- 557 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Çocuk Masalı 3. Bölüm
Bir Çocuk Masalı 3. Bölüm
Rona, merdiven altındaydı. Müthiş derecede heyecanlıydı. Oyuncak arabasının gizemini merak ediyordu. Merdiven altının karanlık ortamında el yordamıyla arabanın her bir parçasını hissederek inceliyordu. İçinde garip şekilde babasının bu arabayı ona hediye etmesinin altında yatan başka bir sebep olacağı düşüncesi vardı.
Karanlıktan nefret ediyordu. Kötü talih ona karanlıkta yaşamayı reva görmüştü. Babaannesinin cezalarına katlanmak istemiyordu artık. Evden kaçmayı bile düşünüyordu. ‘’Ya babam dönerse.’’ Diye bu eylemini bir türlü gerçekleştiremiyordu. Hayatı hep istemediği şeylerle muhatap olmak üzerine kurulmuştu. Böylesi bir ikilemi taşıyamayacak kadar küçük ve yalnızdı.
Rona, arabasını daha da artan bir merakla inceliyordu. Özellikle oyuncak arabasına taktığı taşın ara ara yanan ışığında görebildiği her yerini inceliyordu. Dakikalarca oyuncak arabanın her bir noktasını elleriyle yokladı. Oyuncak araban mükemmel bir ustalıkla yapılmıştı. Her detay farkedilebiliyordu.
Uzunca bir süre garip bir şey olacakmış gibi arabayla ve yanıp sönen taşla oynadı. Sonra bir şey olmadığı için arabayı öylece bir kenara bıraktı.
Gözlerini kapattı ve biraz uyuyup cezasının bitmesini beklemenin en iyisi olacağına karar verdi. Kendisi için bir yastığı ve sevimli bir battaniyesi vardı. Anne ve babasından uzakta o battaniye onu sarıp sarmalayan teselli eden bir şeydi onun için. Gözlerini sıkıca kapayıp uyumak istese de gözleri bu duruma direniyordu.
Babaannesi yukarıdaydı ve her yer sessizdi. Her hareketinin sesini dolu dolu duyuyordu. Sürekli çalışan bir motor sesi gibi bir sesin durmadan çalışan sesini duyuyor gibiydi. Önce bu sesin beyninden geldiğini sandı. Dikkati ister istemez bu sese yönelmişti. Ses bir an yükseliyor ve bir an daha yavaş bir hal alıyordu. Sesin bir ritminin olduğunu anlaması fazla uzun sürmedi. Sonra babasının özel olarak yaptığı arabaya bakınca kulağına gelen bu sesin ara ara yanıp sönen taşla senkronize olduğunu anladı. Yerinden doğruldu ve arabayı tekrar incelemeye koyuldu. Şimdi daha detaycı bir incelemenin içerisine girişmişti. Oyuncak arabasının bir motorunun olduğuna önce inanmak istemedi. Lakin durum hiçte öyle değildi. Arabayı ileri geri çekip bırakarak hareket ettirmeyi denedi. Tekerlerin herhangi bir aksana bağlı olmadan kendiliğinden dönmesi heyecanını biraz kırdı. Bir ara eline araçta daha önce hiç fark edemediği bir parçayı eliyle baskı uyguladı.
Büyük bir ışık, müthiş bir renk karmaşasının içerisinde olduğunu anlaması hiçte uzun sürmedi. Işık oyunları bittiğinde kendisini oyuncak arabasının içerisinde bulmuştu. Sevimli battaniyesi ve yastığı arka koltukta, kendisi ise direksiyonun olduğu koltuktaydı. Önce kımıldamadan öylece kaldı ve etrafını inceledi. Şaşkındı ve korkmuştu. Ne olmuş olabileceğini anlamaya çalışıyordu. Henüz oyuncak arabanın içerisinde olduğunun farkında değildi. Şaşkınlık ve heyecan içerisinde araçtan indi. Ayağını bastığı yerden eflatun ışık demetleri saçıldı.
Ne olduğunu bir türlü anlayamıyordu.
Önce elektriklenme sonucu adım attığı yerlerden kıvılcımlar çıktığını düşündü.
Kendi başına nasıl bir çara bulacağını bilmiyordu. Zaman geçtikçe durumun garipliği onu daha önce hiç olmadığı kadar korkmaya itiyordu. Etrafında uçuşan renkli ışık balonları olmasa hepten kafayı üşütebilirdi. Ne yapması gerektiğini düşünürken arabayı incelemeye başladı. Direksiyonu, vitesi ve kendisi küçülmeden önce göremediği bir sürü düğmenin olduğunu görüyordu. ‘Acayip teknik bir arabaymış.’’ Dedi.
Sonra bir ara o gördüğü rüyalardan birinde olduğunu düşündü. Bir rüyadaydı ve oyuncak arabasının içerisindeydi.
Uyanmak istiyordu. Böyle bir şeyin gerçekliğinin olabilme ihtimalini ne duyduğu için ne de düşünebildiği için gerçekten rüyada olduğuna dakikalarca inandı. Fakat, zaman sonra olayların yavaş yavaş gerçekliğine varmaya başladı.
İlk tespiti kendisinin küçüldüğü yönünde oldu. Oyuncak arabası büyümüş olsa merdiven altına sığmayacağı için büyük zarar vermesi gerekirdi. Babasından öğrendiği akıl yürütme alışkanlığına devam etti.
Eğer ben küçüldüysem ve rüyada değilsem ne yapabilirdim?
Temkinli davranarak oyuncak olmadığı kanısına vardığı oyuncak arabasının içine oturdu. Bazı tuşlara basmaya karar verdi. Bir sürü gösterge vardı. Hangi birinden başlayacağına bir türlü karar veremiyordu.
‘’Ronaaaa! Ronaaaaaa!’’
Rona kulağına gelen sese döndü. Ses şimdi her yerden geliyor gibiydi. Dikkatle dinledi. Ses arabanın baktığı yönden geliyordu.
‘’Babamın sesi.’’ Dedi sessizce ve müthiş derecede babasını özlediğini hissetti. Doğruca sesin geldiği tarafa koşmak için araçtan tekrar indi ve koşmaya başladı.
‘’Ronaaaaa!’’
Adımları her temasta ışınlar saçıyordu. Rengârenk ışık huzmelerinin olduğu yol yavaş yavaş kararmaya başlamıştı. Sonra karanlıkta ilerleyemeyeceği için arabayla dönmeye karar verdi. Aynı kararlı ve hızlı adımlarla arabaya koşmaya başladı. Babasının başı hiç tahmin edemeyeceği türde bir belaya girmiş olabilirdi.
Arabaya varır varmaz kontağı çevirdi. Aracın tüm ekranları aktif haldeydi. Daha önce hiçbir filimde böyle bir araba görmemişti. Bu arabadaki teknolojiyi izlediği hiçbir bilimkurgu filminde dahi görmemişti.
Otomatik pilot gibi bir şeyi olabilir diye basmaya korktuğu düğmelere tek tek basmaya başladı. Aradığı özelliği keşfetti. Fazladan arabanın yapay zekâ ile desteklenmiş olduğunu da keşfetmişti.
Yapay zekânın adı Tiigin’di. Onunla konuşarak merak ettiği tüm soruların cevabını bulabileceğini umuyordu.
Şimdi Tiigin sayesinde babasının nerede olduğunu ve ona nasıl ulaşabileceğini daha kolay öğrenebilirdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.