- 717 Okunma
- 1 Yorum
- 3 Beğeni
Eylül değil hazan mevsimi
Yapraklar kar tanesi gibi narin olmasa da, dalından düşerken, kar taneleri gibi, üşütür yürekleri.
Eylülde, yıldızlar bir başka parlar, gündüzler çabuk kararır, gece uzun olur, yalnızlar cam kenarından gelen eylülü izler.
Ağaçlar solar, yapraklar sararır.
Kimi zaman yürekleri, kimi zaman tenleri üşütür.
Eylüller hep, ayrılıkla anılır, yapraklar dallarından, çiçekler kırlardan, yeşilliği ile büyüsüne kapıldığımız doğa, kahverengi bir gerçeğe bürünür, tıpkı ayrılıkla solup sararan yüzler gibi.
Eylül ayrıılık olduğu kadar, kavuşmak demektir, dalından düşen yaprağın toprakla birleşmesi, toprakla bütünleşmesi, toprağa karışması.
Bir de eylül, sararıp, tutunduğu daldan düşen yapraklar gibi, tutunduğu daldan tek tek düşen umutları hatırlatır.
Yapraklar bir eylül serinliğinde savrulur, umutlar ise ayrılığın rüzgarında.
Sonra sesler duyulur, korkutan, ürküten, göğü delip gelen şimşek sesleri ve kısa sürelide olsa, karanlık yalnızlıkları aydınlatan yıldırımlar, eylül kadar olmasa da, korkutur yalnızları.
Gerçekten, eylüldemi çıkıyor insanların gerçek duyguları?
Yoksa, içimizdeki olumsuz duyguları çıkarmak için eylülümü bekliyoruz?
Eylül, bir ay değil, bambaşka bir mevsim.
Eylül değil, hazan mevsimi.
YORUMLAR
Bir eylul bu kadar guzel mi anlatilabilir di
Hem ayrılık
Hem hüzün
Hemde umut adına yazdigin bu mükemmel yazını kutluyorum günümün yazısı güne gelmeli
Tek kelime ile harikasın yüreğin var olsun