- 463 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
ÖĞRETMENDEN ANILAR - 3
Sigara içenler bilirler…
Şu anda içinde bulunduğumuz ülkenin ruh halinden biraz uzaklaşarak bir nebze de olsa belki rahatlarız umuduyla başka bir anımızı sizlerle paylaşmak istedim, sıkılmayacaksanız eğer.
Yıl 1998 ….yine Muş merkez Yavuz Selim İlköğretim Okulunun görkemli yıllarında müdür olarak görevimi ifa ederken, sigara kullanıyordum, hem de günde iki paket. Nedense yeni bir proje üzerinde çalışırken ya da önemli kararlarlar alırken sigara içmek işimi kolaylaştırıyordu, belki de öyle şartlanmıştım.
Bir 23 Nisan gününde okul olarak bayram kutlamaları için şehir stadyumunda toplanmıştık diğer okullar gibi. 81 öğretmen grubu ve 2050 öğrencisi ile okulumuz hem bayram kıyafetleriyle, hem de tertip ve düzeniyle gerçekten göz kamaştırıyordu. Güneşli bir ilkbahar gününün verdiği ferahlık etrafı aydınlatmış, henüz program başlamadan kalabalık bir öğretmen grubumuzla bir arada toplanmış sohbet ederken, bir yandan da öğrencilerimizin yanında sigara dumanlarını havaya savurarak gülüşüyorduk. O günlerimiz aklıma geldikçe inanın hem kendimden, hem de insanlığımdan utanıyorum.
Ne yazık ki o yıllarda her ortamda sigara içmek toplumda adet haline gelmişti. Nedendir bilemiyorum, toplu taşıt araçlarına biner binmez canımız çeker, herkes söz birliği etmişcesine sigarasını yakıyor, kış şartlarında camlar da kapalı olunca varın siz düşünün minibüslerin içini atık. Bu da ne ki… Her gün evlerde küçük çocuklarımızın sağlığını düşünmeksizin çok rahatlıkla içtiğimiz sigara dumanından sararan perdeler yüzünden kaç kez eşimle kavga mı etmedik? Devlet dairelerine, vali beyin makamına girince de sigaraları yakardık. Tek sigara yakmadığımız yer Cuma günleri saf tutuğumuz camilerin geniş alanlarıydı. Sigara iletinden kurtulmak için defalarca bırakmayı denediğim halde başaramamıştım.
Bayram münasebetiyle terzinin yeni diktiği kendiliğinden çizgili lacivert takım elbisemi ilk defa giymiştim. Ne yalan söyleyeyim 1.60 ‘lık boyuma yeni elbisem bayağı yakışmıştı. Öğretmen arkadaşlarla sohbet edip sigara içerken, sırada duran uzun boylu, uzun siyah saçlı, güzel simalı son sınıf öğrencilerimizden bir hanım kızımız bana bakıp çekinerek parmak kaldırır gibi oldu;
"Buyur kızım, bi şey mi diyecektin?" Deyince, beyaz tenli yüzü hafif kızarmış bir hal aldı, baba müdür olarak bildikleri halde nedense müdüre karşı bir çekingenlik gösteriyorlardı yine de.
O esnada öğretmen ve öğrencilerimiz aramızda geçecek diyaloğu merak etmiş olacaklardı ki, bize odaklanmışlardı.
"Hocam!..." dedi, durdu.
" Evet kızım?"
"Hocam kızmayacaksanız bir şey söyleyeceğim." Dedi çekinerek.
"Elbette konuşabilirsin, buyurun." Dedim.
"Hocam elbiseniz size çok yakışmış.” Demiz mi..?
“Çok teşekkür ederim hanım kızım, okula gidince kantinden sana çay ısmarlayacağım.” Espri yoluyla söylemeye çalıştım gülümseyerek, doğrusu merak etmiştim başka diyecekleri olmalıydı.
“Ama!...." dedi tedirgin bir sesle.
"Evet, hanım kızım… aması ne?"
"Söylemekten çekiniyorum, kızarsınız." Dedi.
"Söz kızmayacağım."
"Elinizdeki sigara size hiç yakışmamış." Deyince, inanın bir an usum durdu sandım, rengim attı, o anda kendimden utandım. 26 sene boyunca sigara içiyordum, bırakmak için defalarca denediğim halde başaramamıştım. O esnada herhangi bir düşünceye sahip miydim, bilmiyorum.
Önce elimdeki sigarayı yere attım, ayağımla ezdim. Cebimden marllboro paketini çıkardım, tümünü kırdım. Tekrar cebimden çakmağı çıkardım, surun ötesine fırlattım, gitti. Çevremde bir sessizlik duvarı örülmüştü, orada bulunan herkes gözleriyle beni izliyordu. Sanırım, hiçbir şeyin farkında olmadan her davranışım kendiliğinden olmuştu, zor da olsa sessizliğimi bozmuştum. Aslında öğrencimden değil, kendimden utanmıştım.
"Sağol kızım, iyi ki beni uyardın… sana söz veriyorum bir daha asla sigara içmeyeceğim." Diyerek kız öğrencimize sordum:
“Öğretmenlerin de sigara içiyorlar, neden özellikle bana söylediniz, hanım kızım?”
“Çünkü siz okulun müdürüsünüz, bizi için örnek kişisiniz. Eğer siz sigarayı bırakırsanız, öğretmenlerimiz de bırakacaklar tahmin ederim.”
Biz öğretmen olarak bildiklerimizi kıskanmadan öğrencilerimize öğretirken, onları hayata hazırlamak için çabalarken, onlardan da zaman içinde çok şeyler öğrendim. Bu gün gibi, kız öğrencim bana hayata yeniden adapte olmanın en güzel dersini vermişti. Böyle öğrencilerin alnından öpülmez mi?
Sözümde durmanın zamanı gelmişti.
O günden sonra önceleri çok zorlandığım – bir Allah bilir, bir ben bilirim - halde tam 22 yıldır bir daha sigara ağzıma koymadım. Yıllardır bu öğrencimin adını da, yüzünü de unutmadım, ömür boyunca da bu güzel kızımıza minnettar kalacağım.
NOT: Yazmakta olduğum “Bir Demet Gül“ adılı üçüncü eserimiz Anılarımızı içereceğinden dolayı artık “ÖĞRETMENDEN ANILAR” bölümünü sonlandırdık. Anılarımızdan üç ayrı örnek vererek sunmaya çalıştık. Yeni nesil öğretmen – idareci veya küçük dostlarımıza bir katkısı olur mu, bilmem?
1. Bir insanın geleceğini düşünerek verilen kararlar.
2. Bir idarecide bulunması gereken önemli özellikler.
3. Bir öğretmen ya da idareci yerine göre öğrencisinden de ders almalı.
Eserlerimiz:
1. Turnanın Feryadı (Roman - 400 sayfa) tamamlandı, basılacak.
2. Bir Demet Gül veya Öğretmenden Anılar ( Anılar – Yazılmaktadır)
3. Handris Hikayeleri (Eğitimsel Olacak – Yazılmaktadır)
03 Temmuz 2020
Mehmet AKIN