CESUR
Bu sene bütün dünyayı etkisi altına alan Covit-19 salgını sebebiyle okullar ikinci dönem tatil edilmiş ve hâlâ da açılmamıştı.
Kılıç ve Aslan Meram Dere İlkokuluna giden iki kardeşti. Eğer okullar açılmış olsaydı ikiz oldukları için aynı sınıfta okuyorlardı dördüncü sınıfa geçeceklerdi.
Mart ayından beri görmedikleri arkadaşlarını, sınıflarını ve öğretmenlerini çok özlemişlerdi.
Babaları, salgın yüzünden sokağa çıkıp oynamalarına pek fazla izin vermiyordu. Zaten çıksalar da pek fazla arkadaş bulamıyorlardı. Bu yüzden genelde bahçede oynuyorlar, babalarının onlara yaptığı salıncakta dışarıdan gelip geçenleri izliyorlardı.
Aslan, duvarın dibinden geçen bir adamı görünce kardeşine sordu.
“Kılıç, sence bu insanlar hiç korkmuyor mu?”
Kılıç, elindeki kitabı bırakıp dışarıya baktı.
“Hangi insanlar?” diye sordu.
“İşte şu maskesiz gezenler?”
Bu salgında en çok dikkat edilmesi gereken kurallar maske takmak, insanlarla sosyal mesafeyi korumak ve temizlikti ama insanlar nedense buna pek uymuyor gibiydi ve bu yüzden de salgın hala tüm hızıyla sürüyordu.
“Çok cesur olduklarını sanmıyorum.” dedi Kılıç “Bence olsa olsa cahildirler.”
Bunu duyan Aslan gülmeye başladı.
“Yani cahil cesareti mi demek istiyorsun?”
Bu sefer iki kardeş birden gülmeye başladılar. Tam bu sırada bahçeden içeri bir köpek yavrusu girdi. Daha önceleri bir köpeğin saldırısına uğradıkları için iki kardeş de köpeklerden çok korkuyordu. Bu yüzden hemen salıncaktan kalkıp içeri kaçtılar.
Çocukların nefes nefese kaldıklarını gören anneleri de korkmuştu.
“Hayırdır çocuklar ne oldu böyle?”
Aslan, bahçedeki köpeği gösterdi.
“Anne bak bahçeye bir köpek girdi.”
Kılıç, annesinin arkasına geçip saklandı.
“Bu köpek de bize saldırır mı anne?” diye sordu.
Sema Hanım bir öğretmendi ve o da çocuklarının okulunda çalışıyordu. Çocukların bu kadar korktuğunu görünce onların bu korkusunu yenmeleri gerektiğini düşündü.
Bahçedeki yavru köpek çok da zararlı görünmüyordu.
“Bu kadar korkacak bir şey yok çocuklar sakin olun bakalım.”
Kapıyı usulca açıp dışarı çıktı. Çocuklar da arkasından çıktılar. Aslan, köpeğin yürüyüşünde bir gariplik olduğunu fark etti.
“Anne bak ayağı topallıyor.”
Kılıç bir adım öne çıkıp köpeğin ayağına daha yakından baktı.
“Galiba ayağına bir şey saplanmış.”
Köpek Kılıç’ın sesinden korkarak birden havlamaya başladı. Çocuklar, tekrar annelerinin arkasına saklandılar.
Sema Öğretmen çocukları sakinleştirdi.
“Durun bakalım o da sizden korkuyor farkında değil misiniz? Hem o da siz gibi daha çok küçük bir çocuk.” diyerek gülümsedi. Sonra köpeğe doğru eğilerek bir adım yaklaştı.
Yavru köpek de biraz sakinleşmişti. Sema Öğretmen köpeğin başını okşadı. Köpek başını yere koyup kuyruğunu sallamaya başladı. Sema öğretmen köpeğin ayağındaki küçük çiviyi görünce neden acı çektiğini anladı.
“Aslan sen koş içerden bir kap su getir.”
Aslan korka korka gidip bir kap suyla geri döndü. Elindeki su kabını köpeğin önüne bırakırken kalbi küt küt atıyordu ama yine de kabı bırakıp geri çekildi.
“Hiç korkmadın mı ya?” diye sordu gözleri kocaman açılmış Kılıç. “Ya yine ısırsaydı seni.”
“Korktum” dedi Aslan “Ama çok susamış olmalı baksana yazık.”
Bu sırada Zeynep öğretmen el çabukluğu ile yavrunun ayağındaki çiviyi çıkarmıştı bile. Hayvan önündeki kaptan birkaç yudum su içti.
“Ben de biraz ekmek getireceğim.” dedi Kılıç ve içeriden hemen bir parça ekmek getirdi. O da en az kardeşi kadar korkuyordu ama yine de elindeki ekmeği köpeğe uzattı.
Yavru köpek, kendine ikram edilenlerden çok memnun olmuştu ve kuyruğunu sallıyordu.
İki kardeş bunu görünce köpeğe biraz daha yaklaştı ve önce Kılıç sonra da Aslan başını okşadı. Belli ki köpek bu iki kardeşi çok sevmişti.
“Anne bu köpek bizim olsun mu?” dedi Kılıç.
Aslan, kardeşinin bu fikrini çok sevmişti sevinçten havalara zıpladı.
“Evet anne, ne olur bizim olsun.”
Zeynep Öğretmen güldü.
“Az önce korkudan yanına yaklaşamıyordunuz şimdi ne oldu?
İki kardeş biraz mahcup gülüştüler.
“Korksak da cesaretimizi toplamayı başardık ama değil mi?”
Zeynep öğretmen çocuklarını kucakladı.
“Tamam bir araştıralım eğer sahibi yoksa neden olmasın?”
“Ee, adı ne olacak?” diye sordu Aslan.
“Tabi ki ‘Cesur’ olacak.”
Zeynep öğretmen kocaman bir kahkaha attı ve iki çocuğu da onlara katıldı.
Kılıç ve Aslan sevinçle annelerine sarıldılar. Her ne kadar ilk başta korksalar da şimdi yeni bir arkadaşları vardı artık.
FATİH ŞAHİN IŞIK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.