- 638 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
✔️ ONUNCU KÖYÜN İBRETLİK BABASI! ✔️
✔️ ONUNCU KÖYÜN İBRETLİK BABASI! ✔️
Dokuz köyden kovulmayı göze aldığımı dost düşmana ilan ettiğim tarih; bindokuzyüzdoksandokuzun yedinci ayının yedinci gününün öğle saatleridir. Sezeryan ile anacığının karnından alınıp kucağıma bırakılan büyük kızımın kokusunu, anneciği için duyduğum korkudan izole edebilme başarımı mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
Korku filmi izlerken bile her an kahkaha atabilecek kadar kendinden emin olan benim; o güne kadar asla sesimin titrediği, dilimin tutulduğu ya da kirpiğimin ıslandığına şahit olmamıştır kimse. Fakat "işte bu cimcime sizin kızınız efendim" diye seslenen ve yıllar evvel dünyaya gelişi ile bir başka babanın kirpiklerini ıslatan o hemşire hanımın gözlerine bakarken yaşadığım ağlarken aynı zamanda da gülümsemenin derinliğini, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
Olmayan suyun içinde olması imkânsız bir kayık taklidi yaparak işaret parmaklarıma sımsıkı sarılıp dudaklarıma kenetlenmiş boncuk gözleri ile beni dinleyen o cimcimeye; "fış fış kayıkçı, kayıkçının küreği, hop hop eder yüreği, akşama fincan böreği" ezberiyle yorulmadan söylediğim tekerlemeyi dinleyen o mis kokulu çocuğun huzurunu, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
Bir battaniyeyi salonun orta yerine kadar emekle emekleye sürükleyerek getiren o mis kokulu yavrunun, battaniye içine uzanarak "sallayın uleeyn beni" dercesine avaz avaz ağlayışlarını, battaniye yerden yükselir yükselmez ise hınzır bir tebessüm sonrasında; "hah bak, şimdi oldu" dercesine gözlerimin içine bakarken usulca uykuya geçiş anlarını, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
Birinci ad günü pastasına saplı herkese cılız benim için ise dünyanın öteki ucundan görünecek kadar büyük bir mum ateşine minik dudaklarını büzerek üflediği o an, belki de çok nadir rastlanacak şekilde alkışlara eşlik edercesine yürümeye başlayan o mis kokulu yavrunun, saçlarına iliştirilmiş masmavi iki tokayı dahi bir çocuk gibi kıskandığımı, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
İşim gereği gezdiğim onlarca ülkenin, sayısız ilin, yüzlerce ilçenin ve belki de binlerce köyün her birinde, gördüğüm her bir çocuğunun gözlerine onun gözlerine bakar gibi bakıp, sanki bir daha hiç göremeyecekmiş endişesi ile içime içime ağladığımı mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
İlk lunapark heyecanını kucağımda yaşasın isteyerek koşa koşa götürdüğüm lunaparkta, "baba çişim geldi" dediğinde, altının bezli olduğunu bile unutup, kucağımda çişe tuttuğumu düşünerek kendi kendime övünürken, " baba bitti" sözünden sonra yerde tek bir damla ıslaklık görmediğim de, dakikalarca bir çocuğu bezine işeten ilk baba oluşuma attığım kahkahaya onun da eşlik edişini, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
Aynı heyecanı beş yıl sonra baştan sona eksiksiz şekilde bu defa ikinci yavrumla yaşamaya başladığımı ve iki cennet kokulu yavru için bugüne değin geceler boyu dualar edişimi mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
İlk yıkılışım ve ilk meteliğe kurşun atışım olan o adına kriz denilen üç beş kansızın sebep olduğu buhran dönemlerinin birinde; parmağımda annelerinin adının yazdığı alyansımı, küçük olan yavruma süt ve mama alabilmek için mecburen bozduruşumu ve bu mecburiyet karşısında ciğerimin, sadece benim gördüğüm kadar büyük bir aleve esir oluşunu, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
Ve yıllar sonra sevgi yumağı bildiğim o örnek yuvanın fındık kabuğunu doldurmayacak kadar basit bahaneler ile yerle yeksan edilip, dünyadaki cennetimin cehenneme dönüştürülme sürecinde ikinci ve üçüncü şahıslarca oradan oraya savrulup, neredeyse yaşarken yok oluşumu, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse unutmayacağım!
Ve son tahlilde;
Şu👆 yukarıdaki devrik cümlelerimin her harfinde sönüp sönüp yeniden alev tutuşumu, mezarımın üzerinde karış karış otlar yükselse, hiç ama hiç unutmayacağım!
Yani demem o ki, onuncu köyün ibretlik babalarından biri olarak, dilimden dökülen tek bir söz var artık benim; kendi kendime "kısa kes" emri ile de o sabırsızlıkla beklediğim sözü şu 👇aşağıya ekleyerek, tüm babaları ve o babaları dünyaya getiren, cenneti ayaklarının altına almış elleri öpülesi bütün anneleri, riyâdan uzak ve dua ile selâmlı-yorum 🤗☕
"Elhamdülillah ölüm var!"
Ramak Kaldı / (Samim İĞDE)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.