- 307 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Anlamak Gerek XXXI
Âdem’in ve Hava’nın gözleri neden açılmıştı? Eski totem yasaların körelttiğini ilahi yasalar açmıştı. Totem yasalar da mantıklı, gerçek ve somut bir yalıtım koşulları nedeninden ötürü karşı grubun kadın ve erkeğini diğer gruplara yasak ve mundar ediyordu.
Bir salyangozun her zaman, av olma ve yiyecek olma durumu vardır. Ancak bir salyangozu görmek Müslümanın ağzını sulandırmadığı gibi yenecek bir yiyecek olaraktan da aklına bile gelmez. Yiyecek olarak akla gelmeme, tıpkı Müslümana salyangoz yemenin yasak bir gelenek olmasındaki etkiyle aynıydı.
İnanıcı neden ile bilen akıl, gözümüzde gelen veriler içinde salyangozu yiyecek olarak görmeyi, seçmeyi perdeliyordu. Baskılıyordu. Salyangoz yiyecek olduğu halde aklımızdaki inanca bağlı yiyecek listesiyle eşleşmiyordu. Akıl gözünün yani aklın görülendeki anlamı perdelemesiyle oluşan sanal devinmenin aynısı totem yasalarla da oluşuyordu.
Yalıtan bir totem yasa içindeki bir grubun, diğer karşı grupta her zaman olan cinsel özelliğini tabu yasağı nedenle bastırıp göremez olmasındaki çaylaklık ve gözü kapalılık etkisi; Müslüman salyangoz etkileşmesiyle aynıydı. Çaylak olduğunuzu, gözü kapalı olduğunuzu ilahi yasa içinde kısmen, köleci yasalar içinde tümden görecektiniz.
Mundarlık söylemi totem yasalar içinde fetişçe bir anlatışla destekleniyordu. Bu nedenle totem bir gruba, karşı bir totem grubun kişileri; hiç bir şekilde cinsel partner olukla görünmezdiler. Bu nedenle de totem gruplar yalıtım koşullu totem yasalar nedenle ensest ilişki içindeydiler. Değilse hemcinslerin haydi ensest ilişki içinde olalım veya haydi ensest ilişkiyi terk edelim gibi bir fikir ve ahlakı normları yoktu olamazdı da.
Ensest ilişki ahlakının iyi ya da kötü ahlak; iyi veya kötü değer yargısı sayılması tamamen kolektif yalıtım koşullarının çalışma özelliklerine bağlı olan bir seçme ayıklamaydı. Tıpkı evlilik ve çekirdek aile kurumunun, kolektif yalıtımlı kural ve koşullar içinde köleci anlamlı paylaşım kurallı yasaklara dönüşmesindeki iyi ve güzel dediğimiz ahlak ve değer yargısı gibi.
Karşı grubu cinsel gözle görmeyen totem kişiler, gruplar arası üretim hareketi olan ittifak içinde, ilk kes karşı grubu, cinsel partnerler olukla tanıdı. İlk kes karşı grubun genital organlar, cinsel organ olarak belirip, görülmeye başlandı. Elbette bu eylemde totem eyleme göre kişilerde bir vuruktu (travmaydı). İlk kes gruplar birbirlerini cinsel partner olarak bildiler. Ve bir zamanlar birbirlerine mundar olanlara (haram olanlara) grupların gözleri açılmıştı.
İlahlar, karşı grupla cinsel ilişkisini sınırlı tuttu. Kutsal tapınak buluşması içindeki kutsal doğumlarla, ön ittifaklı sürecin sosyal bağlaşmasını sağlamış oldular. Oysa tapınak doğumlu melezler, gruplar arasında paylaşılması, sonrasın da sosyal bir aidiyet kazanmakla o çocuklar karşı grubun aiti oldular. Böylece melez insanlar kendi ittifakları içinde tümden karşı grupla birleşip ürediler.
Melezler kendilerine titan veya nefili, nefli ya da neflim, nefilim denen ilahlar arası kırma bir kuşaktı. Gruplar arası cinsel bileşimli ön ittifaklı süreçler köleci anlatımın evlilik dili içinde ve El ’e göre söylenen anlatım dilinin içinde şöyle ifade edilecekti. Evlilik mantığına göre “insanlar harama, yani yiyecek yasağına ağız bağını, mundar olan cinselliğe de uçkurunu çözmüştü!”
Köleci sistemle kolektif koruyuculuk olan kolektif güvencenin kolektif kuşatma sıcaklığında yoksun kalan insanlar Cennetten kovulmuştu. Ya da cennetten çıkış olan cennetten kovulmayı anlamışlardı. Oysa köleci yapının cennet dediği algı; kolektif sığlaşmalı güvence içinde hiç kimsenin üretilen hiç bir şeyden mahrum olmadığı kesikli süreklilikti.
El bu kolektif güvenceyi kendi kişisi zenginliği içine mal, mülk ve buyuran irade olukla almıştı. El kendi zenginliğini veya kişilerin yoksulluğunu; yoksullara havuç olarak gösterip, cennet diye vaat ediyordu. Sopa olaraktan ve korkutma olaraktan da kişileri yoksulluk, azap, yakıcı cehennemiyle dürtüyordu.
Unutmayın ki kolektif bir yapı içinde dönüşüyordunuz. Kolektif yapı içinde kolektif güvenceden ötürü, çocuğu sigorta görmek yoktu. Kişisi zorbalık malı ve gasp ile ele geçirilen emek sömürüsü, miras olmadığı için nesep gözetimi yoktu.
Kuşaklar arası zorunlu çevrim kolektif gücün oluşmasında, aktarılmasında ve taşınmasında dinamik kısmıydı. Bu kolektif kısım köleci sistem içinde çekirdek ailede çocuğun üstüne yıkılmıştı. Totem yasa ve totem miras ta aile nesebi üzerine yıkılmıştı. Yani kolektif olan da, kolektif olmayanı arayıp bulmak aşılmaz uyuşmaz bir çelişkiydi.
Köleci sistem ve El ittifaklı El mana anlayışı özel mülk sahibi olma muktedirliği olmakla; El ’in ve mülk sahiplerinin miras bırakacağı bir neseplerinin olması da, köleci sistem içinde, köleci sistemin şiddetle gözeteceği KÂR GİBİ EN TEMEL BİR HASSASİYETTİ.
Bu hassasiyete göre kolektif miras yerine özel sahiplik yapılan kolektif güç özel miras olmakla, özel mirası bırakmak için evlilikler ortaya kondu. Evlilikler kendi seçme ayıklaması içindeki anlayış ve şartlarıyla zinayı ortaya koydu. Bu türden süreçler içinde EL doğacak olan çocuğun kendisinde olduğunu garanti etmek istiyordu.
Doğacak çocuğun kendisinde olduğunu garanti etmek isteyen baba; kadını kafes arkasına, dört duvar arasına sokması kadar tepeden tırnağa giysi içine de soktu. Ön ittifaklı söylemler köleci mantıktan hareketle anlam bulacaktı. Ön ittifaka ait gruplar arası üreme partner ligi; ön ittifaka ait “gözü açılma” söylemini ortaya koymuştu.
Gözü açılma söylemi köleci yorum içinde, kocaya ait kadının genital bölgesi ve erkeğin genital bölgesi; sanki o ana kadar birbirlerini hiç görmemişler gibi ifade ediliyordu. Cinsler türlü nedenle sanki özel bölgeleri örtme gereği duymamışlar gibi köleci mantık özelleştirmeden, zinadan kaynaklı anlayışla; erkek ve kadınları birden bire birbirinin utanma bölgesini fark edip utanır olduklarını söyleyecekti.
Bu anlayışın hiçbir kolektif girişme karşılığı olmayan yakıştırmaydı. Aslında bu anlayışın üreten kolektif ilişkiyle doğrudan ve hiç bir ilişkisi yoktu. Totemi sosyal mantığın “totem eşine dokunup, totem eşinle yatacaksın” diyen tabusu nedenle bir grubun “karşı gruba dokunmama” tabusu vardı.
Cinsel ilişkinin üretim hareketiyle uzaktan yakında ilişkisi yoktu ama özne kişinin cinsel dokunum tabusu, sürece temel neden değil bahane neden oluyordu. “Karşı gruba dokunma” tabusu nedenle, birbirine dokunamayan karşıt gruplar girişemiyordu. Gruplar birbiriyle girişemeyince de gruplar arası üretim hareketi bir türlü başlatılamıyordu.
Üretim hareketini başlatabilmek için bu sosyal tabuyu kırmak gerekiyordu. GRUPLAR ARASI İNTERLAND DA üretim hareketinin başlatılamaması nedenle cinsel bağlanım, sanki üreten kolektif ilişkinin zorunlu bir aşamasıymış gibi dıştan sağlanan cinsellik, gruplar arası üretim hareketinin giriftarı olmuştu.
Gözü açılma söylemi yalıtımlı gruplar arası ilişkilerde tarihsel bir bildirişimin açılımını içeriyordu. Bu türden tarihsel açılımı olan gözü açılma söylemine karşın gözü açıldı birbirinin ut yerini görmekle “insan utanmayı bildi” türü bir yorum ve yaklaşım getirmenin, giriştiren hiçbir tarihsel karşılığı yoktu.
Köleci mantığın kendi egemenliğini kurup pekişmek istediği özel anlamlar vardı. Köleci sisteme göre olacak bu özel anlama ve anlatımlar ilk suç ve ilk günah kavramıydı. İlk suç ve ilk günah söylemi ön ittifaklı geçmişin gerçek kumaşı içinde dürülüp bükülmekle yamultulan; kesilip, biçilen çıkarımlarla; köleci çıkara uygun söylemlerle böyle anlatılıyordu.
İlk suç ve ilk günah ile ilk adam öldürme işi, köleci sistemle birlikte babanın malını paylaşamamakla ortaya çıkacaktı. Daha doğrusu totem grup mirası olan totem mesleklerin kişilere özel mülk olarak dağılamaması nedenle çıkacaktı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.