Hesap Günü
Kim zalimlik etmişse dünya hayatında da hesap gününü mutlaka görmüştür. Yakın tarihte Hitler gibi… Ancak, hesabı gören de meydanı boş bulup sonradan zalim olmuştur, Amerika ve Rusya gibi… Zalimden hesap soran nedense zalim oluyor sonradan!
Hesap günü, Allah’ın bahşettiği gücün değerini bilmeyip, azgınlaşan milletlere insan eliyle Rabbim tarafından verilen derstir. Kişi de zalim olabilir çevresine, milletler de dünyaya! Çapı büyük-küçük olsa da getirdiği acılar aynı ve sınavı büyüktür.
Hiç kimse Rabbimin yarattığı canlıyı öldürme, yaralama, ibadetini engelleme hürriyetine sahip değildir. Kişi özgür iradesi ile iyi olanı tercih edecek, kötülükte de savaşacaktır. Allah’ın yasakladığı her şeyi etrafından yok etmek için elinden geleni yapacaktır. Rabbim isterse bunu kendisi yok eder ancak bunu kişilerin yapması ile meydana çıkan amelle insanları sınamaktadır. İyiyse cennet, kötüyse cehennem fikri bunu ne ölçüde yapabildiğine bağlıdır.
Elbette iyiliği savunan, kötülükten hesap soran kişilere karşı saldırılar da acımasızca yapılır. Kötülük kalesini terk etmeye niyetli değildir. İyinin yazdıklarını, yaptıklarını, başardıklarını lekelemek için ortak hareket ederler. Öyle sağlam bir ekiptirler ki, bu savaşa küçük bir kıvılcımla başlasalar, o kıvılcımı büyütmek için var olan güçlerini ortaya koyarlar. Yorumlamada, savunmada, yardımlaşmada birbirlerine zaman geçirmeden yardımcı olurlar. Bunu yaparken kullanılan dil hep aynıdır, masumdurlar, iyi niyetlidirler, yapıcı davranış sergilemektedirler. Mesela Suriye’ye bomba atarken, bu ülkeyi kurtarma amacı güttükleri için bomba attıklarını iddia ederler. Sonuçta siviller, masumlar, çoluk çocuklar ölür. Zengin ve saadetle yaşayan halkı mülteci konumuna düşer ve güvende hissedecekleri başka ülkelere sığınırlar. Mesela bir şiir yazılmışsa, onu eleştirirken onun tekniğinin yerinde olmadığını, hatalar dolu olduğunu, hatta alay ederek içlerinde var olan kötülüğü adeta kusarlar. Yaklaşımları masum gibi görünür ama değildir. Sonuçta yorum yaptıkları yer bir okul değildir, kimsenin eğitilmeye ihtiyacı olmadığı yerdir. Kimse kimseye derste veremez de… Bunu yapanlar her yapılan böyle bir senaryoda şaşılacak derecede ortak hareket ederler. Sanki işleri ve vazifeleri budur. İyiler nedense organize olmakta zorlanırlar!
Kötülüğü yaymak, insanlığı yok etmek gibidir. Kötülük yapanda yok olacaktır ancak farkında değildir. İntihar etmektedir. Herhalde düzelemeyeceğini ve alışkanlıklarından vazgeçemeyeceği için midir nedir bilinmez, kendi nihai sonu-Hesap günü gelmeden ne kadar insanı mıhlarım diye yaşar durur. Kendi mutlu değildir, başkalarının da mutlu olmaya hakkı yoktur düşüncesi hatta başkalarının nimetleri kullanamadığı düşüncesi ile bu nimetlerini elinden alma hakkını kendisinin hakkı gibi görür. Yanlış yol Bağdat’tan döner misali bu emeli en kısa sürede balon gibi de söner.
Kötülüğün hesap günü hem bu dünyada hem de öldükten sonra mahşer yerinde görülecektir. Hiç kimse yaptığı kötülüğün cezasını almadan serbest bırakılmayacaktır. Ancak bu dünyada hesap görücüler zalim olabilir ama öbür dünyada bunun olması asla mümkün değildir. Rabbim insanlar gibi zalim değil, merhamet sahibidir, affedicidir, bağışlayıcıdır. Kulun kula yaptığına müdahale de etmez, adalet sahibidir.
Ey zalim insan, eline zil takıp oynasan da, bir gün Korona gelir düğün bile yapsan dans edemezsin. Masumlar ve iyiler, asla oyun oynamazlar ve kıvırmazlar da… Terörist bile olsan teslim ol derler ve üzerine hemen ateş açmazlar. Bilesin!
Saffet Kuramaz
YORUMLAR
:)
gönül dostum yazmış içindeki o büyük ateşi az yukarıda, lakin
her şeyi şer'e yorup ve her şerden yaradanın büyüklüğüne varmak?
bu çok mantıklı gelmiyor nedense yazar, sonuçta yaradanın bana asla ihtiyacı olmadığından.
eyvallah.
saf şiir
değerli ağabeyim...
hayat nasıl da meşakkatli bir yolculuk/muş meğer.
an geliyor mutluyuz an geliyor acılar katlanıyor.
sebepli sebepsiz yargılandığımız ve anlamadan bilmeden neyle suçlandığımız da meçhul iken.
biz sevgiyi şiar edinip yüreğimizi koymuşken yazarken ve yaşarken kramp giren kalemimiz ve sefil yüreğimiz.
yolumuzdan sapmadan yaşamak en güzeli ve bir ömür bunu şiar edindiğimiz.
gönül ister ki herkes gönül gözüyle baksın ve yaşasın ve sevgiyle eşlik etse keşke herkes birbirine.
şu da bir gerçek ki: hüzünle daha yakın duruyoruz İlahi Aşka ve en çok Rabbimizi sevip sadece O'ndan istiyoruz.
en sevdiğim: Allah var gam yok.
Allah çok büyük ağabeyim elbet gün gelecek ve tek geçerli duygu olacak ''huzur''
hepimizin hayatında nice sıkıntı var en çok en sevdiklerimiz ve en yakınlarımız canımızı yakarken asla da şüphe etmemeliyiz kendimizden ki en çok benimdir yine kendimi yargılayıp suçlayan.
var olsun kıymetli kaleminiz.
selam ve dua ile ağabeyim