesi :
’’Git kaydını yaptır bakalım ne olacak ’’ dedi. Nilgün babası evden çıkınca o da peşinden çıktı. Ve okula gidip müdür beyle kayıt için konuşup velisi olmadan kaydı yaptırabilecekmiydi. Ancak müdür bey bir velinin olması gerekiyor deyince Nilgün yine umutsuz yollara düştü. Bu defa o caddelerde sevinçle değil gözü yaşlı yürüyordu.
Tam bu sırada babasının bir arkadaşına rastladı ona ’’ nereden böyle Nilgün ’’ diye sorduğunda Nilgün tüm olanları anlattı. ’’ Yaşar amca ne yapalım ’’ dediğinde Yaşar bey ’’ hemen gidip kaydı yaptıralım Nilgün kızım.’’
Nilgün inanamamıştı . Ve kayıt yapıldı, şimdi ne olacaktı... evde gizli tutuyorlardı annesiyle... ya sonra ne olacaktı.
Devam edecek.
Aygün Deniz 21.10.2020
YORUMLAR
Hep böyle ümitle başlar o hayaller... Bölüm bir... Gelir gelir okurum İnşallah.
Teşekkürler... Sevgiler... :)
Aygün Deniz
Bence devamıyla birlikte değerlendirmek çok güzel olacak...
Arkası yarın gibi...
Kaleminize sağlık.
Sevgilerimle....
Aygün Deniz
Sevgilerimle.
devamı için geleceğim
güzeldi tebrik ediyorum
Nilgün'ler okumalı değil mi?
Aygün Deniz
Sevgilerimle.