Çala Kalem
Dağlar, ovalar, göller, deltalar ve denizler cümlesi coğrafya. Bunları süsleyen efsunlu iklim ise çayoğrafya. Çayoğrafya, edebiyatla iç içe felsefeyle kapı komşusu. Dilim lal değil;ama sükûtum kavi. Söz orucu üç aylara dahil değil, on iki aya özgü. Tabi tutabilene aşk olsun.
Aşk dedim de aklıma geldi. Çay, aşktan bir cüzdür. Egzotik ülkelerden ülkemize gelip bizimle hemhal olan çay bitkisini, ülkemize kazandıran Zihni Derin’e rahmet olsun. Tarım şeklinden ziyade, demleme ve sunum usulü ile Türk çayı diye bir tamlama literatüre dahil olmuştur. Artık bizim coğrafyamızın sudan sonra en çok içilen meşrubatı çaydır.
Yeri gelir yalnız başına içilir, yalnızlığa katık edilir. Yeri gelir dostlarla içilir sohbete çeşni olur çay. Çayın hatırına çaydanlık, demlik, semaver; bardak, kaşık ve şeker de hayata dahil olur. Artık çaydanlığın isi Leyla sürmesi mesabesindedir. Leyla kara saçlarını suya serdiğinde en güzel öyküye kapı aralanır.
Coğrafya çayoğrafyanın güzelliğine vatan olur. Taze başlangıçların, asudeliğin giriş kapısıdır daim çay. Çayı hayatımızdan çıkarmak ne mümkün. Rengiyle, rayihasıyla en mutena yerindedir artık çay. Gönlümüz vatandır bu güzelliğe. Çay bizi, biz çayı sevdik. Uzun söze ne hacet...
Ankara 5Temmuz2020 İbrahim Kilik
YORUMLAR
afiyet olsn tüm çay sevenlere
"Çaya Kalem"
başlık böyle olaymış iyiymiş
teşekkürler çay icin...