Küçük Yazı-Gidişat
Zaten büyüğünü yazamam, küçük yazalım.
Son dönemler itibariyle dünya ekonomisini Patlama Kuşağı (1946-1964 doğumlular) yönetiyor. Dünyanın neredeyse yüzde 80 üzeri zenginliği altını, devleti, şirketi, bankası, şeyhleri, papazları, siyaseti, kanunları, fikir dünyası,gazeteleri, köşe yazarları, sineması, kitapları, entelektüel birikimi vb genelde bu kuşağın elinde değil mi? 2020 yılı itibariyle, en büyüğü 74 en küçüğü 56 yaşında. En küçüğü ile en büyüğü arasındaki yaş farkı 18. Bu da oluyor ki, 35 yıla kalmaz bahsettiğim zenginlik veya söz dinletme hakkı, saygı bekleme hakkı, yönetip yönlendirme ve karar alma hakkı X kuşağına geçecek. X kuşağı bir nebze daha son çağ düşüncelerine yakın. Bu yakınlık yukarıda saydığım zenginliklerin de X kuşağının elinde olması demek.
Peki bu kuşakların; altına, devlete, şirkete, bankaya, dine, siyasete, hukuğa, sinemaya, insana vb bakış açısı nasıl?? X kuşağı (1965-1979 doğumlular) tam iki kutuplu dünya kültüründe büyümüş bir kuşak, ülkemiz için, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için. Belki soğuk savaşı veya sıcak savaşları da başlatacak bu kuşağın müdavimleri olacaktır.. Ya da bambaşka bir çağın ve kültürün kapılarını açacaklar Y ve Z kuşaklarına. Yeni anayasalar, yeni hukuk, yeni devlet sistemleri, yeni uluslararası ilişkiler, yeni inançlar, inanç birleşimleri veya inanç ihraçları, tarımdan sanayiiye, aileden askerliğe, doğa ve hayvan koruma kanunlarından, komşuluk ilişkileri vb bir çok konuda değişimin önünü açabilirler ya da eski sistemi sürdürürler ve daha da işi veya yaşamayı içinden çıkılmaz bir noktaya vardırarak küresel bunalıma sebep olurlar. Küresel bunalım sonuçları sizce neler olabilir? 1929 dünya ekonomik buhranını araştırınız..
Pek bir ihtimal vermesem de belki mümkün olabilir X kuşağı belki insanı ve yaşamı kanatlandırabilir. X kuşağı için ara kuşak tabiri kullanılsa da pek öyle bir izlenim edinmedim, edinemiyorum.. Ara kuşak olarak Y kuşağını alabiliriz, eski ile yeni çağın arasında pestili çıkan kuşak genelde Y’ler, 1980-1999 doğumlular..2020 itibariyle en büyüğü 40, en küçüğü 21 yaşında. Aşağı yukarı bu yaşlar nokta tespitlere göre değişebilir elbette.
Elbette X’ler değişimin önüne set olabilir, ancak değişimin gerçekleşmesini ertelemekten öteye geçemezler değil mi? Aklın yolu bir.
Tarihsel olarak verilen mücadeleler neydi?
Çiftçilik, avcılık yapma, milli, dini geleneklerin oluşması ekseri toprak endeksli.
1. Dünya savaşını teknolojik olarak güçlenen devletlerin sömürge ve ham madde araması olarak gerçekleştirdiğini öğrenmiştik, doğrudur, sağanak yağmurun meydana getirdiği bir sel gibi üst teknoloji ve yayılması, fikirleri; avcılık sendromunu tekrar yaşattı dünyaya.
2. Dünya savaşına 1. Dünya savaşında istediğini alamayanların veya intikam duygusuyla hareket edenlerin gerçekleştirdiği bir savaş da diyebiliriz. 2. dünya savaşını bitiren de 1945-46 da atılan atom bombasıyla iki şehrin içindekilerle birlikte haritadan silinmesiydi ki etkileri hala devam etmekte hem insani hem de dünya düzeni açısından.
İki dünya savaşında meydana gelen can kayıplarını araştırınız? Sırtlanın ceylana yaptığı zulümden daha çok bir zulüm, insana, insan tarafından yapıldı. Osmanlı ekseninde esir düşen Türk askerinin başına gelenleri çöllerden, denizlere, dağlardan şehirlere ekstra araştırabilirsiniz. Kanınız donacaktır. Sadece bir okuma ve araştırma olarak değil, görsel hafızanızla izlediğiniz korku, işkence vb tarihi dizi ve filmlerden empati yapabilirsiniz.
Avrupada, Rusyada, Güney Amerikada, Çinde vb otoriter rejimle demir yumrukla yönetilen bir dünyadaydık. 1948 -50 lerde İsrailin kurulması bölgemiz için önemli bir konu haline geldi. 2 bin yıl sonra tekrar devletleşen bir Yahudi toplumu gördük. Öncesi sonrası da ayrı bir araştırma konusudur.
1970 lerde Abd dolar modeli ile de dünya ekonomisi tek bir devletin elinde dönmeye başladı. Ve artık bu da diğer dünya devletleri için kaldırılamaz boyutlara geldi..Sistem tıkanma ve kırılma bölgesine girdi diyebiliriz.
Tabii ki bize bunları iman ve küfrün, doğu ile batının çekişmesi olarak anlattılar, öğretmeye çalıştılar okullarda. İnandık bir müddet ta ki internet dünyada yayılana ve her türlü fikir harmanlanana kadar. Arka planındaki ruhi, inanç veya metafiziksel düşünceler de içine biraz katılarak, yine ekseri din olarak karşımıza çıktı ki, dinin tezahürlerini her seçim döneminde bir çok ülkede görüyoruz. Sadece bizdeki Papaz Buronson ve Fethullah Gülen hadiselerini düşünün. Din eksenli doldurulan insanlar dar merkezin altında her türlü sevgi ve barış söylemini kullanarak 1. dünya ve 2. dünya savaşlarından kalma tekniklerle dünyaya yayılmak istiyorlar. Bir de bunun üstüne Arapların, Yahudilerin teokratik sistemlerini düşünün ki, dinin dünyayı nasıl kandırdığını anlamaya çalışın. Hint ve UzakDoğu dinleri bizlere uzak olduğu için değerlendirmek ekstra bir araştırma ve ilgi gerektirecektir.
Dini yönetim modellerine girmeyeceğim, dinin insana bakışı, toplumsal yönlendirmesi, ahlak konusu, ekonomi konusu zaten o kadar çok yazılıp çizildi ki artık dünyanın bünyesi dine karşı da bağışıklık kazandı. Faşizm, Komünizm, Sosyalizm ve Teokrasi gibi eski yönetim modellerinin insanlara huzur getirmediği, daha doğrusu genele refah ve mutluluk vermediğini gördük, okuduk, dinlemişizdir her biriniz.. Ancak şu da bir gerçektir ki en çok araştıran, en çok düşünen kesimler de bu sistemlere inananlar insanlar tarafından gerçekleştirildi. Düşüncelerini yaymak için her şeyi mübah gören bir düşünce şekli, yayılmacı bir bitkinin seranızı, sebze veya meyve bahçesini ele geçirmesi gibi süreçten geçti dünyamız.
Üretim ve tüketim arasındaki ticarette dönen tüm oyunlar ve kandırmacalar ile bu günlere kadar geldik.. Ya şimdilerden sonrası ne olacak?
Medyumlara, kahinlere, peygamber ön görülerine vb kalırsak facia içindeyiz. Yani 3. dünya savaşı kaçınılmaz, buna su, enerji, din vb savaşları ne derseniz deyin. Yine tarihsel bir savaş, vur kır parçala bu maçı kazan düşüncesi. Maçı kazanmak için de her türlü hile, hurda, devlet oyunları, din oyunları, istihbarat savaşları, bombaları, ideolojik olarak gençlerin robotlaştırılması ile devam mı edeceğiz, bunu x ve y kuşakları belirlemeye başlayacak yakın zaman sonra.
Eski düzende insanları yöneten kavramlar; Tanrı- iman-vatan-aile-işçi hakları, yasa gücü, cinsiyet, devlet, otorite, zindan, modernlik, post modernlik, kahramanlık, içtihat, alim, arif, sivil toplum, çok uğraşı az yemek, altın, dolar, askeri güç, kır kanunları vb ..olarak karşımıza çıkacaktır.
Yeni düzenlerde; refah, huzur, kendi kendine yetmek, teknoloji, sınırların kalkması, insan hakları, kadın çocuk hakları, hukuk, paylaşım, uzay teknolojileri, daha çok bireysellik-dünyalılık, özgürlük, robotumsular, düğmeler, elektronik -cipli takip, dijital fişleme, dijital para, paranın bireyselleşmesi, az uğraşı çok yemek, üretim tüketim ve ticaretin yeniden düzenlenmesi, cinsiyet üstücülük, teknolojik güç.. vb olarak düşünebiliriz.
Kuşakların en bariz farklılığını; "okuma ve duyma kültürü"nden, "görme ve sonuç kültürü"nü düşünerek daha net yapabiliriz belki bir bakıma da. Bunun yanında his ve duyguların zevke endekslenmesi. Şimdilerde tüm bu geçişler ve süreçler daha geniş çapta ve hızlı oluyor, eskiden dar bir merkezin elinde olan imkanlar şimdi neredeyse yüzde 50 üstünde tüm insanlarda var.
Merkez ve çevrenin çekişmesi daha çok devam edecek ihtimalen. Öncelikle çevreyi merkeze çektiler veya bunu kırsaldan şehre göç olarak yaşadık, boşalan çevreyi merkez üstüne almaya çalışacak. Çünkü derler ya, kainat boşluk kabul etmez. Bu boşluğu büyük şirketler doldurmaya başladı Kaz Dağlarındaki altın madenleri bunun bir kanıtı, devlet gücüyle köylünün-kırsalın istemediği fabrika veya işletmelerin kamusallaştırma adı altında jandarma ve polis gücüyle gerçekleştirilmesi gibi örnekler verilebilir.
Ülkemizin dünyayı yakından takip ettiğini biliyorsak da bizde yaşananlar kimi daha büyük, kimi daha küçük oranlarda tüm dünya ülkelerinde de yaşanıyor.
Bu zulme her kültürün tepkisi az ya da çok oluyor.. Abd de; afroamerikan ayaklanmaları, Fransada sarı yelekliler, biz de gezi olayları, Çinde zaten baskıcı bir yönetim ki çocuk sayılarının bile belirlendiğini duymuşsunuzdur, Hindistanda kast sistemine benzer kültür, Arabistanda din eksenli zulüm ve krallıklar, Japonya da aşırı yaşlanma gibi sorunlar ve baskılar..
Merkez olarak ABD, Çin, Hindistan, Rusya, belki Kanada, AB (Almanya -Fransa-İngiltere) ;
Çevre olarak da gelişmekte olan ülkeleri alabiliriz, İran, Türkiye, İsrail, Kore, Güney Afrika ve çevresi, Balkanlar, Karedenizin Kuzeyi, Ortadoğu, Orta Asya vb düşünebiliriz…
Ekseri bu eski ve yeni düşünceler, merkez ve çevre çekişmesinin merkezine oturacak da Z kuşağı olacaktır, Z kuşağının çocukları yeni bir sisteme doğacaklar ihtimalen ya çökmüş bir dünya ya da yükselmiş bir dünya. Karar X ve Y kuşaklarının olacak bu noktada.
Elbette bu kuşak meselesine herkes kendi düşüncesinden değerlendiriyor, kimi alınıyor, kimi kabul etmiyor, eskiden kuşak mı vardı deniyor, bu tür ayrımları derin dünya örgütlerinin yaptığını veya yaptırdığını düşünüyor. Lakin öyle değil. Bilgi depolandıkça ayrıştırılır, değerlendirilir, eskiden bunıu yapılması zordu, dar çevrede devlet merkezi, zengin hanedanlar ve üniversitelerde kalıyordu şimdi ise internet ile bilgi yayıldı ve mecburen de değerlendiriliyor. Okuma ve anlama ile görme ve değerlendirme arasındaki zihni çıkarımları bu kadar basite indirgeyemeyiz. İndirgersek hata yaparız. Çünkü değişen düşünme metodu.
Son nesiller evet, sonuç odaklı, peki sonuç ne? Ölüm. Mesela; 4 ciltlik bir romanı veya kitabı yazmak, okumak ve anlamak sürecinde geçen süre ile aynı romanın sinemasını seyretmek arasındaki geçen süre kadar farklıdır, kuşakların düşünme şekli birbirinden. Yeni nesiller, alamayacaklarını düşündüklerinde en kısa yoldan ölmeyi tercih edecek benim gördüğüm maalesef bu gelecek adına. Siz para vererek oyun oynadınız mı çocukluğunuzda sanmıyorum, lakin yeni nesiller çok yakın zamanda internette para vermeden belki oyun bile oynayamayacak.
Haberlerde görürsünüz, habercilik bile değişecek, hep deniyor ya; köpeğin insanı ısırması haber değil, insanın köpeği ısırması haberdir diye.. Ve en kötüsü de şu ki yeni kuşaklar artık haberlerde, gazetelerde ekseri doğru bilgi verilmediğini biliyor. Çünkü aldatıldılar bir nevi de, daldan düştüler, büyüklerinden öğrendikleri ile gerçekler çok farklı çıktı. İşte buna da kuşak çatışması deniyor.
Ülkemiz özelinde son yaşananlar Ayasofya özelinde din kandırmacası ve Chp Kongresi özelinde çağdaş kandırma; biri elde kılıç orta çağ jarkonu diğeri gençleri etkilemek için Rap şarkısı. Lakin demokrasi ve cumhuriyet değerleri, üst bilinç tehlike altında. Aldanır mı yeni kuşaklar bu görüntülere?? Farkı nedir birbirlerinden, Abd’nin Çinden, Hindistanın Rusyadan farkı ne ise o kadardır benim yıllardır takip edebildiğim kadarıyla, yani bir çıkmazla karşı karşıyayız hem ülkemizde hem de dünyada.
Çare mi? Ya resetleme ya da insan gibi bir güncelleme. Neyi resetleyeceğiz neyi güncelleyeceğiz ? Kavramları belki de.
Saygılarımla efendim.
En sevdiğinize emanet olunuz.
YORUMLAR
Yeni kuşak, en yeni olanı tembel ve hırt dostum. Bir cacık olmaz onlardan. İnternetin fişini çek, yarısı 1 ay dayanamaz öyle. Tamam, sadece o partili değiller de öbürleri sanki çok mu iyi bir halt? Al birini vur ötekine.
Boş ver, ben sana 2000 yılında yapılmış bir Türk filmi söyleyeyim de izle. Filler ve çimen. Derviş Zaim yazıp yöneten. Hırt kuşağı Derviş Zaim'i bırak, İlker Canikligil gibi dolu bir reklam yönetmeni bile çıkaramayacak, izle. Bu ülke özelinde konuşuyorum. Neden mi, Filler ve çimen 90'lardaki çürümüşlüğü alır eline ve işler. Şimdi aslında çok daha fazla çürümüşlük var. Ama ''Kıprıslı'' Derviş bile çekemiyor filmini. O tıkanıklık gittiğinde büyük bir rahatlama yaşayacağımız kesin ama o küvetin boşalması için de zaman geçmesi gerekecek.
Seni duyuyorum ben Dünyevi. Anlıyorum da ama x,y,z'den duyacak, anlayacak çok az insan var, bilesin. Bu hiç değişmez yer yüzünde ''Z'' değil, ''zayin'' kuşağı da gelse.
Olsun, kuşak fark etmeksizin biz anlayalım birbirimizin kırıklıklarını, yeter. Zaten çoğu gitti, çoğu da mutasyona uğradı. Metamorfozun tersidir bir bakıma mutasyon.
Velhasılı kelam Dünyevi; filler tepişirse, çim olmak bize yakışmaz; diken olmalıyız az da kalsak. Tepişmeleri bittiğinde ölsek de ayaklarına ayaklarına batmalıyız, Dostum.
Yinsani
Pire Edebiyatı..
(“Hoşçakal altın standardı
Brandt, benzer şekilde altın standardına da bir dönüş gerçekleşmeyeceğini ve SDR'ın muhtemelen Bitcoin ve altcoin'leri içermeyeceğini söyledi.
SDR, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından 1960ların sonunda, üye ülkelerin rezervlerine bir uzantı olarak oluşturuldu. Mevcut durumda IMF'nin resmi verilerine göre yaklaşık 281 milyar dolara denk SDR ihraç edildi.
Brandt'e göre gelecekteki SDR sepeti, değerli madenler ve petrol ile birlikte yedi büyük yasal parayı içerecek.
Yatırımcı “Tahmin: Dünya altın standardına DÖNMEYECEK.” diye belirtti.
“Dünya, USD, JPY, CNH, EUR, CAD, AUD, GBP, altın, gümüş ve ham petrolden oluşan formülsel bir SDR küresel rezerv birimini benimseyebilir. Bitcoin veya diğer kripto paralar sepetin bir parçası OLMAYACAK.”
Brandt Bitcoin destekçilerini eleştirdi
Bitcoin destekçileri, altın standardının terk edilmesinin yasal para sistemindeki sorunları doğrudan tetiklediğini sık sık öne sürüyor. Merkez bankalarının para arzını kontrol etmesine izin vermek, kendi çıkarlarına öncelik vermelerine yol açıyor.
Brandt, yine de Bitcoin'i yasal parayı tümüyle ortadan kaldıracak bir çözüm olarak yansıtan söylemlerden şüphe duyuyor.
“Kağıt yasal paradan sonra tüm para sistemi nihayetinde değişecek. Fakat kısa vadede (10-20 yıl) devletlerin borçtan kurtulmalarının tek yolu dolar enflasyonunun azalmasıdır.” diye belirtti.”)
Anladıysam camdan bakayım, “Brandt” kimdir bilmiyorum, nerden bileyim elin gavurunu ya hu, öyle değil mi, gavur demeyok mu ellere. Söylediklerine bakarım. Ne söylüyor la bu. Ihh…
Ekonomi hakkında “para” hakkında karalamak mı, aç karnımızı doyaramıyok, el de kılavye dünyaya kafa tutuyok.. Ne derlerdi eskiler, ayranı yok elde gider şarap içmeye mi?? Böyle değildi bu söz, bilmem.
Burası önemli, nedir kı bu SDR. IMF’nin başlıca öküzbaşı paralarıyla oluşturduğu bir sepet, siz bunu kendi aile ekonomik sepetinizde, arsa, ev, araba, eğitim, altın, dolar vb olarak düşünebilirsiniz..
İnternette öyle bir şey ki, doğruyu bulmak için bir haberi kırk linke yani bağlantıya farklı siteye doğrulatmanız gerek gibi bir şeyin gerçekliği var artık karşımızda. Elbette 40 rakamı, kesretten kinaye.
Trollerin bol olduğu, dişi kılığında erilin, eril kılığında dişinin bol bulunduğu bir piyasa internet. Ve hatta yaşam alanı. Bu yazıyı okuyorsanız siz de bu yaşam alanının içindesiniz demektir.
Kuşakların da yatırım metodu vardır, elbette en güzeli ahiret yatırım programıdır, kıl namazı tut orucu çek zikri Mevlam vere Cenneti olarak da düşünebilirsiniz.. Böyle düşünenler çoktur çevremizde. Ben niye düşünmeyeyim, düşünmek yassağ mı kardeşim.. Lakin hem cehennemi yaşa hem de cennet için uğraş hade get işine.
1969 yılında çıkarmışlar SDR yi, ekseriyatla ülkemizdeki tüm kuşakların içinde herkesin (sağ sol türk kürt sünni alevi etö fetö, yasama yargı yürütme ihale vb alt kanadının yani halk kanadının) derinden derinden karşı çıktığı IMF yani uluslararası para fonu. Elbette ülke olarak IMF’ye borcu kapattık lakin kime borçlandık ben bilmiyorum?
Sen bilebilmektesen gurban…!
Sırayla ne haldeyiz bir araştırayım hele internet üstaddan, yaklaşık TL değerleri.. Bu ne ya chd mi chf mi? Ben chf olarak alıyorum..
USD 6,84 TL ABD
JPY 0,0036 TL JAPON
CHF 7,44 TL İSVİÇRE
EUR 7,98 TL AB
CAD 5,10 TL KANADA
AUD 4,86 T LAVUSTRALYA
GBP 8,76 TL İNGİLTERE
Altın 1,899 USD TOPRAK ALTINDAN
Gümüş 22,99 USD TOPRAK ALTINDAN
Ham petrol: 41,34 USD TOPRAK ALTINDAN
Soru ham petrol bu kadar düşmüşken benzin mazot neden düşmir bizde?? Şöyle anlatayım ham petrol fiyatının yükselmesine günah dersek, düşük olması sevap olsun. Anlaştık mı , he..
2020 yılı sevabımız: 41 dolar imiş, 2004 yılı fiyatıyla aynı seviyede.. 2004 yılı Temmuz ayında da ham petrol fiyatı 41 dolar imiş, anadın mı gurban..
Peki, benzin fiyatı
2020 yılında 6,5 tl
2004 yılında 2 tl
Vallah ben anlamadım bu işten.. 2004 yılında uzatmaları oynuyodum ünide, garsonluk yapıyordum bir lokantada… ıhhh Çıkmıyor la gacım, kazzığı sağlam yemişiz..ıhh…
Sen ne yapıyodun 2004 de??
İsterseniz afrika ve arap yarımadası para birimlerini de TL ile karşılaştırabilirsiniz.
Dünya değişiyor, çağ değişiyor bir de kripto paralar var. BTC ETH öküz başları önderliğinde ben diyeyim 1000 tane sen de 5-6 bin çeşit…
Yani demem o ki, islamım diyen bunları bilecek, imanın 7. şartıdır, Atatürkçüyüm diyen bunları bilecek 7. İlkedir..
Ondan sonra çıkıp
şiir yazılacak,
siyaset yapılacak,
kadın ölümleri konuşulacak,
İstanbul sözleşmesi incelenecek,
yolsuzluklar, yassağlar ve yol yardımımıydı diğeri neyse işte
ay a sofya,
anıtkabir,
balkanlar,
musul kerkük,
tiftik keçisi,
hayvancılık,
cennetin kaç katman olduğunu,
cehenneme götüren hal ve hareketler,
büyük türk ve islam alimleri,
en yüksek dağ,
zeytin nerede yetişir,
khk nedir
eytliler kimlerdir
saman ithal edelim mi vb vb
siyanürü kiç içte neden içti
kim kendini 9. Katta attı
bir anne önce bebeğini attı sonra da kendi atladı
tecavüzler
hırsızlıklar
gasplar ………… niye arttı
kırım konga kanamalı ateşinden ziyade aşk ve edebiyat ve ideal konularından sonra soracağız ve soracağız BU GENÇLİK NEREYE GİDİYOR…
Geçenler bir yazı okudum konusu, “İSLAM” kısa bir yazı. CTRL F yaptım yazıdan kaç defa “İslam” kelimesi kullanmış diye, yanlışım yoksa kısacık bir yazıda 13 veya 17 defa aynı kelimeyi kullanmı..
Sonra sordum kendime, İslam peygamber buraya gelse ve İslamı anlatan bir yazı yazsa, acaba hangi konuları işler diye??
Sonra Atatürk geldi aklıma, bol bol da Atatürk konulu yazılar yazılıyor ya, Atam dedim yazı yazsa açana kaç defa Atatürk kelimesini kullanır yazısında?
Sonra da dedim Muhammedi okumak istiyorsan Kur’anı oku bırak böyle hava civa düşünmeleri, Atatürk’ü arıyorsan Nutuk oku, bırak böyle hava civa düşünmesi..
Sonra da dedim içimden biri öleli oldu 1500 yıl biri öleli oldu 80 yıl aşağı yukarı, ne değişti dedim ya hu? Soruyorum herkes gibi kendime bu Gençlik nereye gidiyor, Türk nereye gidiyor, Ülke Vatan Din Bayrak Vatan nereye gidiyor?
Konu başlığımız Pire ekonomisi olunca, Elon Musk geldi aklıma, bugünlerde bir şeyler oluyor sanırım ABD’de neyse konu,
“
…
Ardından bir kullanıcı kendisine "İnsanların çıkarına olmayan neydi biliyor musun? ABD hükümetinin Bolivya'da sen lityum alabil diye Evo Morales'e darbeyi organize etmesi" cevabını verdi. Elon Musk ise bu kullanıcıya herkesi şaşırtan bir şekilde "Kime istiyorsak darbe yaparız. Aş bunları" dedi.”
Musk’u, Maske filminden biliyor olmalısınız, hani yüze yapışan yeşil maske..
Saçmalamak da edebiyattır arkadaşlar. Düşünmek lazım yani..
Darbe deyince aklıma KHK gelir benim başka bir şey gelmez.. Ne bileyim ben 82 ve ondan öncekileri, 60-70-82 lerde yaşananların aynısını KHK’lılar yaşıyor bu ülkede.
Papatya falına baktım, seveyah sevmeyah, seveyah sevmeyah…
Pardon efendim, aya sofya cami mi oldu gündem bu sanırım veya anıtkabir’e yine çelenk konuldu hatıra defteri yazıldı, imzalandı falan… Gel habere gardaşım.. Gözlerim yaşardı heyecandan.. Ne çok seveyoğ tarihimizi..
Pire ekonomisi; halkın ekonomisidir, bizzat senin benim onun bizlerin sizlerin onların yani vatandaşın ekonomisi, sütten yağ çıkarmaya çalışan cümbür cemaat herkesin..
O kadar İslam dediniz ki, dinden soğuttunuz.. sizle de lakalı değil ya islam tarihi full yalan yanlış anlatılmış bize.. olur mu ya, ben bilmeyam araştırdım karaştırdım yatmadı kalbime ve zihnime efendim..Paydos mu Y kuşağı bunların yalanlarına… Paydos çekirge..
Tabiii bir İngiliz sterlini 8,76 tl olunca yani, 1 sterlin verip 8-9 tl alınca ele, elin ingilizi tabii gelir Antalya’ya.. Turizm artsın döviz gersin öyle yah..
Türkiye İslamın çok konuşulduğu bir yer, İngiltrede de angilikan kilisesi çanı çalıyor..diyebilir miyim; angiliken Hristiyanlar veya varsa içlerinde Katolik motolik protestan neyse işte : 8
Günde beş vakit okunan ezan, cem emlerindeki semah, diyanet imamı, alevi dedesi: 1
İngiliz şiiri 8, Türk şiiri 1
İngiliz hukuğu 8, Türk hukuğu 1
İngiliz gemisi 8, Türk gemisi 1
İngiliz arabası 8, Türk arabası 1
İngiliz koyunu 8, Türk koyunu 1
İngiliz üniversitesi 8, Türk üniversitesi 1
İngiliz işçisi 8, Türk işçisi 1,
İngiliz kilisesi 8 /, Türk camisi 1…
Bu çıkarımı diğer ülke para birimleri için de yapabiliriz.
Lakin öyle yağma yoğ değil mi, “başka alemlerde farkımız bizim… “ Ruhun Şad olsun üstad..
Lakin öyle yağma yoğ değil mi,” Asyadan bir at başı gibi uzanan bu vatan bizim…” Ruhun şad olsun üstad..
İki üstadı topluyorum 1 ediyor, İki İngiliz üstadını toplasam demek ki edecek 8 .
Lakin Japonya ya fark atmışız nedendir acaba, 100 japon yeni 1 tl ancak edeyor, Lakin Japonlar bize araba satıyo, Japonlar buralara turist olarak geleyah.. nasıl oluyo bu çekirge…
Bakalım kanunlara Atatürk ü koruma kanunu , milletin dini ve değerlerine vb kanunu, Cb’ye hakaret etti kanunu.. ohh miss..
Darbe araştırılsın efendim, olmağ hayır kaldırın elleri.. Yolsuzluğ var, kaldır elleri hayır, Liyakatsizlik var kaldır elleri nayır nolamaz, Ver bilali al hilali, Allah efendim..
Allah büyüktür, Tanrı Türk’ü kurusun, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır, amenna ve saddakna efendim..
Gezi dış güç, Sarı yelekli dış güç, Afroamerikalıların isyanı Rus Çin işi… Vallah efendim..
Kadın tecavüzleri Kuransızlıkan, Siyanürlü aile intiharları Atatürksüzlükten, Ver gazete yazarına yazsın gerçekleri hopp olmağ atın içeri…olim gazete yazarlarının çoğu bomby baby kuşağı ya hu.. Ne anlasın bizim dilimizden bizim yazımızdan..
Yok mu içlerinde kalitelisi var da arada bul…
Neydi, harf inkılabı yapıldı cahıl kaldık.. Öyle yah..olmaz mı yah.. Hooo efendim.. Seyfettin mi Mustafa mı??? Kalk gidelim dizisini izliyonuz mu en çok sevdiniz oyuncu hangisi ?
Ver ey Allah’ım ver ver
Ölüm çıksın her selden
Covid beni tutmadı
Şimşek gönder tez elden
Sağır mısın kör müsün
Dişi misin er misin
Bit pire var yer misin
Tufan gönder bu külden
Boz eşek çamurlarda
Debelenir horlarda
Camilerde barlarda
Yangın çıksın her telden
Ver ey Allah’ım ver ver
Ben gebermem sen geber
Taş yağdırma bu sefer
Çal boruyu her dilden
Nasihate kemençe
Çalam bende elpençe
Her zalime şirpençe
Gönder gelsin evvelden
Haketti kötü bunu
Kurut suyun topunu
Cehennemde sabunu
Eksik etme bir kuldan
Dünyeviyim göreyim
Arş alana varayım
Sana hesap sorayım
Der sayısal sözelden
Çok entelektüel bir yazı
Düşünsel olarak araştırmacı bir yönü de var
Emek var alınterini yok saymak bize yakışmaz
Öyle ise tebrik ve takdir ettim der
Nice saygılarımı sunarım Kardeşim
Müslüm Baba hareketine hoşgeldin
Tüm söylemlerin dili değişecek
Dünyaya huzuru getireceğiz
😊Partiyi kuruyoruz ona göre
Yinsani
eksik olma.
elimizden geldiğince karalıyorum işte..
saygı sağlık ve huzur ile..
Ahmet Örnek
sen birisine Piro
dersen birisi de çıkar sana Bro der :))