- 530 Okunma
- 7 Yorum
- 1 Beğeni
KAN GRUBUM NE Mİ...
‘’o bir çay istemişti trenin içinde
biz tren yolcusuyduk çölün içinde
ben yalnız kalmıştım, senin içinde
oysa kaç kişinin yerine sevmiştim seni!’’ (H. Ergülen)
Zamansız bir aşka düşen miydi yoksa yanıp tutuşan mı türkülerin manivelası belki de gecenin perçemi ve gizemi…
Dımdızlak kalan göğün de peçesi düştü madem ve işte el yordamı çiziyorum yıldız haritamı oysaki asla haz etmedim ben fallardan ve astronomi iken astronomik yürek seslerinde tutuşan maniler.
Yalanım olsa keşke bir de düşsem ya gözünden yalnızlığın ve harman dalı oynayan sözcüklere de sızsam ansızın: aslında sızıp kalmasam öykünün bitiminde.
Gizin ve telaşın izini sürüyorum ve yorgun rüyalarıma verip veriştiriyorum sanırım zamanın da bünyesi değişti ve kaç saat uykuya denk düşüyorsa o metruk düşün de salınımı elbet kanıma giren belki de kansız savaşlar aslında aşkın hicreti ve hikmeti ve işte at yarışı koşturuyoruz sonra da yüzümüzü buruşturup saklanıyoruz inimizde.
Bir yürek işçisi madem şair aslında şiirler filan da değil yaşama sebebi ne de olsa son kozunu oynuyor kader ve sitemlerin bağrına doluşan sessiz çığlıklar.
Alfabeler oku, oku sonlanmıyor ve ne yazık ki yirmi dokuz harfin saltanatı da sonlanmıyor hele ki otuzuncu harfe iken duyduğum hasret ve kindar yüreklerin haset yüklenip de sevgiyi ve aşkı kapı dışarı ettikleri.
Lanetin rengi ne ola ki ya da bir arpa boyu ol almayan şiirlerin şifresinde mi saklı mutluluk ve işte muğlak gölgeler kımıldamaya başladı üstelik günde ve bir ömür kaç öğün içtiysek acıları ve haşmetli mevsim: hani, Ağustos’un dokusunda saklı iken sıcakkanlı sözcükler oysaki baş edemiyorum ben: ne güneşle ne de sözcüklerle ve fıtratım gereği susturulmanın tutukluluğunda çalakalem yazıyorum hikâyemi aslında önceden uyarlanmış bir senaryo ve ket vuruyorum bir şekilde kaderin müsveddesinde saklı iken keder.
Yorgan döşek olmasa da imgelerin tezahüratına yenik düştüğüm ve o uzun soluklu maratonda kimi zaman eğilip de şiirlerimin bağcıklarını bağlıyorum ve devasa bir hikmet arzuluyorum artık baz aldığım da değil gerçeklerin birbiriyle tokuştuğu ve salya sümük acılar bazen çok gergin bazen esef yüklü ve her çizik attığımda yanlışlara sobeleniyor sözcüklerim.
Bir sözcüğün tekelindeyim ve ikiletiyor.
Bir de aşkın tekelinde hele ki sevilme kaygısı filan da gütmüyorum aslında güttüğüm duygular bu ara çok sefil ve isteksiz en çok da ölümü düşünürken en çok da hayaletlerle kavgalı iken.
Düşlerini ertele ve düştüğün tuzakları aşk sanma…
Aklımın karıncalanan hücrelerine atıfta bulunan bir yenilgiyim ve kasvetli havanın dokunmadığı nemi üstleniyorum bu kez ve sefer tasımda saklı boy boy yalnızlığım elbet kendimi ihbar ediyorum Tanrı’ya aslında rahmetin b/eşiğinde Allah demeyi seviyorum ve biliyorum ki; O da beni seviyor.
Minvalinde gövdemin belki çeperi dolgun harflerin kalp çarpıntısı ve nabzımı her alamadığımda sözcükler yüklüyorum kanıma: kan grubum ne mi?
Kana kana içtiğim sözcükler elbet en çok İlahi Sırdaşımın varlığı ne zamanki içimdeki yorgun çocuk pes etse.
Ya, sizin kan grubunuz?
YORUMLAR
VARSIN KALEMİN ELİNDEN OLSUN...
‘’Aşk, imkânsız bir sonsuzluk rüyasıdır.’’(Alıntı)
Yalnızlıkla boy ölçüşen bir hegemonya ve işte sonsuzluğun minvalinde görülen bir rüyanın da eritildiği o pota.
Sözcüklerin yankısı.
Şehvetli bir dans adeta sonsuzluk rüyası.
Bir adımda saklı iken en uzun satır
Bir satırın dahi hizaya getiremediği şair
Düşülen yol
Düşlenen mevsim
Zanların değil zaman aşımına uğrayan
Aşkların rüyası
Bir heyecandan çıkıp da yola
Zemherilerde ölen Anka kuşu
Yoksa derinlerde mi saklı o tevazu?
Hani İlahi bir satır bilip de
Şiiri gönlüne sokan bir düşün arka sokağı.
Iskartaya çıkan kimi zaman
İstikbali elbet saklı Hakkın nezdinde
Sür-git heceler
Göğe yakın en delik
Elbet içine düştüğün o boşluk.
Şimdi harman dalı oynuyor imgeler
Sonrasızlığın tahayyülü ise
Göz ucuyla baktığımız bir ömrün
Ölümü dişleyen bir mayın tarlası
Arka sokağın da çıkmazı
Her reşit imgede saklı sözcüklerin heybesinde
Savrulan bir kar tanesi adeta
Kanamalı bir rüyadaki kesif yolculuk.
Müdavimi olmaksa hüznün
Reçinenin yumuşak dokusu
Yalnızlığa da düşen leke.
Ah, minvali aşk olan hangi öyküyse
Bir sürahi soğuk suyun da dondurduğu heceler
Kanaviçe desenli bir özlem
Ruhun fotokopisi elbet
Lehimli düşlerden arda kalan sür-git realite.
Geniş dökümlü eteklerinde şehrin
Işıyan bir yıldız gibi
Göğsün de çeperinde asılı mehtap
Salınımı ömrün girift bir heceden çıkıp da yola
Varmayı ertelediğin hangi cesaret ki
Kandıkça ölümü soluyor insan.
Öykündüğümüz kadar yalnızız.
Mahkûm edilmişliğimiz de değil yazgıya
Koyu gözlerinde kederin isli bir yürek
Zemherilerde açan çiçek çiçek
Maktulü bir şiirse
Varsın kalemin elinden olsun o hazin son
Hani olur da yeniden başlarız bir yitimle
Bir de söküklerine müptela duyguların
Soykırımı olsa olsa insanlığın
Devasa bir rehavet çöreklenir de hani geceye…
Gülüm Çamlısoy
dip not: iki şiir ekleme hakkı tanımadığı için sistem ikinci şiirimi buraya ekledim.
sevgiler.
Minvalinde gövdemin belki çeperi dolgun harflerin kalp çarpıntısı ve nabzımı her alamadığımda sözcükler yüklüyorum kanıma: kan grubum ne mi?
Kana kana içtiğim sözcükler elbet en çok İlahi Sırdaşımın varlığı ne zamanki içimdeki yorgun çocuk pes etse.
Ya, sizin kan grubunuz?
Kan gurubum sevgi, yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...
Gülüm Çamlısoy
Sonsuz sevgimle canım arkadaşım
Minvalinde gövdemin belki çeperi dolgun harflerin kalp çarpıntısı ve nabzımı her alamadığımda sözcükler yüklüyorum kanıma: kan grubum ne mi?
Kana kana içtiğim sözcükler elbet en çok İlahi Sırdaşımın varlığı ne zamanki içimdeki yorgun çocuk pes etse.
Ya, sizin kan grubunuz?
Kan gurubum sevgi, yüreğine sağlık arkadaşım sevgilerimle...
şiirlerimin bağcıklarını bağlıyorum
hayaletlerle kavgalı iken.
Harika sözlerdi,,,,
Benim kan grubum galiba;HÜZÜN,,
hERŞEY GÜZEL GÖNLÜNCE OLSUN DEĞERLİ ŞAİRİM
Gülüm Çamlısoy
Teşekkür ederim değerli dostum.
Selam olsun.
Gülüm Çamlısoy
Çok ama çok teşekkür ediyorum.
Allah'a emanet olun.
Selam ve dua ile değerli ağabeyim