- 534 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
FELSEFECİLER VE DEVLET
Platon diyor ki; ideal devlet; işçiler, bekçiler ve yöneticiler olmak üzere üç sosyal sınıftan oluşur. İşçiler, çalışarak üretimde bulunurlar ve devletin maddi ihtiyaçlarını karşılarlar. Bekçiler, içte ve dışta devletin varlığını korurlar. Yöneticiler de kanunları yapar ve devleti yönetirler. Devleti meydana getiren yurttaşlar erdemli olmalıdırlar. İşçilerin erdemi "çalışkanlık” bekçilerin "cesaret", yöneticilerin ise "bilgelik"tir. "Ölçülülük" ve "adalet" ise sosyal erdemler olup her insanda bulunması gerekir. Devlet aynı zamanda bir eğitim kurumudur. Bütün yurttaşlar yeteneklerine göre eğitilirler. Bu ideal devlet anlayışı, bekçiler ve yöneticiler sınıfı için özel mülkiyeti ve aileyi yasaklar.Ancak işçiler için böyle bir yasak yoktur.
Platon yaşlılık döneminde yazdığı “Nomoi” (Yasalar) adlı eserinde ideal devlet anlayışında iki önemli değişiklik yapmıştır. Birincisi, asker ve yöneticilerin özgürce aile kurmalarını ve özel mülkiyet edinmelerini yasaklamanın yanlış olduğunu kabul etmesidir. İkincisi de yöneticilere tanıdığı koşulsuz yetkinin yanlış olduğunu kabul ederek yöneticilerin yetkilerinin de yasalarla sınırlaması gerektiğini savunmasıdır.
Konfüçyüs diyor ki;... ’’Her insan kendi yaşam ve mesleğinde sahip olduğu güç ve beceri kadar, erdemiyle de kendini göstermelidir. Anayı, babayı ataları hoşnut etmenin, onları onurlandırmanın yolu budur. Bu yol genişledikçe, ülkeye ve devlete karşı sevgi ve bağlılık gelişir...Yönetimde olanlar, yasaya, eşitliğe, alçak gönüllülüğe ve tasarrufa itina göstermek, ülkeyi yeterlilik ve erdemle yönetmek, halkın her bireyini kendi çocuğu gibi sevmekle yükümlüdür. Yönetenlerin halk tarafından sevilmesi gerekir. Bu sevgi ancak yönetenlerin yeterlilikleri ve halkın tüm maddi gereksinimlerinin karşılanmasıyla sağlanabilir. Bir ailede evin babası ne ise, toplum için de devlet odur. Milleti idare edenler dürüst olmalıdır. Hükümdar dürüst ise, devleti kanun koymadan da yönetebilir. Dürüst değilse uygulamayacağı kanunları çıkarması neye yarar’’
Şeyh Bedreddin diyor ki;...Tanrı dünyayı yaratmış, insanlara bahşetmiştir. Erzak, giyecekler, hayvanlar, toprak ve bütün mahsülleri umumun müşterek hakkıdır. İnsanlar tabiat ve yaradılış itibariyle eşittir. Birinin servet toplayıp biriktirmesiyle, diğerlerinin ekmeğe bile muhtaç kalması İlahi maksada muhaliftir. Nikâhlı kadınlar ortaklıktan müstesnadır. Bu birlik haricinde kalan her şey insanların müşterek malıdır. Ben senin evinde kendi evim gibi oturabilmeliyim. Sen benim eşyamı kendi eşyan gibi kullanabilmelisin. Emlakimize karşılıklı tasarruf edebilmeliyiz. Gerek Müslümanlıkta gerek Hıristiyanlıkta ulemanın ve papazların hataları ile nice bid’atlar ihdas olunmuştur. Bunlar kaldırılırsa din bir olur
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.