- 479 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Doğum
Yağmurun sesi, pencerenin muğlaklığının sonucu olarak içeriye girme arzusundayken cam yüzeye çarpan damlacıkların bir çırpıda tükeniveren kesikli seslerine dönüştüğünde, solgunca bile olsa varlığını belli eden yansımam, helezonal biçimli ışıkların etkisiyle yarı ölü bedenin zorlamayla yazılmış sahnesini açık ediyordu. Bir sorumsuzluğun içinden doğacakmış gibi ışıklar saçıp huysuzlanan gökyüzü saman alevi gibi söndüğünde ise bir bulutun üzerinde çatısız düşlerinin efendisi olmak için sarı, mor renkli bir giysiyi seçebileceğim veya kaçık olduğum rivayet edilen bir başka söylencede ise darel merue isimli, sürekli değişen görüntüsü ve çiçeklere olan düşkünlüğü vurgulanan bir şövalyeye dönüşebilirdim. Vehayut babil’in uzaklaştıkça su sesisinin az duyulduğu sokaklarından birinde yeni doğum yapmış bir kadının uzandığı döşeğinin kenarında kimsenin farketmediği küçük sessiz bir semender olarak kalbimin korku dolu atımını duymasınlar diye biraz da az önce tanık olduğum kanlı ve acı anların etkisiyle su dolu bir testiye vücudumu yakınlaştırarak bir bahçeye bahşedilmiş serinliği hissedebilirdim.
Durmam gerekmiyor, şimdilik.