- 576 Okunma
- 5 Yorum
- 4 Beğeni
___Cin Peri işi___
Cin peri işi
İstanbul’a göçen Mehmet emmi’lerin uzun bir süreden beri boş olan yıkık evinde hava karardıktan sonra ışıklar yanmaya, garip gölgeler görünmeye başlanmış, köylüler korkudan evin yakınlarından bile geçemez olmuşlardı.Ve söylenti kazanı kaynamaya başlamış ayyuka çıkmıştı.
Dolunaya bürünmüş bir gecede köylülerin Tepelik dedikleri yerde oturan Ali emmi dolunaya güvenip fenerini almadan dışarı çıkmış, muhtar Kadir’ in evine doğru yola koyulmuştu.Mehmet emmi’ nin kevgir evinin yanından geçerken , pencereden dışarı yansıyan titrek bir ışık görmüş buna bir anlam verememişti .İşi acele olduğu için fazla oyalanmadan yoluna devam etmişti.
Sonraki gecelerde birkaç köylü daha evde hareket eden gölgeler , yer değiştiren ışıklar görmüş ve tuhaf sesler duymuş ve bu olaylardan sonra evde cinlerin perilerin yerleşmiş olduğuna kanaat getirmiş özellikle geceleri evin yanından geçmeye korkar olmuşlardı.Gece mecbur kalmadıkça kimse dışarı çıkmıyor, çarpılma korkusuyla yaşıyorlardı.
Bir Cuma namazı sonrası muhtarın nezaretinde köylüler kahvede toplanmış, köyü cin istilasından kurtarmak için çareler arıyorlardı.
Kırk beş yaşlarında göbekli bir adam olan Kadir emmi çayından höpürdeterek bir yudum aldı ve masada oturan köylülere dönerek ;
-‘’Sayın hemşerilerim ! Siz de biliyonuz ki köyümüzü cinler basmıştır.Siz ne dirsiniz?Naapak,ne edek?
Bir an önce bunun çaresine bakmalıyık gari..’’
Birkaç dakika sessizlik oldu.Köylüler öğretmenleri zor soru soran okul talebeleri gibi boyunlarını eğip düşünmeye koyuldular.
Köyün girişinde bakkalı olan kavak Ahmet muhtar Kadir emmi’ nin gözlerinin içine bakarak;
-Ben direm ki evi yakak, kül edek.İçinde cin mi neyin kalmasın.’’
Mehmet emm’ nin kaynı topal Hilmi bu fikre karşı çıktı.
-‘’Diyelim ki evi yaktık.Evi yaktık diye cinler bize saldırırsa nolcek ? ‘’
Topluluktan bir homurtu, uğultu yükseldi.
İçlerinden Gebgebi lakaplı bir köylü;
-‘’Asmaköy’ deki cinciye danışak bakak o ne diyecek?’’
Topluluktan onay sesleri yükseldi ve bu kararı aldıktan sonra son çaylarını da yudumlayıp hava kararmadan önce herkes evine dağıldı.
Ertesi gün sabah erkenden muhtarla Gebgebi, yürüme mesafesinde olan Asmaköy’e doğru yola çıktılar.Hocayı bulup durumu anlattılar.Hoca onlara iki tane muska yazdı , su okudu .Muskaların birini yıkık evin giriş kapısına asmalarını bunu yapacak olan kişinin diğer muskayı takması gerektiğini suyu da bazı dualar okuyarak evin çevresine dökmeleri gerektiğini anlattı ve parasını cebe indirdi.
Muskaları ve suyu alan bizimkiler, hava kararmadan köye varmak için acele ederek yola koyuldular.
Herkes kahvede toplanmış , oğlunun askerden dönmesini bekleyen bir anne gibi merakla bekliyordu.
Selam vererek kahveye girdiler ve hocanın anlattıklarını oradakilere anlattılar.Sıra bu işi kimin yapacağını belirlemeye geldiğinde kimse gönüllü olmak istemedi.Uzun uğraşlar sonucunda köyün yarım akıllı çobanını beş koyun vermek üzere ikna ettiler.Vakit ikindiyi geçtiği için ertesi güne kalmıştı işlemler.
Ertesi gün Muhtar kadir emmi Gebgebi ve çoban evin önüne geldiler.Muskanın birini çobana taktılar diğerini ve okunmuş suyu da eline tutuşturdular.
Çoban evin etrafına suyu döktü ve muskayı da kapıya taktı.
Bu işlemleri takip eden günlerde yine olaylar devam etti.Tuhaf sesler, gölgeler daha da artmış hatta geceleri evlerinin damları da taşlanmaya başlamıştı.Herkes şaşkın, korku içindeydi hayatları korkudan cehenneme dönmüştü.
Tekrar tekrar toplandılar yine cinci hocaya gidildi herkese koruyucu muska yapıldı ve en sonunda evi yakmaya karar verdiler.
Köylüler bu sefer evi yakmak için toplandılar.Taktıkları muskalara güvenerek gaza gelmişler engizisyon mahkemesinde bir suçluyu yakalamış idam etmek üzere olan halk gibi galayana gelmişlerdi.
-‘’Yakak .’’
-‘’Kül edek.’’
-‘’Taş üstünde taş koymayak.’’
Ve evi ateşe verdiler…
Köyün çocukları anne babalarına oyun etmenin mutluluğuyla, kıs kıs gülerken zaten kuru olan tahtalar çatırdayarak yandı.Artık eski evin yerinde yeller esiyordu.
O günden sonra cinler periler köylüyü hiç rahatsız etmedi.Köylüler birkaç afacanın kendilerine oynadığı oyundan habersiz derin bir nefes aldılar ve Mehmet emmi’ nin İstanbul’ daki evine bir mektup yazıp evini cinlerin yaktığını bildirdiler.
sevil sev (Katre-i Sevda)
YORUMLAR
Sevil Sev
Sevil Sev
Skubidu Bilbakalım kim. Çizgi film serisi gözümde canlandı. Hayalet kılığındaki insanların amaçlarına ulaşmak için yaptıkları vardı. Her nedense maske varken hayalet olağanüstü işler yapıyor. Maske çıkınca sıradan güçsüz bir insan. :) Saygı ve selamlar.
Sevil Sev
Muzip çocuk oyunları ile munis köylünün tatlı acziyetleri :) tebrik ederim.
Yapıcı bir eleştiri , 1-okulun talebeleri yerine mektep talebeleri veya okulun öğrencileri ,
2- 7km lik mesafe yerine iki saatlik yürüme mesafesi 3- fransız.... uzun cümle yerine engiziyon mahkemesi diyerek kısaltılsa sanki daha güzel ve hazmı kolay olacak gibi, ilhamlarınız daim olsun :)