UNUTAMAM SENİ
Ulus Heykele doğru yalpalaya yalpalaya yürürken.
Yoldaki buzlar korkunç acı veriyordu çıplak ayaklarına.
Rüzgâr caddeyi yalıyor.
Bir yılanın zehirli dişleri gibi vücudunu ısıtıyordu.
Beyaz ışıklar çaktı beyninde.
Bir an için hiç hareket edemedi.
Soğuk ve karanlıkta hiç acı duymadan hiç korku duymadan öylece kımıldamadan yattı bir süre.
Tüy gibi karları yüzüne doğru üfleyen rüzgârı hissedebiliyordu.
Soğuktan çenesi sürekli titrediği için konuşamıyordu.
Hıçkıra hıçkıra ağlayarak doğruldu ve caddeye doğru koşmaya başladı.
Elini yaranın üzerine bastırıp ılık kanı ve yapışkan eti hissetti.
Tam kaldırıma ulaşmıştı ki kendisini takip eden adamı
gördü.
Lanet olası kaldırımda saklanacak tek bir yer yoktu.
Yön değiştirip kahvehanelerin çok olduğu sokağa daldı.
Artık bacaklarıyla öne doğru yol açmaya çabaladı.
Bir yandan da ona doğru gelen ayak seslerini duyabiliyordu.
Bacakları tüfek gibi güçlüydü.
Nasıl ama? Artık kokmuyor bile," dedi.
En son baktığımda hâlâ üzerinde bir parça et vardı.
Biraz olsun zorlanmadan bir anda doğruluvermişti.
Yüzündeki gülümseme gitmiş, yerine beklenti dolu sessiz bir ifade yerleşmişti.
Zifiri karanlıkta yanlış yöne girdiğini düşündü.
Beklenmedik elektrik kesintileri geldi aklına
Baktı
Gördüklerini idrak etmesi biraz zaman almıştı.
O yakışıklı yüzü perişan vaziyetteydi.
Savaş sonrası ruhsal çöküntü yaşayan insanlara benziyordu.
Gece kötü bir rüya gibi gerçeküstü geliyordu ona.
Kapıdan çıktığı anda bütün gözler ona dönmüştü.
Olay mahallini çeviren sarı bandın altından geçerken buldu kendini.
Gittiği her yerde polis ve medya mensupları olurdu.
Ama o geceki ilgi biraz farklıydı.
Daha ısrarcı;
hatta biraz da ürkütücüydü.
Yerde hareketsiz yatan adam.
Kendisi idi !
İnsan her gün kendi ölüsüyle karşılaşmıyordu ki.
Kaç insan bir olay mahalline gidip de cansız ikiziyle karşılaşırdı ?
Neşe Karaböcek - Unutamam Seni ♥️
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.