feministler giremez girseler de bir şey demem
baktım.
kıyısından da olsa tutunduğumuz bir şeyler var mı diye.sanırım en son transferimde bunun olacağı belliydi.
kimin eli kimin cebinde üçlemesiyle -ki üçüncü hep ben olmuştum- oyalanırken buluyordum kendimi.
cenk yerinden kaçanlar sınıfından yıldızlı pek iyilerim,aferinlerim vardı. meşum başarılarım vardı.kıpkırmızı yanakları elleyebilme yetisini kaybettim mi diye dokunmuştum aslında o güzel yanaklı götlerinize.o gündür ellerim pis kokar.dezenfekte etsem de zeki müren’den şarkılar dinlesem de geçmeyecekti bunu zaten biliyordum.
konuşurken sesin çatallanırdı hep ben de heyecan yaptığını düşünürdüm ki bunun sağlığınla alakalı kötü bir semptom olacağı aklıma gelmezdi.burnum kaf dağının ardını görmemi engellerdi.epey de büyüktü ama saçlarımdan değil.ki bunun dil bilgisinde hepsi pek iyi notlar almamla da ilgisi yoktu.ben küçükken ankara o kadar da uzun değildi.hani boylamasına desen bunun yedi büyük günahtan daha şiddetli bir azabının olması kadar ürkütücüydü hepi topu.
elim gittikçe şarkıyı yeniliyordum,bazı şarkıları çokça yineliyordum.mesela gözünüzü kapattınız diyelim.eliniz göğsünüzde ve yakışıksız sözler söylediniz kendinize bana da bir çay ayıp olmasın yancıya diye yatağınızda.ve son elde battınız.karnınız bedeninize sığmazken bir şiddetli gülme gelir sığamazsınız düşünüze.
gerçekten işinize.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.