FEVERAN

• 2 Ekim 2020 Cuma 22:34:33

Aslında çok zaman olmuştu; Şöyle karanlıkla baş başa oturup karşılıklı birer bardak çay içmeyeli. Biz iki sessiz konuşmadan da mükemmel anlaşabiliyoruz. Kaderden, kederden, heder olan herşeyden... Susmaya susamaya dair birşeylerden. Ağır bir ağrının gözetimi altında olan herhangi bir düşten... Benim kaybım ne kandan ne de zamandan; aşktan sadece aşktan... Hani diyorum soğutmadan ısıtalım şu mevzuyu! Yüreğime ilişen gölgene bile hasretim şu günlerde. Bakışlarına sarılmadan nasıl hissederim ben bu duyguyu. Ya elini çekersen hislerimden... Ya aklımın koridorlarında yankılanırsa beni hiç istemeyişin... Nasıl sorarım seni yabancılaşan bir kalbe!

Bir hiçliğin kuytusunda, eriyen saatler, bitkin masallar, sağırlaşan duygulardan başka hiçbir şeyde vardım aslında... Kendime kızdım, kendime sızdım, kendime haksızdım yediremedim, içiremedim, diş geçiremedim inadıma. Dilim çalmadı bir türlü kapını, Hep içine içine konuştu konuşlandı ezik bir bakışla.

Sonra bir yola yoldaşlık ettim... Ararken seni benliğimde! Yürüdükçe tükenen düşlerimi seyrettim dizlerimin bağında! Sonra çöktüm bir dem gibi ümitlerimin üstüne öyle bakakaldım. Boşluğuna bıraktığım gözlerimden her hayalin ardına yana yandım. Tükendim ömür gibi nefesinin yaşamadığı bir tende...

Ah bu feveran, ah bu hezeyan, ah bu isyan hangi dilde çalınıp söylenir ki şimdi. Hangi aklımla seni düşünüp; taşınmalı şimdi. Hangi umuda göç hangi hüzne göçük olmalıyım şimdi. Ah şuracıkta duran o küçücük masum yara... sen misin kabuğuna bürünen aşk! Yalnızlığı dost edindim yokluğunda, geceyi kalbime sırdaş.

Ve son yudumu boğazımdan s’üzülürken ağlayan yokluğunun... geceden tam not aldım! Beni çok sevmişti belli ki, ben de onu. Uzun zamandır birkaç dakikaya hiç bu kadar sığmamıştı, koskoca bir sensizlik, ben hangi acıya yataklık hangi hüzne bataklık ettiysem; kaybettim... Çaresizliğin kitabını yazdım ben yine... ağladım telli duvaklı gelincik çiçeklerine döndüm... Doğum günü mumları gibi söndüm... Ve gördüm ki geceyi çizmişsin. Şu karşılıklı çay içtiğimi... Kör kütük sarhoş olan gözlerime... Sözlerim dilimden boğazlanıp fışkırırken...