- 286 Okunma
- 0 Yorum
- 2 Beğeni
YAŞAR KEMAL'DİR ÇAĞLAYIP AKAR
’’Dünyanın ucunda bir gül açılmış...Elif elif esen yele merhaba’’, Merhaba o gülü yetiştiren ozana. O gül de dünyanın dört bir bucağına esip giden yelde kuşkusuz Yaşar Kemal’dir, Anadolu’dur.
Bu dünyadan Homer’de, Dede Korkut da Yunus da, Nazım da esip geçti. O yürek serinliğinden bugüne ne mi kaldı? ’’Hektor’’, ’’Deli Dumrul’’, ’’İnce Memed’’ ve ötekiler..Hepsi de ’’Memleketimden İnsan Manzaraları’’ nda bir candı. Hepsinin göğünde o ’’Karlı dağların başında salkım salkım olan bulut’’ vardı...
Yaşar Kemal bir büyük yazar.
O, düşlerini, düşlemlerini değil; ’’Halk’’ ı anlatan vicdan.
O, Homer ve Dede Korkut oyunundan Karacaoğlan mayalı Anadolu,
O, bin bir renkli Türkiye,
O,’’Yeterince cesaretim olsa, İnce Mehmed’in destanı gibi, Mustafa Kemal’inde destanını yazmak isterdim; ama başaramamaktan korkuyorum.’’ diyen yutsever.
Dahası o. ’’Benim hayatım Türk diline, Türk kültürüne adanmıştır’’ diyen ustadır.
Onun gidişiyle kuşkusuz, edebiyatımızın ’’ortadirek’’ i yıkıldı. Ama ölümle ilintili bir başka gerçek daha var; doğanın ve yaşamın gerçeği. Büyük usta, bu gerçeği şöyle somutluyor: ’’Demir olsaydım çürürdüm, toprak oldum dayandım.’’
Dayananların, direnenlerin gerçeğini şöyle de somutlamak olası: Ülkemizin üstüne çökecek her ’’sarı sıcak’’ ta, kurgulanacak her ’’Pis Hikaye’’de, aydınlığı muştulayan o ’’Tanyeri Horozları’’, ’’Kanın Sesi’’ni susturmak için, inadına ’’İnce Memed’’ türküsünü hep söyleyecektir.
Evet, kendisi de ’’Kanın Sesi’’ ne eşlik eden bir ’’İnce Memed’’ türküsüyle büyümüştür. O, Rus işgali nedeniyle yollara düşmüş bir ailenin çocuğudur. Yerinden yurdundan olmanın ne olduğunu iyi bilir. Babası öldürülmüştür, hem de camide ! O, akan kanın , sadece can almadığını, bir ömür acı kanırttığını bilir. Güvencesiz işlerde çalışanların yarın korkusunu da...Irgatlık, traktör sürücülüğü, katiplik, arzuhalcilik, vekil öğretmenlik...
Böylesi bir acının kanırttığı yaşam, Yaşar Kemal dizelerinde bakın nasıl bir özleme, direniş türküsüne dönüşüyor:
Hey bre ağalar gelin
Beği şikayet edelim
Söylen çektiğimiz neden
Yoğu şikayet edelim
Yollar menzilde kalıyor
Alçaldıkça alçalıyor
Buluttan rüşvet alıyor
Göğü şikayet edelim
Fezalar dolusu dert var
Yalnız köylülerde mert var
Boş yere akıyor sular
Dağı şikayet edelim
Turna bağının gülüyüz
Taşlı dağların yoluyuz
Göğçelim şimdi ölüyüz
Çağı şikayet edelim.
Evet, bu alçaldıkça alçalanlar dünyasında, ’’Göğçelim şimdi ölüyüz’’ dizesinde belki bir çaresizlik vurgusu var. Ama o artık çok yönlü bir yaşam deneyimine sahiptir. Onun toprağında artık ölmek, çürümek olası değildir. ’’Turna bağının gülü’’ ne yapılan kalem aşısı tutmuştur ve o kalem çiçeğe durmuştur.
Salt imgelere sığınan bir yazarın kalemine düşmez böyle dizeler. Bu imgeleri, ancak gören göz yakalayabilir. Tek gözün marifeti bu: dört gözle yol gözleyenler bu işe ne derler bilmem. Onun Toros anlatımlarında, doğanın halılar serdiği salt Tanrıların seviştiği mor doruklu Homer güzellemesi İda’dan renkler bulursunuz. İşte Homer’in İda’sı:
’’Böyle dedi, aldı karısını koynuna sarıldı...Tanrısal toprak yumuşak bir çimen saldı...Taptaze Lotos bir halı serdi toprakla aralarına...Safranlardan, sümbüllerden tatlı bir halı...uzanıverdi ikisi de halının üstüne sardı onları güzel bir altın bulut...Buluttan çiy damlaları akıyordu pırıl pırıl.’’
Şimdi de Yaşar Kemal’in Cukurova’sında ve Toroslar’dayız:
’’Çiçeklerin, yeşilden patlamış otlarının, ağaçlarının renkleri de başkadır. Yeşilse yeşili billur yeşili, sarıysa sapsarı kehribardır. Kırmızısı yalım yalım kıvılcımlanarak parlar, mavisi bin misli mavidir. Böceklerinin, karıncalarının, kelebeklerinin, kuşlarının kanatları, kabukları, sırtları görülmemiş, büyülü bin bir renk içinde yolp yolp eder.’’
’’Akdenizin üstünde yekinen parça parça ak bulutlar ovanın toprağına koyu, pul pul gölgelerini bırakarak Toros dağlarına giderler.’’
Gökyüzü ışıktan mavidir. Geceleri de ortalık silme yıldız döşelidir. Ve suların dibine kuran düşse okunur.’’
Yaşar Kemal’i okutan, onu dünya yazarı yapan işte bu dildir. Bu tümcelerde şiirin bütün olanaklarından yararlanılmıştır.
Yaşar Kemal sözcükleriyle, kaç ciltlik bir derleme sözlüğü oluşturabiliriz bilmiyorum. O, kitap adlarında bile, halk dilinin, halkın dil mantığının peşlindedir.
Ondan el alıp ’’Al Gözüm Seyreyle Salih’’ diyelim ve o deyimlerin, somutlamaların, türkü esintilerinin, kitap adlarına nasıl yansıdığına bakalım:
’’Yer Demir Gök Bakır’’, (kızıl gök, çorak toprak) ’’Orta Direk’’, (evin çadırın ana direği), ’’Sarı Sıcak’’, (güneş altındaki yakıcı sıcak), hala yaşayan deyimlerimizdir.
Evet, Yaşar Kemal uçtu, geriye Toros bulutları denli ’’aktop’’ o güzelim Türkçe kaldı. Bulut, çiçek, renk, yiğitlik güzellemeleri kaldı.
Yaşar Kemal’de başka neler mi buluruz?
Dede Korkut yiğitlerinin savaşçı kıvraklığını, ödünsüz adamlığını buluruz.
Evet O’nun kaleminde her şey o denli somut ki, bu ülkede ’’Pis Hikaye’’ ler yaşanmasın diye çaldığı ;’’Teneke’’ hala yankılanmakta. Haramilerin, yolsuzların uykularını kaçırmakta.
Biz okurlara, eli kalem tutanlara düşen görev ’’sadık yar’’ den gelen o yelle yazınımızı soluklandırmaktır. Çukurova’nın düzünü Yaşar Kemal’den, dağlarını doruklarını, Osman Şahin’den okumak, Türkçe şölenine katılmaktır.
Şölenlerde günü birlik, ayak üstü atıp tutmalara yer yoktur. Sanatın öyle bir gücü vardır ki sanat günü birlik yargıları, siyasal kimlikleri hep ’’Dağın Öte Yüzü’’ ne sürmüştür.
Unutmayalım, ’’Ölmez Otu’’ yalnızca sanat toprağında bitiyor. Gelin bir sanat galerisine girelim, soldan sağa şöyle bir bakalım: ’’ Nazım Hikmet, Bertholt Brecht, Stefan Ziweig, Sait Faik, Knut Hamsun, ’’ yalnızca sanatları şiirleri, öyküleri, romanları ve oyunlarıyla yaşıyorlar.
Gündelik olan her şey unutuluyor, unutulmayanlar da unutulacak. Ama ölüm, bir unutulma nedeni değil.
Yaşar Kemal bu dünyadan ne ile uğurlabilir? Düşündüm, elbette ’’İnce Memed Türküsü’’ yle dedim. Gelin türkünün son dörtlüğünü birlikte okuyalım ve onu uğurlayalım:
’’Yüce dağ başında bir kaç kartal
Açmış kanadını dünyayı örter
Bazı yiğit vardır ölümden korkar
Ben korkmam ölümden er geç yolumdur.’’
Yolun açıktır, zamana çağlayarak ak Yaşar Kemal.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.