İki Kulak Bir Ağız

• 5 Eylül 2020 Cumartesi 20:58:30

İKİ KULAK BİR AĞIZ

Hiç düşündük mü? Aynada kendimize baktık mı?
NEDEN?

Yaratan iki tane göz, iki tane kulak vermiş buna karşılık
bir tane ağız vermiş. Bu bir tesadüf olabilir mi?

Allah şeklimizi daha farklı yaratamaz mıydı? Elbette
bunda bizler için birtakım işaretler var. Yani çok
dinleyin, çok gözleyin, önden ve yanlardan beyninize
bilgiler ulaşsın. Onları bir yoğurun, süzgeçten geçirin,
idrak edin, düşünün ve sonra konuşun. Konuştuğunuz
şeyler yerini bulsun.

Duyduklarınız bir kulağınızdan girip diğerinden çıkmasın.
Ortada birleşip aşağı doğru bilgi, tecrübe, tavsiye,
ders, hikmet olarak dışarı çıksın ve insanlara ulaşsın.

Sanırım biz bunu fark edemiyoruz. Az dinliyor, az
okuyor, güzel ve faydalı şeyleri az görüyor ve buna
karşın çok konuşuyoruz. Değil mi?

Atalarımız “söz gümüşse, sükut altındır” derken bize
bir şeyler anlatmak istemişler.

Vakit geçirmek diye bir kavram oluşturmuşuz. “Eee
ne yapıyorsun?” deyince “vakit geçiriyoruz işte, laklak yapıyoruz.”
deyip geçiyoruz. Peki, gidişimiz nereye? Geçirdiğimiz
boş vakitlerin sonunda ne var? Bu geçen
vaktin sonunda ne olacak?

Vaktimizin kıymetini, kaçan bir otobüsün ardından
koşarken, hasta bir şekilde ambulans içinde hastaneye
yetişmeye çalışırken, önemli bir sınavın sonunda cevapları
hala yetiştiremediğimizde, elimizde para vezneye
yetişemediğimizde çok daha iyi anlarız.

Ama buna karşın hepimiz her konuda olduğundan
fazla bilgiliyiz. Muhasebeciden daha iyi bir muhasip,
siyasetçiden daha bilgili siyasi, futbolcudan daha tecrübeli
direktör, öğretmenden daha tecrübeli eğitici, şoförden
daha iyi sürücü, köylüden daha bilgili çiftçi olabiliyoruz.

“Bilmiyorum, ilmin yarısıdır”. Bilmediğinizi söylemek
bir utanç değil, aslında çok şey bildiğinizin kanıtıdır.

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır,
Vakti boşa harcamak, en devasa kayıptır.

İki kulak bir ağız, boş yere mi verilmiş?
İnsanlık boş konuştukça, ahlak yere serilmiş.

Az dinleyip, az okur, fakat çok konuşuruz,
Vakti boşa harcayıp, cehenneme kavuşuruz.

Sadettin TURHAN
"Gençliğin Enerji Kodları" kitabımızdan alıntıdır.