40 Yaş Üstüne..
Y’den
(Aşağı Yukarı 40 Yaş Üstüne...)
"Türkiye’de siyasetin dili 40 yaş üstü. Dolayısıyla gençlerle iletişim kuramıyor, onlarla bilmedikleri bir dilden konuşuyorlar. Bu gençler Türkiye’nin bu kutuplaştırılmış ortamında politik olmaktan, fikirlerini dile getirmekten tabii ki uzak kaldılar"
Kaynak: www.sanalbasin.com/iktidar-genclerle-bas-edememis-37963432/
Lütfen kaynağını verdiğim bağlantıdan (linkten) röportajı veya araştırmayı satır satır okuyunuz.
Yukarıdaki ifadede belirtilen sonuç, aslında edebiyat defterimizdeki her türlü eleştiri, yorum ve muhabbette de görülmüyor mu dostlar. Sizleri bıktırırcasına Y’den bahsetmemin nedeni de bu oysa. Y’ler genelde 40 yaş altı. Ve inanın bir çoklarınızı anlamakta zorlanıyorlar.
Bu tepkilerden en güzeli aslında; değerli üstad dediğim, KimBilir’e ait. "Y’ye yer açma çabası" diye özetlemişti bir yorumunda.
Y Kuşağı adlı yazıdaki tespitlerimde, geçmişi, hiç olmazsa ülkemizin 80 lerden gelen tartışmalarını, üzeri örtülen bir çok olayı dile getirmiştim. Şahsen; 20 li yaşlarımdan sonra bilgisayar ve internet üzeri çalıştım. Lise ve üniversitede harçlık için çalışmalarımı saymazsak bir fiil internet ve bilgisayar karşısındayım..
Hem çevremdeki üst kuşak büyüklerimin konuştukları, yorumladıkları, sair çevremdeki büyüklerin olaylara bakış açısı hem de internet edebiyatındaki diller genelde aynı, biri salatalık diyorsa diğeri hiyar demekte yani.
Ülkemiz şu an her konuda 80 lerin sosyal tartışmalarını yaşıyor. Belki de 1930 ların. Malesef de ülke yönetimimiz 60 lardan 80 lerden bahsediyor ki, sene 2020. Bunları niye örnek veriyorum, güne gelin, 2020 deyiz demek için. Elbette insanların ilk gençlik ve olduysa aşağı yukarı 25 yaşına kadarki düşünce sistemleri değişmesi çok zordur. Yedisinde neyse yetmişinde de odur sözleri bu devri inanın hiç mi hiç karşılamıyor.
Bu kuşak bakış açısının eğitimle de bir alakası yok. Ünilerde profluk yapan kişiler ile sanayide veya pazarda çalışan büyüklerimizin dili aynı. Şu internetin tabana yaydığı bilgiyi lütfen görmezden gelmeyin. Okunulanın hatırlanması zordur ancak görülenin unutulması daha çok zordur.
Yunusumuzu anarak diyeyim; Okudum bildim deme görmeyince... Sadece tek kanal tvden değil, çeşit çeşit farklı kanal ve siteden takip ediniz her türlü olayı ve fikri. Sanki sıkışıp kalmışınız aynı kanallara aynı bilgilere efendim..
Gençlerin ne istedikleri belli; röportajı da tam okumadım göz gezdirdim amma gözüme takılan kavramlar; "özgürlük ve güvence." İnanın şu an bir üst kuşak ile tartışmaya girsem, onun kötülüğünden emin olamıyorum. Bu aralar epey tırstım işin açığı büyüklerimizden.
Ne iktidar kanadından ne de muhalefet kanadından, ortalama diyelim 40 yaş altı ve yeni kuşakların dilini, bakış açısını anlayan pek az. Anlayanlara da; dünyevice Ulu Y’ler diyorum ..
Gençler genelde batı Avrupa, İskandinavya ve Kanadayı neden gitmek için tercih eder? Bunun nedeni nedir? Ülkemiz ile o ülkelerin farkı ne? Din mi, özgürlük mü, hukuki güvence mi, iş mi, eğlence mi, daha mutlu bir hayat mı?
Geçenlerde okuduğum bir haberde; yeni mezun tıbbiyelilerin yani doktorlardan 1000’in üstünde yurtdışına çıkmak isteyen olmuş. Bu gençler doktor efendim, en az 6 yıllık eğitim alan insanlar, bu eğitim yıllarında da bir çok kültürle ve bilgiyle donanan gençler. Sadece tıp eğitimi diyerek geçemezsiniz. Neden bir genç, hatta ülkemizde mali olarak orta sınıfın üstünde olduğunu düşündüğüm (ki artık orta sınıf da kalmadı, alt ekonomik sınıfa indirildi) doktorlar yurt dışına yönelir Tanrı aşkına, Allah aşkına, bir açıklayın bana, neden; sanki Avrupaya gönderilen işçi vatandaşlarımız gibi neden gitmek isterler bu ülkeden.
Peki neden elin Rus’u, elin İngilizi, Fransızı, ABD’lisi, Arabı’da vb gelir bizim Karadenizimize yerleşmek ister, Akdeniz ve Egede kalıp ömrünü tamamlamak ister? Bu geliş gidiş ve ülke değiştirmelerin nedeni ortak mı?
Yoksa bizim gençlerimiz hukuk, güvence, iş ve huzur için dışarıya giderken, dışarıdan gelenlerden de daha ılıman veya daha serin dört mevsiminin yaşandığı cennet vatanımızı, ekonomik olanakları olduğu için mi tercih ediyor? (Dolar 8 e yaklaştı, euro 9’a, sterlin kaç Tl, dinarın Tl’ye oranı; ruble tlden düşük olsa da onların da zenginleri geliyor sanırım)
Değerli yönetimden tek isteğim lütfen, engellediğimiz rumuz ve kişilerin ne bir şiirini ne de bir yazısını OKUYAMAYALIM. Dinozor gibi geliyor fikirleri de, çıkarımları da, bakış açıları da.
Saygı sağlık ve huzurla...
En sevdiğinize emanet.
YORUMLAR
Her türlü varlık...canlı cansız, oluşan baskıdan uzaklaşmak ister. Baskının artmasına yol açanlar güya halkın demokratik tercihte bulunan iradesinin uzantısı gibi gösterilir.
İşte burda beni bir gülme tutar...baskı tehcir aracıdır, gençler tehcire mi yönlendiriliyor acaba. Bir şekilde Türk gençliğinin tırpanlanması gerekiyor, çok yaşadık bunu, şekil değiştiriyor sadece.
Bugünlerde Alman gizli servisinin bu konuyla ilgili bilgi sızmasını da okuyunca dudağım daha fazla büküldü.
Acaba...
Buradaki yerleşik yabancılar mı...sıkıysa bi "öte git" de.
Yinsani
orada iki şairimizden alıntı yapmış... yıllarca biraraya getirmeye çalıştığımız nfk ile nhikmeti... lakin biri öz vatanında parya kaldı, biri el memleketlerinde ziyan oldu..
Türk doğrulamıyor, yeşeremiyor, gülemiyor, eğlenemiyor...
sadece asker, işçi, memur vb... sıkıntı o kadar büyük ki... ne denilebilir; siz daha iyi izlenimlerinizi aktarıyorsunuz, eksik olmayın...
saygılarımla..
Sahir Neva
Değerli Ekremim;))
DÜNYA Düzeni şuanda siyasetin çemberinde döndüğüne göre
genç nesillerin siyasete merak sarması ve yönetmeye aday olmasıyla aşılabilecek sorunlardır dediklerin
ancak orada da deneyimi olmayan akıllı beyinler çatışması olacağı kesin, işin içine birde ego tatmini girmeyeceğini kim garanti edecek
gençlerle çok haşir neşir olan bu kardeşin deneyimiyle bunları söyler inan
şimdi birileri hava mı satıyon desede bir ara ekimde çalışma arkadaşlarımın sayısı 150 kişi idi vede en ihtiyarı ben dahi 35 yaşında iken, gençlerin o vahşi yanlarını anlatmak dahi istemiyorum inanın
arkadaşlarının arkasından nasıl kuyular kazdıklarını bizzat gördüm işittim ve dahi yaşadım. Bu gençlerin yüzde yetmişi en az iki lisan bilen benden çok daha kaliteli eğitimle donatılmış iyi yetişmiş kişilerdi.
Peki bu gençleri bu vahşi davranışlara iten sebebi hiç düşündünüz mü dersen eğer
çok basitçe yanıt vereyim
AT YARIŞI EĞİTİM MÜFREDATI DIR.
SAYGILARIMLA
Yinsani
Yinsani
umut lazım ama... gördüğünüz yerden dağıtın ülkeme... biraz bana lütfen umut..
saygılarımla...
MÜSLÜM BAYRAM
HAYAT DEVAM ETTİĞİ MÜDDETÇE OLACAK DA;))
KARAMSAR DEĞİLİM MÜCADELE DEMOKRASİ İÇERİSİNDE OLACAK
DEMOKRASİ KAZANACAK ELBETTE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE İNANÇLA...
SAYGILAR...
Yinsani
demokrasi mi ...Y nin başını yaktılar sıra Z'de...
umarım tükenmez abim, umarım kazanan halk olur, millet olur..
Bu konuda babam ile fikir ayrılığımız çoktu sanırım...
Aslında fikir paylaşma durumu ile pek yetişmemişlerdi...hani; "ben ne dersem o" dur kartı hep ellerindeydi...
Zaman geçti, büyüklerde büyüdü ve biz...yine eskisi gibi olsa da biz büyüdükçe var olma ihtiyacımız arttığı için zaman zaman görmek ve duymak zorunda kaldılar...ucundan sohbetler başladı...icten içe himmm demeler..sen yokken, izlediğin filme takılan ve başka yerde filmi anlatan babani gizli gizli dinlerken;)))
Kuşaklar birbirleriyle kaynaştı tabii olabildiği ve zamanın izin verdiği ölçüde...
Bu bir genelleme mi...hayir...bir kesit sadece..tipki tam tersi olduğu gibi...
Kuşaklar neye göre değişti...teknoloji, bilgi vs göre mi...dunya degisti , insan degisti...cunku ihtiyaçlar ve bakış açıları degisti...
Düşünmeden edemiyorum yine de neye göre degisti...pozitif gelişmeler yanında hep negatif durumları da getirir ya...getirdi de...sorunlarda büyüdü bizimle beraber..tehlikeler, savaşlar, güç ihtiyacı....
Eskiden kölelik vardı adı belliydi hatta bununla övünen insanlar vardı sonra ayıp oldu, insanlık dışı...onun da şeklini değiştirdiler...en güvenlisi buydu...istedigini zanneden , düşündüğünü zanneden köleler...tercih yaptığını zanneden köleler...
Kuşaklar çatışmasa bile çatıştırıldı...boylesi daha ise yarar oldu...
Komplo teorilerine dalmış gibi olmayayım nesildaşım lakin...ama daha derinden daha doğuştan işlenmeye başladı bazı şeyler...
Dediğin çoğu şeyi yaşadık hayatımızda...ayni konudan bahsederken bile anlaşamamak...iste bu sorundu...kendi kendine; ee ben ne dedim ki beee...demek...
Işte bu da başarısız bir iletişim demesinden öteye gidemedi..kisaca iletişim gibi görünen iletişimsizlikdi sadece...
Çoğu zaman düşünmek ilerisini beni ürkütüyor nesildaşım...sonunda düşünmeye az çalışan biri olmaya başladım.
Kalemine sağlık kısaca diyecektim neler dedim ben yahu.
Eksik olma aksi olma hep ol.
Sağlıcakla.
black_sky tarafından 10/1/2020 9:33:13 AM zamanında düzenlenmiştir.
Yinsani
sonra bu çocuklar gençler niye böyle... patlamadıklarına şükür etmeli..
ne güzel demişsin ya; "aynı konudan bahsederken bile anlaşamamak"
huzur diliyoruz, huzuru böyle bulursun deniyor, ya ben böyle buldum diyorsun, o huzur değil deniyor mesela..
ilerisini düşününce zihin sarhoşu olmamak elde değil, çevre artık güvensiz...
eksik olma aksi olma hep ol..
şiir adına Y adına... nice umutlara diyelim..
black_sky
Umut fakirin ekmeğiydi...simdi herkesin çilesi....
Çaresizlik insanı her yola iter...her şeyi yaptırır...caresiz kalan çoğaldıkça....dilim varmaz artık olana.
Iletişim kuramayan kişiler çatışmaya başlar kaçınılmaz bir şekilde.. özellikle birbirinden uzak duracak durumları yoksa..
Keşkelerin heybesi doldu taşıyor nesildaşım...tasiyanlarin beline kuvvet...
Sağlıcakla her daim
Way canına!
Şaka bir tarafa altına imzamı atarım.
Lakin altı çizilen konular kuşak farkı mı?
Yoksa yanlış format atılma, adı milli;
kendi gayri milli eğitim sistemi mi?
Tartışmaya çok açık!
Bilim atomun altına inmiş, Evrende 400 milyar
güneş sisteminin varlığı tespit edilmişken,
hala diploması tartışılan, birileri yönetiyorsa ülkeyi:
söylenecek söz var mı diye sormak lazım.
Halbuki kuşak- zaman dilimi beş duyu ile algılayan
insan için.
Tasavvufçular, Mistik yazarlar, an-dan söz ediyorlar.
Geçmişi hayal etmekten, gelecek hayali kurmaktan
kurtula bilsek, anda yaşayacak, gerçekle yüz yüze gelmek,
kamil insan olmak daha kolay olacak.
O zaman sevgi kazanacak. Savaş bitecek. mal mülk
edinme hırsı yok olacak vs vs.
Bu pilav çok su kaldırır. Şimdilik bu kadarla yetinelim.
Yazı güzeldi.
Tebrik ederim.
Sevgilerimle.
Yinsani
Eksik olmayın.
himmet aygüt
ayrı bir yoruma gerek yoktu bence ve elbet dinazor kuşağından saydığımdan kendimi,
lakin, yazının püf yerinde Yunus deyince yazar, tamam la ! dedim, işte yakalayacağım yer bu bence:)
harbi bozuksunuz yavrum:))
ne dininiz din, ne de sevginiz insan:)
seni geçeceğim geçmesine de iyiye yormak için,
alttan ayaklarımı gıdıklıyor malum cehennemimde benden önce, sonra ve senin malum kuşağının düzen sevicileri:)
neden buraya yazdığıma gelince,
biraz benim malum kuşak ya da dinazor kuşağı öncesi abimiz,
çok güzel yazmıştı sizi ve kendisini ve ortaya sıkışayım dedim, kolayı bu bildiğimden:))
eyvallah.
Yinsani
2 tür Yunustan bahsedilir, tam olarak da ayrımı yapılamamıştır. biri ekseri farsça eserler veren diğeri de halk ozanı, dadaloğlu köroğlu misali.. ikisi harmanlanmış literatürde görebildiğim kadarıyla... üzerine çok düşülürse belki üslüplarından ayırt edilebilirler.
geçmişi, geçmişin fikirleri ve sosyal gerçekliği ile yargılamak gerekir.
Bu devirde bu arayış elbette eskisi gibi sonuçlanamaz diye düşünüyorum. din konusu cesaret istiyor, ve benim görüşüme göre zaten ileride de dinlere yer yok, yapay zeka ve insanımsı robot tüm cennet ve cehennem düşüncelerini geride bırakacak.. yani sizlerin kuşağından kalma yöneticler dünyayı cehenneme çevirmezse tabiii.. işin görüleni de bu..
sizler çok iyi, kültürlü ve kaliteli insanlarsınız, de diyebilirim ki... öğreneceğimiz çok şey var sizlerden.. bizler; eski ile yeni arasında mecburen pestil olacak kuşağız. bundan da kaçışımız yok..
saygılarımla.
Kırk satır mı ? kırk katır mı ? İstersin ?
kırık bir kaç satır yeterli sanırım :)
İnkişaf, bir halden diğerine dönmek değil herhalde inkişaf, bir halden daha iyi bir hale yönelmek ve yükselmektir.
Tıbbiyeli Mustafa'ları konuşmayı yeğlerdim ama yazımızın konusu Tıbbiyeli "mülteciler" ve diğerleri...
İnsan, doğası gereği kendinde ne eksikse onu tamamlar, modern insan daha fazlası nerdeyse ona tamamlanır.
Çölden dikene muhatapsa insan elbette ister maviye ve yeşile munzam bir yaşam.
Herkesin aşmak zorunda olduğu bir çöl varken gidenleri ve niye gittiklerini değil; kaçtıkları mekanı çöle çevirenleri konuşmalı...
Saygılar,
S(y)N
Yinsani
Sadece kaçtıkları değil kaldıkları mekanı da çöle çevirenleri görmek gerek..
Katkın için teşekkürler nesildaşım.
Saygıyla.
black_sky
Imza güzel...
Nesildaşlar güzel...selamlar olsun..