- 339 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
PASAJDA DÖRT CESET BÖLÜM-23 / ÇİLEK KİRAZ VE EDA KOMİSER
PASAJDA DÖRT CESET BÖLÜM-23
ÇİLEK KİRAZ VE EDA KOMİSER
Babama bu akşam Hansa Baş komisere misafir olacağımı söyledikten sonra, Kirli, ben, Hansa Asayişten ayrıldık. Tam evden içeri girerken, telefonum çalmaya başladı. Arayan numarayı tanımıyordum. Telefonu açıp, ‘’ Alo’’ dedim. Rezzan’ın sesini duyunca, tüylerim diken, diken oldu. Kirli bendeki değişikliği fark ederek,
‘’ Ne oldu’’ dercesine işaret etti. Bende sus işareti yaparken Rezzan konuşmaya başladı.
‘’ Eda Komiser bu gece benimle yüzleşmeye var mısın? Eğer bu cesareti kendinde buluyorsan seni bekliyorum. Yanında silah olmayacak, ben anlatacağım sen dinleyeceksin. Senin anlatacakların varsa ben dinleyeceğim. Beylikdüzünde’ki eve yalnız gel. Yoksa beni göremezsin.’’
‘’ Tamam, bende yoruldum seni kovalamaktan. Silahsız ve yalnız geleceğim.’’
‘’ Aç karnına gel, karşılıklı yemek yeriz. Senin seveceğini tahmin ettiğim yemekler yaptım. Gelirken, yarımşar kilo çilek ve kiraz getirirsen makbule geçer. Yemek saat dokuzda gecikme.’’
Kirli,
‘’ Ne oluyor Eda?’’
‘’ İçeri girelim konuşuruz.’’
İçeri girip salona geçtik. Kirli de, Hansa da konuşmamı bekliyordu.
‘’ Beni iyi dinleyin? Bu gece operasyon yapıyoruz. Kirli,
en kısa zamanda bütün arkadaşları topla. Beylikdüzü’nde ki evi kontrol altında tutacaksınız. Bu operasyondan Sedat Amirin kesinlikle haberi olmayacak. Ben şimdi yola çıkıyorum. Hansa silahımı sen al ’’
Hansa,
‘’ Sen kafayı mı yedin? O katilin karşısına silahsız mı çıkacaksın?’’
‘’ Evet, benden işaret gelinceye kadar, kesinlikle müdahale etmeyeceksiniz? Ben çıkıyorum Kirli, senin arabanın anahtarlarını verir misin?’’
‘’ Kusura bakma Eda, seni göz göre, göre ölüme gönderemem.’’
‘’ Çok geç artık. Bu gece o evden sağ olarak bir kişi çıkacak. Sağ çıkan Rezzan olsa bile gideceğim. Bana zaman kaybettirmeyin?’’
Hansa,
‘’ Eda, bir daha düşün? Hiç olmazsa yanında ben de geleyim.’’
‘’ Siz benim söylediklerimi yapın yeter.’’
Anahtarları alır almaz, arabaya binen Eda, bir manava rastlayıncaya kadar arabayı sürdü. Siparişleri aldıktan sonra, Beylikdüzü’ne doğru direksiyon sallamaya başladı.
2
Kirli,
‘’ Ne yapıyoruz Hansa, Ben Büşra’ya deli diyordum, bu kız zırdeli çıktı. Silahını bile yanına almadı. Sen arkadaşları ara, ben Sedat Amiri arıyorum.’’
Yarım saat içinde Asayişin bütün elemanları Asayişin bahçesinde toplanmıştı. Sedat Amir öfkesinden kudurmuş neredeyse Kirlinin yakasına sarılacaktı. Daha fazla zaman kaybetmeden yola çıktık.
Arabayı bahçe kapısının önüne çeken Eda, meyva poşetini
yanına alıp bahçeden içeri girdi ve evin önüne gelerek kapıyı çaldı. Kapı anında açıldı, Rezzan kenara çekilerek,
‘’ Çekinmene gerek yok Eda Komiser içeri geç.’’
Bir an Rezzan’ı süzdükten sonra, her şeyi oluruna bırakıp, aman ne olursa olsun deyip içeri girdi. Salona geçince gözleri masaya takıldı. Zira masada sadece kuş sütü eksikti.
‘’ Poşeti verir misin? Mutfağa götüreyim.’’
‘’ Beraber hazırlayalım Rezzan.’’
‘’ Biliyrum içinden bana saydırıyorsun ama önce karnımızı doyuralım. Konuşmak için, sabaha kadar vaktimiz çok.’’
‘’ Olcay nerede? Beni öldürme şerefini kim üstlenecek, ya da önce bana hanginiz tecavüz edecek?’’
Rezzan, hayretle Eda’ya bakarak,
‘’ hakkımda yanlış intiba edinmişsin. Bu güne kadar, Türk polisine silah çektiğimi gördün mü?’’
‘’ Aslına bakarsan hayır, kaçmaktan ateş etmeye fırsat bulamadın.’’
‘’ Burada ikimiz yalnızız Olcay gitti. Benden sana zarar gelmeyecek gönlünü ferah tut.’’
3
Yemeğimizi hiç konuşmadan sessizce yedik. Kırk yıllık arkadaş gibi, sofrayı topladıktan sonra, mutfakta bulaşıkları Rezzan yıkadı ben kuruladım. Bu sırada çay demlenmişti. Çaylarımızı bardaklarımıza doldurup tekrar salona geçtik. Rezzan karşıma oturdu.
‘’ Beni çağırdın, her türlü riski göze alarak, silahımı yanıma almadan geldim. Seni dinlemeye hazırım.’’
‘’ Bana güvenerek silahını yanına almadan geldiğin için teşekkür ederim Eda Komiser.’’
On beş yaşında anne sevisini hiç yaşamadan babasıyla yaşayan, geleceği için çok güzel hayalleri olan genç bir kızdım. Yusuf Ağabey, Kamuran Amca ve babam. Çok samimi üç arkadaştı. Öyle ki, yedikleri içtikleri ayrı gitmezdi. O lanet olası parayı at yarışlarında kazandıkları zaman, bu günleri yaşayacağımızı tahmin edemezdik. O gece Yusuf Ağabey, Kamuran Amca ve tanımadığım iki kişi kapıya gelerek babamı bahçeye çağırdılar. Önce sessizce konuşurken, iş birden ağız kavgasına dönüştü. Babamı yere yatırarak zorla kuponu cebinden aldılar. Tanımadığım iki adam babamın başında kaldı. Yusuf’la Kamuran gitti. Yarım saatten fazla bekledikten sonra, babamı gözlerimin önünde bıçaklayarak öldürdüler. Ben korkudan sesimi çıkartamıyordum. Yoksa arkalarında şahit bırakmamak için beni de öldürürlerdi. Anlatacaklarım bu kadar.
Eda biraz düşündükten sonra,
‘’ Senin anlattığına göre, Yusuf’la Kamuran, cinayet anında başka yerde olduklarını kanıtladılar, diğer ikisi ortadan kayboldu. Bunu mu demek istiyorsun?’’
‘’ Evet, aynen öyle oldu. Babamın kanını yerde bırakmadım. Bundan sonra olacaklar umurumda değil.’’
‘’ Seni tutuklamak zorundayım, umarım bana zorluk çıkarmazsın?’’
‘’ Çaylarımızı tazeleyelim onun da cevabını vereceğim.’’
Çaylarımızı içtik, Rezzan bardakları mutfağa bırakıp geldikten sonra, kaldığı yerden devam etti,
‘’ Olcay’ı gönderdim, umarım onu yakalayamazsınız? Bana gelince, Komiserim bu gece buradan bir kişi sağ çıkacak. Onunda kim olduğunu az çok tahmin edersin? Biliyorum yanıma yalnız geldin. Ama evin etrafını ekip arkadaşların kontrol altına almıştır. Unutmadan şunu da alıver benden sana bir hatıra. ’’
Bana uzattığı şeye bakınca, bendeki takının eşi olduğunu gördüm. Cebime attıktan sonra,
‘’ Yalan söylemeye gerek yok, ev arkadaşlarım tarafından sarıldı. Kaçmana imkân yok, gel tatlılıkla teslim ol.’’
‘’ Eda, bana bir şey hakkında söz vermeni istiyorum.’’
‘’ Bilmediğim bir şey için söz veremem.’’
‘’ Beni babamın yanına gömün. Bu senden son isteğim olacak.’’
‘’ Ne demek istedin şimdi?’’
Rezzan yanındaki çekmeceyi açarak tabancayı eline alıp Eda’ya döndü.
‘’ Son noktayı koymanın zamanı geldi Eda.’’
Rezzan’ın elindeki tabancayı gören Eda, sapsarı kesildi.
‘’ Hani silahla oynamak yoktu?’’
Silahı alnına dayayan Rezzan,’’ bu silahı sana kullanmayacağım’’ diyerek son defa Eda’ya bakış atarak, ‘’ Geliyorum baba’’ diyerek, tetiğe dokundu.
Eda donmuş kalmıştı. Tabanca gecenin sessizliğinde adeta bomba gibi patladı. Alnından giren kurşun ensesinden çıkarak duvara saplandı. Rezzan olduğu yerde bir iki sallandıktan sonra Eda’nın üzerine yığıldı kaldı. Yavaşça üzerine yığılan Rezzan’ı yere bıraktı.
Para hırsı kızın bütün hayallerini söndürmüştü.
Sedat Amir, silah sesini duyunca, olduğu yerde sallandı. Gözlerinden yağmur gibi yaş akıyordu. Ruşen, olduğu yerden ok gibi fırlayarak, bir solukta bahçeyi geçerek, evin kapısını bir tekmede açıp içeri girdi. Gördüğü manzara karşısında, çakılıp kaldı. Kadın yerde yatıyordu, Eda’nın her tarafı kan içinde olmasına rağmen ayakta Rezzan’a bakıyordu. Eda bağıra, bağıra ağlıyordu. Ruşen hemen dışarı çıkarak, bağırdı. ‘’ Eda Yaşıyor arkadaşlar. İçiniz rahat olsun. Bir anda evin içi ana baba gününe döndü. Olay yeri ekibine haber verildi.
Arkadaşları Eda’nın etrafını çevirmişlerdi.
‘’ Operasyon başarı ile sonlandırıldı. Aramızda geçen bütün konuşmaları telefona kaydettim. ‘’
Sedat Amir, Eda’nın karşısına geçip, okkalı bir tokat atıp sonrada kızın sarıldı. ‘’ Bir daha bana böyle bir şeyi yaşatma.’’ Derken ikisi de ağlıyordu.
Büşra,
‘’ Vay be, hiçbir şey düşünmeden, kelle koltukta ölümü göze alan birine ilk defa rastlıyorum. Bunu ben bile yapamazdım Eda Komiser’’
Eda,
‘’ Özür dilerim baba, dosya kapandı. Yarın raporumu masanın üzerine bırakırım.’’