- 543 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
''Kahrolsun satılmış faişe ruhlar, Var olsun her daim hür deliler''
’’ Küsersin bazan hiç sebepsiz, kimse anlamaz halinden, aynada gördüğün silueti tanımazsın. İçinde yaşattığın çocukla, dışında görünen kocaman adam aynı kişi mi bilemezsin. İlgi istersin her gördüğün canlıdan, çok zaman suladığın kaktüslerin dikenlerinin acısına rağmen okşarsın saçlarını.
Evin kedisi olmak ister mi insan!
İstersin başkalarına muhtaç olmayı göze alarak. Sürtünmek ayaklarına, kucaklarında oturup hırlamak istersin, başını bir el okşasın, sevgi sözcükleriyle elleri gezsin istersin üzerinde. Kalabalıklar içinde yalnız kalanlar, anneli babalı hem öksüz, hem yetim kalmayı da bilirler.
Akılın zeka değil yaşanmışlıklar olduğunu anladığında insan, kardeşlerinin de aynı soydan değil de, aynı huydan geldiğini anlar. Soydaşlarınla yılda bir iki kez zoraki görüşürken, huydaşlarınla her saatin aynı mekanda geçsin istersin. Zor zamanların, zor zanaati çoğul ola bilmeyi başarabilmektir. Tek başımıza gelip, tek başımıza terk edeceğimiz süresi ortalama belli olan fani dünya da, insan olabilmenin yolu maalesef çoğul olmaktan çoğulla uyumlu olmaktan geçiyor.
Şahsına münhasır insanların, diğer şahsına münhasırlarla olan birlikteliği sosyal hayat dediğimiz kavramın temel taşlarını oluşturuyor. Özelden, genele yapılan bu yolculukta evrensel ahlak kurallarına uyulduğunda, görüyoruz ki yolculuk esnasın da ve yolculuktan sonraki bilinmeyende haz ve mutlu olabilme kapıları sonsuza kadar açılıyor.
Küsme fiilinin sebebinin bilinmediği,insanın içinde yaşadığı sebepsiz ve karşılıksız kırgınlıklar da, genellikle çoğula uymanın verdiği ızdıraptan geliyor. Her şeyini kendine göre dizayn eden ruh, başka bir ruh ile çekişmeye veya etkileşime girdiğinde bocalıyor.
Tek olduğuna iman ettiğimiz, yaratıcı da tam da bunu istiyor. Etkileşim ve çekişme. Ya değilse neden desin ki tek olan benim ve ben her şeyi çift yarattım diye.
Yarattığı bir ruh diğeriyle sürekli etkileşecek, muhtaç olduğunu gözlemleyip, yaratıcıdan isteyecek. Yaratıcı da ruhların muhtaçlıklarını diğer ruhlarla giderip denge sağlarken, evrensel kanunlarıyla kendisine nasıl müracaat edilip, nasıl geri dönülmesi gerekildiğini bu vesile ile bildirip, bilinmezliklerinin perdesini açıp bildirecek.
Yunusun dediği gibi, ’’ neyleyim üç beş huriyi, gül cemalini görmek olmasa’’
Akıl edenlerin geçmişte ki adları evliya, mecnun vs. idi, şimdi ki adları ise deli.
Yaratıldığımın bilincinde bir deli olarak diyorum ki,
’’Kahrolsun satılmış faişe ruhlar, Var olsun her daim hür deliler’’
Saygılarımla
Gazeteci Yazar
Tankutalp Altunsoy
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.