- 568 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ALLAH İYİ İNSANLARLA KARŞILAŞTIRSIN
Bugün bir haber okudum. 21 yaşında gencecik bir kız Facebook’ta üye olduğu bir otostop grubunda beş gün önce köpeğiyle beraber çekilmiş bir fotoğrafını koyarak “Samsun’dan İzmir’e aracıyla gidecek olan yol arkadaşı var mı?” mesajıyla birlikte paylaşmış. Akabinde bu paylaşımı beğenen bir şahısla görüşmeye başlamış. Neticesinde de kızcağız İzmir’e şahsın yanına gitmiş. Birkaç gün yalnız yaşayan 41 yaşındaki adamın evinde kalmış. Ve bu kızcağız dün gece adamın evinde bilekleri kesilmiş bir şekilde ölü olarak bulunmuş.
Bağrışma ve cam kırılma seslerini duyan komşuların ihbarıyla olay yerine gelen polisler bulmuşlar kızın cesedini. Olayın bir numaralı şüphelisi olan ev sahibi ise 400 promil alkollü çıkmış. İlk ifadesinde çok alkollü olduğu için hiçbir şeyi hatırlamadığını söylemiş. Ama kızın bilekleri neredeyse kopacak kadar derin kesiklerle dolu olduğu için cinayetin bir numaralı şüphelisi olarak gözaltına alınmaktan kurtulamamış.
Haberi okuyunca çok üzüldüm.
Bu olay beni bir ay öncesine götürdü. Akşam saatlerinde işten çıkmış yoğun trafikte müzik dinleyerek stresimi atmaya ve bir an önce eve ulaşmaya çalışıyordum. Okmeydanı’nın oraya geldiğimde önümdeki araçların dörtlülerini yakarak yavaşladığını hatta bazılarının durduğunu görebiliyordum. Trafik o kadar ağır seyrediyordu ki bulunduğum şeritte kaza olduğunu düşündüm. Ama yaklaşık 20 dakika sonra sebebin kaza olmadığını anladım.
Viyadüğün tam girişinde18-20 yaşlarında, oldukça marijinal sayılabilecek kıyafetleri ve makyajlarıyla bekleyen iki genç kızdı trafiğin sebebi. Aynı yaşlarda bir kızım olduğu için belki de tereddütsüz tam önlerinde durup kapıyı açtım. “Benim kızıma çok benziyorsunuz burada beklemeniz güvenli değil gelin arabaya.” dedim. Biraz tereddüt ettiler ama arkadan klakson sesleri de yükselmeye başlayınca bindiler araca.
Kısa bir sessizlikten sonra; “Anlatın bakalım yolculuk nereye, bu saatte burada ne işiniz var?” dedim. “İzmir’e gitmek için otosptop yapıyorduk.” demesinler mi?
Akşam saat 20:00 suları. Hava yağmurlu. Ve Okmeydanı viyadükte İzmir’e gitmek isteyen iki otostopçu kız. Tabi bu hikaye hiç inandırıcı gelmedi bana. “Doğruyu söyleyin evden falan mı kaçtınız?” dedim.
Biraz bozulmuş ve alıngan bir ifadeyle konuşkan olanı anlatmaya başladı. “Abi biz bu sabah İzmir’den geldik buraya. Ben üniversite öğrencisiyim. Bu arkadaşım da lise son sınıfta. Erkek arkadaşlarımız burada. Ailemizin haberi var. Tabi onlara erkek arkadaşlarımızla buluşmaya gideceğiz demedik ama İstanbul’a geldiğimizden haberleri var. İsterseniz arayıp sorabilirsiniz. Onun için geldik ama ikisi de telefonlarını açmıyorlar. Sonra da kapattılar tamamen telefonlarını. Ortada kaldık, kalacak yerimiz ve üzerimizde çok paramız yok. Son çare otostop yaparak hiç değilse Bursa’ya kadar gidelim, oradan İzmir’e otobüsle gideriz diye düşündük. İstanbul’u bilmiyoruz. O yüzden burada durduk.”
Daha önce buna benzer çok hikaye duyduğum için; “Size para veremem ama sizi İzmir otobüsüne bindirebilirim.” dedim. Sanki sıradan ve olağan bir teklif yapmışım gibi ağız ucuyla teşekkür ettiler. Bu arada Kavacık’a gelmiştik. Kavacık’da otobüs firmalarının yolcu aldığı bir yer var. Oraya arabayı park ettim ve onlara dönerek; “Size bilet alacağım ve otobüse bindireceğim. Ama önce ailenizi arayın onlarla görüşmek istiyorum.” dedim. Aslına bakarsanız itiraz edeceklerini düşünmüştüm ama üniversite öğrencisi olanı tereddütsüz numarayı çevirip telefonu bana verdi. Telefonu açan hanımefendiye durumu izah ettim, kızların güvende olduğunu ve birazdan otobüse bindireceğimi, otobüsün plaka ve hareket saatini ayrıca kendisine bildireceğimi söyledim.
Telefonun diğer ucundaki kadın o kadar heyecansız, telaşsız ve ruhsuz konuşuyordu ki, bir an aklımdan acaba annesi olmayabilir mi diye geçirmedim değil.
Telefonu kapattıktan sonra çocuklara aç olup olmadıklarını sordum. Hayır cevabını alınca da hemen içeri girerek en yakın saatte hareket edecek otobüse iki bilet aldım. Onlar gidene kadar da oradan ayrılmadım.
İnşallah sağ salim kavuşmuşlardır ailelerine.
Haberi okuyanların pek çoğunun haberin altına “Tek başına bir kızın tanımadığı bir adamın evinde ne işi varmış.” benzeri yorumlar yaptığını üzüntü ve hayretle okudum. Ve dudaklarımdan gayri ihtiyari; “Sınanmadığınız acılar üzerine ahkâm kesmek ne kolay değil mi?” cümlesi dökülüverdi.
Hayatının baharında terk-i can eyleyen kızımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Allah herkesi iyi insanlarla karşılaştırsın.
Vesselam.
YORUMLAR
belki de o iki genç kızın hayata ve insanlara bakış açılarını değiştirdiniz.
Bundan sonra diliyorum ki daha dikkatli olurlar ve kendilerine çeki düzen verirler
yazık ne kadar çok böyle örnekler var çevremizde
"Hayatının baharında terk-i can eyleyen kızımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Allah herkesi iyi insanlarla karşılaştırsın."
amin diyorum duanıza
Sizinle karşılaşan kızlar çok şanslılarmış
bu yazıyı çocuklarımıza okutmamız lazım
duyarlı yüreğiniz için alkışlıyorum sizi
saygılar...