- 800 Okunma
- 12 Yorum
- 6 Beğeni
KIRMIZI TOP
Balkonda oturuyorum. Sitenin iki apartmanının ortasında çocuklar top oynuyorlar. Topları patlak. Ama yine de mutlular. Birinci kattaki bağırıyor:
“Yeter artık sesleriniz beynimde ötüyor. Gidin evlerinize…”
Aynı sesleri ben de duyuyorum. Ama birinci kattakinin aksine, çocukların sesleri bana müzik gibi geliyor.
Ben kalp ameliyatı olmadan evvel demişlerdi ki:
“Bak göreceksin huyun değişecek.”
İnanmamıştım. Meğer doğruymuş.
Eskiden olsa dünya yansa sigara yakacak olsam:
“Hele şu ateş yanarak yanıma kadar gelse de sigaramı yaksam.” Diyecek kadar vurdumduymaz biriydim.
Şimdi öyle mi..!
Üstümü değiştirdim. Markete gideceğim. Hanım:
“Nereye gidiyorsun? Yemek hazır” dedi.
“Biraz bekle. Gecikirsem sen ye .”
Çıktım evden. Geldim markete. Deri bir top arıyorum.
“Abi deri yok ama plastik var” dedi marketçi.
Olanı aldım, geldim eve. Sağ olsun Hanımcığım-canımcığım yemek yememiş beni bekliyor.
Top elimde bağırdım balkondan çocuklara:
“Çocuklar, çocuklar bana bakın.”
Duymadılar. Tekrar bağırdım. Oyunu bırakıp balkonun altına geldiler. Aldığım kırmızı topu gösterdim.
“Bize mi aldın amca?”
“Evet, size aldım.”
Attım balkondan topu. Top yere düştü. Üç beş sefer zıpladı. Patlak değil. En büyük çocuk tuttu topu.
“Amca bu top benim değil mi?
“Hayır” dedim. “Hayır” hepinizin. Ama diğer çocuklar çok istiyorsa, sırayla her gün birinizde kalsın.”
Çocukların mutluluk sesleri beste oldu bana. Gök yüzüne ulaştı. Bulutlar el çırptılar.
Birinci kattaki bana saygısından ses çıkarmadı..!
Kırmızı top aldı beni eskilere götürdü. Yüreğimde bir sızıydı geçmiş. O günleri hatırladım !!!
On, on iki yaşlarındayım. Mahallemizde boş bir arsa var. Orada top oynuyoruz. Topumuz oynanmaktan patlamış durumda. Bizler de oyunumuzu o zıplamayan patlak top üzerine kuruyoruz. Bir mahalle arkadaşımız var. Şişman göbeği önde gider, peşinden kendisi gelir, öyle biri işte… Adı Ali. Biz ona şişman anlamında COMBA Ali derdik. Söylene söylene adı COMBALİ ye dönüşmüştü. Dayısı ona deri bir top almış, top da top hani. COMBALİ sadece topundan menkul. Gelir arsaya topunu gösterir, havaya atar, tutar, yerde zıplatır. Hepimizde bir özlem var, deri ve zıplayan topa karşı. İçimiz gidiyor. O gelince oyun duruyor, -aldım verdim- diye ayaklar sayılıyor takımlar kuruluyor.
COMBALİ top sahibi ya her maçta rakip takımın kalesinin başında bekliyor, rakip kaleye son vuruşu o yapıyor. Gol olursa başarı onun, gol olmazsa "Yanlış pas verdin." Hepimiz son topu ona vermek zorundayız. Zira top onun.
Bir gün yine takımlar kurulmuş maç başlamıştı. Lalaş Mustafa kaleye çok yakın. Vursa gol olacak.
COMBALİ bağırdı:
“ Bana ver bana.”
Çaresiz verdi Lalaş Mustafa. COMBALİ vurdu. Top kale taşlarının üzerinden boşa gitti, gol olmadı. Bağırdı COMBALİ:
“İyi pas vermedin ki? Tabii boşa gider!”
Lalaş Mustafa kızgınlıktan yerinde tepiniyor:
“Ben vursam goldü. Hep böyle yapıyorsun, hep böyle…”
Sinirlendi COMBALİ.
“Verin lan topumu. Beni seven düşsün peşime aşağı mahalleye gidiyoruz.”
Üç beş kişi düştü peşine. Gittiler.
Çok sürmedi. Az sonra hepsi geri döndü.
Lalaş Mustafa merakla sordu:
“N’oldu, niye gittiniz, niye döndünüz hemen?”
Suskun, sessiz, kendi halinde olan arkadaşımız Sait cevap verdi:
“COMBALİ ORADA DA KAVGA ÇIKARDI”
COMBALİ bu... Belli mi olur.
O zamanlar top yoktu. Topu olanların da topunun havası kadar havaları vardı.
Şimdiler de top da var, çocukların istediği her şeye ulaşmaları da çok kolay.
Ama şu yok işte;
"Zoru elde etmenin mutluluğu…"
YORUMLAR
Bedri Tokul
Kusura bakmayın ne olur?
Çok teşekkür ederim.
Selam v Saygılarımla...
Oya gedik
Oya gedik
Bedri Tokul
O anlamlı karikatürlerinizle de gelin olmaz mı?
Selamlarımla..
Teşekkürler.
Her mahallenin bi combalisi mevcuttu
Siz sanslıydınız bedri bey
Bizim oyun sahamiz yol kenarıydı
Topumuz ya patlardi araclarin altinda, ya da kamyon kasasında giderdi
Ama fatura son vurana kesilmezdi...hep birlikte para toplar yenisini alirdik.
Bir gün de iki top aldigimizda olurdu.
Sanırım böyle öğrendik yaşamayı..iyi ki!
Teşekkür ve tebrikler
Paylaşım için
Selam ve saygı ile
-Iceberg- tarafından 10/2/2020 6:39:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Sağ olun.
O günler daha mı iyiydi ne?
Saygılarımla...
Yazının tümünden çıkan mesaja göre 'top' bir simge!.. Mesaj ise çok derin!
Az olan ve hak ederek, emekle elde edilen her şey değerlidir Bedri Bey.
Yıllar öncesinin şartları gereğince bunları yaşayabilmek için hem 'biz' olma yaklaşımı, bilinci, hazzı başkaydı hem de değerbilirlik farklıydı.
Günümüzde çocuklar, 'biz' olmayı unuttular çünkü onları 'fert' eğitimine göre yetiştirirken sistem 'birey' olmaktan uzaklaştırdı, 'biri' olmayı öğretti. Herhangi bir şeyi hak etmelerini beklemeden (arkadaşlarından geri kalmamaları ya da belki ilk olma zevkini yaşamaları için) hazır 'sunuldu' onlara her şey...
Şartlar gereğince sanal arkadaşlıklar ve oyunlar da onların 'kişiselleşmelerini destekleyip' toplumsal duyarlılıklarını da azalttı ne yazık ki... ( Bu oyunlar arasındaki subliminal mesajların etkisine de girersek, çıkamayız!... )
Ne mutlu ki sizin çevrenizde hâlâ 'patlak top'la da olsa paylaşım yaparak oynayan çocuklar var.
İki zaman dilimini birleştirerek yaptığınız ders çıkarımı çok kayda değer gerçekten.
Kaleminizi ve duyarlı yüreğinizi içtenlikle kutlarım.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Ne güzel bir analiz.
Ne yerinde tespitler.
Çok teşekkür ediyorum Hocam.
Saygılarımla...
"Çocukların mutluluk sesleri beste oldu bana.
Gök yüzüne ulaştı, bulutlar el çırptılar."
İşte böyledir çocukların yüreğinden kopan küçücük bir sevinç; çığ olur, dağları aşa aşa gider bir de bakmışsın, varmış taa Maraş'a.
Hangimiz benzer top oyunlarını yaşamadık ki... Bezlerden, çul parçalarından top mu yapmadık, ama itiraf edeyim peşinen hiç birimizin ne kırmızı ne de başka bir renk topu olmadı uzun seneler boyunca.
Değerli Komutanım saygılarımla...
Bedri Tokul
Ama paylaşma,özveri. dostluk...
O kalmadı işte.
Selam ve Saygıyla.
o kırmızı topu hiç unutmayacak o çocuklar
yıllar sonra ona dair şiirler hikayeler yazılacak belki de
çocuk sesinden neden bu kadar rahatsız oluyor bazı insanlar anlayamıyorum
balkonlardan tehdit savuranlar bile oluyor
her yerden kovulurlarsa nasıl çocuk olacaklar
o insanlar hırsız gibi çalıyorlar o çocukların içindeki sevinci hayata dair umutlarını
yüreğinize sağlık kesenize ve kalbinizde ki iyiliğe bereket olsun
Bedri Tokul
Hele şu İnternet...
Bir arada olamayınca paylaşmayı da bilmiyorlar.
"Yemeğini ye dersine çalış, yat"
Bu mudur Hayat?
Teşekkürlerrr...
Selam Bedri Ağabey
Malı mülkü olanlar hep olmayana hükmetmiyor mu. Demek ki bu iş bir top ile başlıyormuş. İnsan fıtratı çocuk da olsa üstünlük kurmaya meyilli.
Kırmızı top güzeldi.
Saygılarımla.
Bedri Tokul
Yazının özü de buydu zaten...
Çok teşekkür ederim.
Selam ve Saygıyla Kardeşim.
Çocukken topları çok severdim annem bana kız olduğum için süslü püslü toplar alır dı ama benim gözüm hep erkeklerin oynadığı toplardaydı maçlara almazlar dı neymiş karı gibi ağlarmışım belki de o günden özlem kaldı içimde büyüdükçe topların çeşitli olduklarını öğrendim ve toplara ilgim azaldı hele de ay cicim diyenlere sevmem abim topları
ama bu kırmızı top çok derin di
o çocuklarla gidip oynayasım geldi ama kesin beni oynatmazlar dı kızsın diye
çok güzel yazı idi kutluyorum
Bedri Tokul
Toptan"topa"geçiş.
Selam ve Sevgiyle...
Bedri Tokul
Çok teşekkür ederim.
Sevgiyle kal.
Üfff, gene yazdın.
İnsanı güldüren, düşündüren, hüzünlendiren çeşnisi bol bir yazı.. Aldı götürdü çocukluğumuza..
O tozun toprağın içinde oynadığımız günlere götürdün sağol abi.
O günleri tekrar yaşadık.
Güzel yüreğin dert görmesin. Selam ve saygımda yengemin ve senin ellerinizden öpüyorum.
Bedri Tokul
Varsın topumuz olmasın.
Bakkaldan on kuruşa beş şeker alsak.
İkişer ikişer bölüşsek.
Son şekeri sen aldın değil de.
sen almadın diye küssek.
GARDAŞIM BENİMMM...
Teşekkürler.
Tebrik ederim can ağabeyim kalemin yüreğin susmasın 👏 👏 güzel bir yazı daha okudum çocuk kalabilseydim keşke büyüdükçe her şey büyüyor abim çocukluk yılları başka güzel oluyor bizde bir kere topa vurmak için kale arkasında beklerdik
Bedri Tokul
Kale arkasında durup kaçan topu toplamak.
Ahh...O toplar ahhh...
Öperim gözlerinden.