SABRIN MUCİZESİ (Final)
Sabah kahvaltısı, tatlı bir sohbetle geçer. Sevimli beş çocuk, bahçeye iner. Her birinin elinde renkli süzgeçler. Bıdı bıdı koşuşturmacalar. Anneanne-babaanneleri çiçekler dikmiştir. Rengârenk çiçeklere, el birliğiyle su verilecektir.
Sıra, çocuklara armağan edilmiş beş saksıya gelir. İçlerinde topraktan başka hiçbir şey görülmemektedir. Yıllar boyunca her yaz, bir sürpriz beklenir. Ama o sürpriz, bir türlü gelmek bilmez. Beş çocuk ne kadar dil dökse
Anneanne-babaanneleri, ser verir sır vermez!
Peri:
—Anneanneciğim, geliyoruz, gidiyoruz, her geldiğimizde severek suluyoruz. Suluyoruz, ama bu topraktan hiçbir şeyciğin çıktığını izlemiyoruz!
Batu:
—Babaannem yıllardır kış boyu, biz yokken de suluyor bu beş saksıyı.
Maya kıkırdayarak kahkahalara boğar çocukları:
—Babaannem bu saksıyı bana hazırladığında benim dünyaya gelmeme bir ay varmış, der annem.
Logan:
—Anneannem saksımı hazırladığında ben daha yeni doğmuşum, heh heh! Anneannem ben büyüyene dek, sulayıp durmuş der, bana da annem!
Dora:
—Anneannem ısrarla bu toprağı suluyorsa bildiği bir şey vardır, eminim! Eninde sonunda sürpriz gerçekleşecektir bekleyelim, görelim!
Maya, toprağa gözünü dikerek merakla sorar:
—Kaç senedir suluyoruz biz bu toprağı Anneanneciğim?
—Tam beş senedir Mayacığım.
Maya ve Logan, bir elinin parmaklarını yüksek sesle saymaya başlar: 1-2-3-4-5.
Logan parmaklarını açarak elini havaya kaldırır. Sayıları, uzatarak hoşlukla söylemektedir:
—Biir-ikii-üüç-döört-beeş!
Ay, bir elimin parmakları kadar sene geçmiş! diye elini, neşeyle havada sallamaktadır.
Dora sabırsızlanır:
—Daha ne kadar zaman bekleyeceğiz anneanneciğim? dile kolay, beş sene olmuş!
Anneannesi:
—Hepiniz yaz boyu buradasınız. Ben bu tatilde saksılarınızda, mutlaka bir canlanma bekliyorum Doracığım!
Batu sabırsızlanır:
—Ne olur söylesene, söylesene artık babaanne!
—Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik Batucuğum! Dileyelim, siz İstanbul’dayken sürprizi yaşayalım!
Maya, iri, kara gözlerini açar:
—Ben bir resmi boyarken sıkılır bırakırım. Babaannemin hiçbir şeyden bıktığını yaşamadım.
—Mayacığım, sen çok küçüksün daha. Yine de çabalarsın. Başladığını tamamlarsın. Yorulan parmaklarını umursamazsın.
Büyüdükçe kolay kolay pes etmezsin. Buna sevgim kadar eminim!
Canlı renkli boyalar aldım size. Haydi, şimdi gelin. Saksılarınızı boyamanızı gözeteyim.
Çocuklar, “yaşasın!” diye bağrışır sevinçle! Saksılarını boyamak için kollarını sıvarlar hevesle. İki saat boyunca, canla başla uğraşır dururlar. Anneanne-babaanneleri resimlere bayılır. Gurur duymuş, etkilenmiştir. Biraz da meraklanmıştır:
—Periciğim, sen neler hissederek saksına gri bulutlar boyadın?
—Onlar yağmur bulutları anneanneciğim. Saksıma yağmur bırakacak. Hayal ettiğim sürpriz tamalanacak!
—Ne güzel boyamışsın. Çok beğendim! Emeğinle heveslendim.
—Batucuğum sen ne düşündün? Kocaman güneşi capcanlı boyarken?
—Toprakta bir şey bitecekse babaanne Güneş ona hayat sunacak düşüncemde.
—Aferin Batu! Ne kadar doğru!
—Doracığım, saksının gövdesinde dolanan güzel bir kurdele resmi yapmışsın. Fiyongunu ve kurdeleyi ateş kırmızısına boyamışsın! Saksına ne kadar yakıştırmışsın! Çok beğendim! Ne çok sevdim!
—Bana armağan ettiğin bu saksıyı, kırmızı kurdeleyle süslemek istedim anneanne.
—Peki, fiyongun yanında, kollarını iki yana açmış bu şirin kız kim?
—Benzemiş mi? O benim! Sana sarılmayı beklemekteyim!
—Koş öyleyse! Seni şöyle bir içten sarayım! Benim duygulu Doramı kucaklayayım!
—Bakayım, sen neler yapmışsın Logan?
Ne güzel bir aydede bu böyle! Yanına da çepeçevre yıldızlar!
Bu güzel resmin neyi vurgular?
—Anneanneciğim, aydedeye dilek tuttum, bu gece sürpriz gerçekleşsin diye!
—Ne tatlısın Logancığım! Duyacaktır iç sesini aydede.
—Ay! Mayacığım, sen ne güzel çiçekler boyamışsın birbirinden güzel böyle!
—Sürpriz doğunca arkadaşları olsun, yalnız kalmasın diye babaanne!
—Mayacığım, duygu ve anlayışına hayranım! Ah benim yaşam sevincim torunlarım! Hepinizle gururlanırım!
Bir hafta sonra beklenen sürpriz kapıyı çalar. İlk fark eden Peri olur:
—Anneanne, anneanne!
Gelir misin lütfen! diye avazı çıktığı kadar bağırır. Çocuklar telaşa kapılmıştır. Peri’ye doğru koşarlar!
Peri’nin saksısında baş veren narin bir filiz var! Batu saksısına yaklaşır. Merakla sarkar:
—A! Benim saksımda da incecik bir yaprak çıkmış! diye ortalığı yıkar.
Dora, iki eliyle saksıya yapışır. Saksının içine düşecek gibi dikkat kesilmiştir. Mercan gibi parlak gözlerin fincan gibi açılmıştır:
—Aman! Benimkinde de yeşil, minicik bir yaprak var! diye ortalığı çın çın çınlatır.
Maya:
—Yaşasın! benimkinde de çıkmış! diye hop hop hoplamaya başlamıştır.
Logan, yerinde dursa şaşılır.
—Benim saksımda da var! diye zıp zıp zıplar, bağrışır.
Hemen başlarında biten anneanne-babaanneleri, onlarla o kadar mutludur ki:
—Oh! Aynı zamanda filiz verdi hepinizinki! Ne çok sevindim! Bu tohumlara, sizlerle beş yıldır emek verdim! Dünyalar benim oldu, diye haykırmak isterim!
Peri anneannesine sokulur.
—Ama bunlar pek nazlıymış anneanneciğim? Şimdi sulamayı sürdürüp seneler boyu büyümelerini izleyeceğiz.
Anneanne- babaanneleri çocukları şaşırtır:
—Asıl şimdi neler yaşayacağımıza bir bakın! Haydi koruya çıkıyoruz, tez toplanın!
Evlerinin arkasındaki koruya hep birlikte tırmanırlar. Beş saksıyı, babalarının yardımıyla koruya taşırlar.
Önce en küçükleri Maya’nınkini saksıdan çıkarırlar. Çocuklar, anneanne-babaannelerinin etrafında bir halka oluşturur. Olup biteni izlemeye koyulur. Anneannesi fazla sarsmadan saksının önce dibine nazikçe vurur. Sonra elini saksının yanlarına çat çat çarpar. Toprağın çeperlerden ayrıldığını görünce usulca ters çevirir. Bir de ne görsünler! Meğer, toprağın yüzeyindeki minnacık filizin altında bir sürpriz yatmıyor mu? Yaygın, görkemli, sağlam bir kök oluşmamış mı?
—Bakın işte çocuklar. Her zaman göründüğü gibi değildir olanlar. Beş sene önce her birinize, hevesle minik bir bambu tohumu diktim. Ben her gün, siz her yaz, beş sene yardımlaşarak su verdik. Görünürde hiçbir şey olmasa da peşini bırakmadık. Çünkü ben biliyordum. Bambu tohumları, boş durmuyordu. Günden güne toprağın altına kök salıyordu.
Beş sene süreyle de kök atmaya devam ediyordu. Israrla sebat ettim.
Size sürpriz olsun diye söylemedim.
Haydi, şimdi babalarınıza yardım edelim. Bunları özenle saksılarından çıkarıp yerlerine dikelim.
Her gün birlikte bol bol sulamaya devam edelim.
Bambu ağacı, kavak ağacı gibi çok dayanıklı. Ama keşfetmelisiniz aralarındaki özel farkı. Bilmeceyi çözmek için yarını beklemelisiniz. Beş senenin sonucunu, ne olacak göreceksiniz!
Gün boyu Sevimli Beşli, ertesi gün olacakların hayaline kenetli. Birbirleriyle şakalaşıp gülüşür. Geceleyin çok zor uyur.
Sabahleyin kalkar kalkmaz kahvaltıların yapar. Bir an evvel koruya çıkmaya can atar.
Ama çocuklar, anneanne-babaannelerinin Şerit metre almasını düşünür derin derin.
Maya sorar:
—Bu şeritle ne ölçeceksin babaanne?
—Hele sabret Mayacığım. Merakını ertele.
Tatlı bir sohbetle bambu filizlerinin dikildiği alana varırlar. Bir de ne görsünler? Beşi de birden gözlerine inanamaz çocuklar! Koşar adım bambuların başında toplaşırlar. En büyükleri Peri şaşkınlığını dışa vurur:
—Neredeyse bir günde benim boyuma yaklaşmış! İnanamıyorum, hayret!
Anneannesi Peri’nin yanına gelir.
Karışıyla bambunun, Peri’nin boyuna ne kadar yaklaştığına dikkat kesilir.
—Periciğim, bambu, iki karış daha uzasaymış, boyun kadar olacakmış.
Batu:
—Bana da bakar mısın lütfen babaanneciğim?
—Tabii Batucuğum. Babaannesi, Batu ile Bambu arasındaki boy farkını ölçer:
—A! Senin boyunla bir olmaya bir karış kalmış Batucuğum, der.
—Anneanneciğim, ben bambudan ne kadar uzunum? diye Dora sorar.
—Yaşıtlarınıza göre siz uzunsunuz çocuklar. Görüyorum ki senin boyun bambuyu dört parmak aşar.
Logan:
—Bak anneanneciğim, benim boyum neredeyse bambu kadar.
—Evet, haklısın Logancığım, Seninle bambu arasında sadece bir parmak fark var!
En küçükleri Maya, bas bas bağırır:
—A! Benim bambum, benim boyum kadar!
Anneanneleri-babaanneleri şerit metreyi cebinden çıkarır. Bambuların boyunu, tek tek ölçmeye koyulur. Ölçümlerle çocukların ağzı açık kalır. Bambular bir günde, doksan dört santim uzamıştır. Beş sene sonra filiz süren bambular, yirmi dört saat içinde, bir metreye yakın boy atmıştır!
Batu, heyecanlı ses tonuyla:
—Bizi bekleyen olağanüstü sürpriz buymuş demek! diye söze atılır.
Babaannesi:
—Evet Batucuğum. Dediğin gibi minik bambu tohumları, bize sürprizler yaşattı. Önce, beş sene süreyle saklı kökler oluşturdu, sağlamlaştırdı. Sonra akıllara durgunluk verecek kadar kısa sürede uzadı.
Dora gururlanarak:
—Anneanneciğim, bize ne inanılmaz şeyler hazırlıyorsun!
—Sıkı dur Doracığım, sürpriz sadece bununla kalsa iyi! Bambu ağacı, çocukları hayretler içinde bırakmaya niyetli!
Çocukların düş gücü zorlanır:
—Daha başka ne olabilir diye, fısıldaşır. Birbirlerini süzen, sorgulayan meraklı bakışlarıdır.
Tatilleri boyunca ‘Sevimli Beşli’ her sabah koşarak koruya çıkar. Her seferinde küçük dillerini yutacak gibi kalakalırlar!
Bambu ağaçları sihirle büyümektedir! Giderek ölçümleri zorlaşmaktadır. Bu ağaçlar, git gide ölçülemeyecek kadar uzayacaktır. Bundan sonrası bambu yetiştiricilerinin bilgilerine kalacaktır.
Aradan bir buçuk ay geçer.
Anneanne-babaanneleri:
—Çocuklar, sihirli bambularımız bir buçuk ayda kaç metreye ulaştı dersiniz? Şimdi nefesinizi tutun isterseniz!
Logan heyecanla:
—Haydi, hemen söyle anneanneciğim!
—Söyleyeceğim Logancığım!
Tam yirmi yedi metre! Yanlış mı duydunuz sandınız? Tam tamına yirmi yedi metre. Dokuz katlı bir apartman yüksekliğinde.
Maya, çığlık atmamak için eliyle ağzını kapatır. Dora, gözlerini göğe dikmiş, öylece bakmaktadır.
—Nutkunuz tutuldu değil mi?
Peri düşüncelidir şimdi:
—Beş sene durdu durdu! Bir buçuk ayda boyu, yirmi yedi metreyi buldu! Vay canına! Anneanneciğim, doğadaki bütün bambu ağaçları böyle midir yoksa?
Anneannesi:
—Evet Periciğim, kavak ağaçlarının on senede eriştiği boya, bütün bambu ağaçları, ulaşıyor bir buçuk ayda!
Batu, kendinden emin:
—Kavak ağacıyla bambu ağacı arasındaki özel fark buymuş, o zaman babaanneciğim?
—Aferin Batucuğum.
Dora söze atılır.
—Beş sene boyunca sabretmeseydik Bu sürpriz sonucu yaşayamazdık anneanneciğim.
—Tabii, güzeller güzeli Doracığım.
Sabır göstermesi zordur. Ama sabır, başarının öncüsüdür. Başarı bizi mutluluğa götürür.
Öyleyse sabırlı olalım mı çocuklar? Çocuklar hep birlikte bağrışırlar:
—Evet!
—Zorlukları aşıp sonunda başaralım mı çocuklar? Çocuklar hevesle yüksek sesle haykırır:
—Evet!
—Mutluluğu, bazen de mucizeyi yaşayalım mı çocuklar? Var güçleriyle ortalığı çınlatır çocuklar:
—Evet!
Beş bambu ağacından beş yaprak düşer. Beş çocuğun başına konar! Anneanne-babaanneleri:
—Çocuklar, haydi bunlara her biriniz bir ad verin, der.
Peri, anında karar verir:
—Benimkinin adı ‘Sabır’ olsun der.
Batu, seçimini yapmıştır:
—Benimki ‘Başar’ olsun babaanne!
Dora’nın gözleri ışıl ışıldır:
Ben yaprağıma ‘Mutlu’ adını koysam sevinirim anneanne?
Logan’ın gözlerinin içi gülmektedir:
—Ben ‘Umut’ demek istiyorum anneanne.
Maya:
—Ben yaprağımın adını, ‘Mucize’ koyacağım babaanne.
—Hım… Sabır, Başar, Umut, Mutlu, Mucize Bayıldım ben seçimlerinize!
Sevimli Beşli, el ele tutuşur.
Bir çember oluşturur.
Kenetlenmiş yek vücut olmuştur.
Sabır, Başar, Umut, Mutlu, Mucize adı verilen yapraklar, tam yüreklerinin üzerinde! Çocukların göğsünde parlar!
Çocuklar el ele, daire şeklinde yavaş yavaş döner. Neşe dolu şarkılar söyler. Korunun tüm canlıları onlara eşlik eder. Herkes mutlu, umutlu ve coşkuludur coşkulu!
Ayşe Yarman Öztekin
"Sabrın Mucizesi" masal kitabımdan
YORUMLAR
Bütün edebiyatçılar kabul ederler ki en zor edebiyat, 'çocuk edebiyatı'dır.
Aslın ok şey küçüldükçe onu yapmak zorlaşır.Çocuk ayakkabısı da böyledir, mimaride minyatür çalışmak da...
Çünkü hem aslına sadık kalacaksınız hem de yaşına uygun psikolojiyi yansıtacaksınız, hem masalımsı konular anlatırken hem de onu 'öz değerlerimizden' koparmadan ve zorlamadan düşündüreceksiniz...
Yine bilinir ki... bir toplum yönlendirilmek istendiğinde ilk akla gelenler çocuklardır. O körpe zihinlere hemen ulaşıp çok derinlere izler kazımak mümkündür. Bizde ve dünyada bunun her türlü yöntemle ( yazılı ve görsel basın) ve tüm olanaklar seferber edilerek ( kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez yaklaşımıyla ) ne tür yatırımlarla beyinlerin ipotek altına alınmaya çalışıldığını biliyoruz.
Böylesi 'mayınlı' bir alanda aydın yaklaşımınız ve duru Türkçemizle 'Sabır, Başar, Umut, Mutlu, Mucize....' çıkarımlı çalışmanızı kutlarım Ayşe Hanım.
Emeklerinize değsin, yolunuzu açık olsun.
Sevgilerimle...
ayşe1
Sevgi ve saygılarımla.
Kaleminiz daim olsun sevgili Ayşe Hanım.
Sevgimle gönül bahçenize.
ayşe1
Hep sevgiyle mutlu kalın.
Gönül dolusu sevgiler.