- 332 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
NASIL BİR ZAMAN BU
Derin bir girdabın içinde asılı kalmış düşüncelerin seyrine düşer avare gönül. Neye darlandığını kime küstüğünü bilemez ama isyanı muhabbet sayar kendince. Destursuz bir misafir olma çabasıdır bu. Belirsiz türkünün elzem sözlerinin dile geliş faslıdır bu. Adresi olmayan bir gidişe gebe bir çelişki denizidir bu. Zamansızlığın kol gezdiği pirelerin develeştiği, kuşların sürünüp develerin uçtuğu, kelebeklerin yüz yıl yaşayıp kaplumbağaların üç günde öldüğü tuhaf bir rüyanın uyanışını erteleme oyunudur bu. Muamma bir kesitin dönümüdür bu.
Arayışın bekleyişle yer değiştirdiği,koştuğunu zannedip yerinde sayma halidir bu. Küçücük bedenlerin bin bir acıyı sakladığı bir zaman fırtınası. Adaletin kendinden bile kaçtığı bir savaş dilimi. İnsanın en güzel anılarını bir hiçe heba ettiği bir döngü olasılığıdır bu. geçmişin gelecekle kendini bulma çabasından ibaret dengedir bu . Benliğini kaybetmiş ruhsuz bedenlerin kol gezdiği diyarların seyehatnamesidir bu. Cansızlığın can olduğunu sanıp kendinden geçmiş berduşlara satılmış insanlığın kefaretidir bu.
Avare geçmişini meze olarak masaya yatıran sarhoşların dünyası bu. Kimliksizliğin kişiliksizlikle yer değiştirdiği dönemin ta kendisidir bu. Ufacık bedenlerde şehvetini tatmin etmeye çalışan buna bile bile göz yuman bir insanlığın bitiş senaryosunu izletmeden yaşatma halidir bu. Bencilliğin egoist düşüncelere sevginin ihanete aşkın şehvete satıldığı dönemin ta kendisidir bu.
Ah ne yazık avare gönlüm körleşip sağır olduğun dilsizleşip lal olduğun halde nasıl yaşarsın ki hala bilmem....
...İPEK KALKAN...