Güvenemezsin
Bu şiir olmayacak üstadım
Ve sen asla okuyamayacaksın
Bu ülkede güvenemezsin
Türke güvenemezsin çünkü Kürdü sevmez
Kürde güvenemezsin çünkü Türkten nefret eder
Ülkücüler komünistleri kurşunlamış asla güvenilmez
Komünistler aynı silahlarla ülkücüleri.
Aleviler sünnileri cahil görür
Sünniler alevileri düzen bozucu ikisine de güvenemezsiniz
Atatürk Enver Paşayı yurda sokmamış güvenilmez
Enver paşaya da güvenemezsiniz sonuçta.
Ve Atatürk şapka takmak istemeyenleri astırmış, güvenilmez
İslama da güvenemezsin çünkü temelinde çöl kültürü var güvensizdir
Ve turizm için Kabeyi kullanırlar
Bu ülkede siyasetçilere güvenemezsiniz çünkü her dönem başkadırlar
Özelde siyasi parti başkanlarına güvenemezsiniz çünkü şaibeleri Fizana ulaşmıştır
Bu ülkede Hristiyana güvenemezsiniz çünkü Haçlı seferlerinin yağmacılarıdırlar
Yahudilere asla güvenilmez çünkü kendilerini üstün ve akıllı görürler herkesten
Nakşilere güvenemezsiniz çünkü temelinde bolca keramet satarlar,yalandır.
Dini grupların hiç birine güvenemezsiniz çünkü yapıştılar mı bırakmazlar iliğinizi kurutana kadar
Ruslara asla güvenemezsiniz çünkü asırlardır Akdenizi ele geçirmek için uğraşırlar
Yunanistanın büyük ideası Anadolu’dur güvenemezsiniz
Mısıra güvenemezsiniz çünkü Hititlerden beri bu coğrafyayla kavgalıdır
Avrupa Birliği ortaçağdan kalma ve ayrıcalıklarını korumak isteyen bir grup zenginin elindedir, güvenemezsiniz
Balkanlara güvenemezsiniz çünkü iskendere güvenilmez.
Bulgarların büyük bulgarya ideaları vardır güvenemezsiniz.
İran Turan savaşlarından dolayı da İrana da güvenemezsiniz.
Abd ye güvenemezsiniz çünkü zorbadır, belli bir grubun çıkarlarını korur.
Ortadoğu coğrafyasına güvenemezsiniz çünkü tarihi güven vermez.
Tanrıya veya Allah’a güvenemezsiniz çünkü güçlünün elinde oyuncaktır.
Bu ülkede yasaya veya kanuna da güvenemezsiniz çünkü güçlüler için eğilip bükülür, kitabına uydurulur.
Babanıza veya annenize de güvenemezsiniz çünkü nşa da sizden önce ölürler, terkederler...
Kardeşiniz varsa ve ailenizden miras kaldıysa güvenemezsiniz çünkü ortakçıdır, kendine kertebilir..
Bu dünyada şairlere güvenemezsiniz çünkü birbirleriyle kavga edip dururlar asırlardır.
Gazeteciler zaten paranın ideolojinin ve gücün kölesidir güvenemezsiniz.
Kutsal kitaplara asla güvenemezsiniz çünkü kökenleri vahiy değil, halkı kandırmacadan ibarettir.
Tanrı işi güçü bıraktı da vahiy mi gönderecek, güvenemezsiniz.
Eşinize bile güvenemezsiniz sizden önce ölebilir veya terkedebilir veya şiddet uygulayabilir ...
Saçlarınıza güvenemezsiniz çünkü dökülecektir.
Dişlerinize güvenemezsiniz çürüyecektir.
Elbiseniz eskiyecek veya yırtılacaktır.
Deriniz çok yumuşaktır sizi koruyamaz, güvenemezsiniz.
Çocuğunuz sizi dövebilir, yalnız bırakır veya huzur evine postalayabilir, güvenemezsiniz.
Bu ülkede veya bu dünyada veya aynanın karşısında gördüğünüze güvenemezsiniz.
O zaman ruhunuza güvenin, lakin şifresi zihindedir, şifresi çözülecek gibi değil
Zihninize güvenemezsiniz çünkü şifresi ruhunuzdadır, o da çözülecek gibi değil.
Şifreleri çözünce karşınıza ne çıkacağınızı bilemezsiniz, bilinemeyen güven vermez.
Yağmura güvenemezsiniz sele dönüşür ortalığı yıkar geçer
Dağlara da güvenemezsiniz çünkü depremleri engelleyemez.
Deryalar kıyıları işgal edip sizi boğabilir, güvenemezsiniz.
Güneş kuraklığı erozyonu çağırır güvenemezsiniz
Gece karanlıktır zaten güvenemezsiniz
Doğa neresiyle size tuzak kuracaktır, güvenemezsiniz.
Rüyalarınıza da güvenemezsiniz çünkü... çünkü..
Her maddenin teferruatını yazabilirim, gerek var mı?
Kendinizi kandırmayın bu çağ bizi aştı gider üstad.
Belki bir sonraki zırvalarda da neden güvenmelisinizi işleriz?
Kimbilir:)
Bu çağ bizi aştı gider üstad..
YORUMLAR
Kardeşim yine döktürmüş:)
Okuyanı paranoyaya sokacak bir yazı olmuş.
Özellikle kendi bedenine dahi güvenme diyorsan paronayayı geçtim şizofren olun diyrosun:)))
Ki biz " babana bile güvenme" diye verilmiş akıllarla büyüyen insanlarız...
Öncelikle şu dikkatimi çekti; yazın genel anlamda, bir kaç isim ve yakın akraba ve insanın kendi bedeni dışında, kitleler (ırk - din - siyasi görüş...) halinde yapılan davranışlar üzerinden değerlendirme yapıyor.
Kitlesel güvensizliğe neden olan olaylarda eğitimsizlik ve toplum psikolojisinin etkisi çok fazla.
Toplum psikolojisini bir kenara bırakırsak güven; bireyseldir ve kişisel ile yakın çevrenin yaşadıklarından elde edilen tecrübeye dayalıdır.
Önce çevremizdekilerden güven duygusunu öğreniyoruz. Zaman geçip bazı durumlarla karşılaşınca da hayal kırıklığı yaşayabiliyoruz. Güven duygumuz zedelenebiliyor.
Ve yakın çevreye karşı güven konusunda hayal kırıklığı yaşayanlar arasında sen tanıdığım bir kaç kişiden birisisin... Ne yazık ki...
Diğer açıdan insan kendi çocuğuna bile güvenemiyor genel anlamda.. Kendi çocuklarım açısından değil babamın bana olan güvenini sarstığım için böyle yazıyorum... Doğru bildiğim şeyi yapmak adına evi terk etmem açısından onun güvenini sarmış oldum. Bu arada ben de beni yalnız bırakan neredeyse bütün akrabalarıma karşı güvenimi kaybetmiş oldum. Domino etkisi...
Milletler, dinler ve ülkeler açısından bakarsak; aklıma ilk gelen Yunanistan ve Yunan halkı geliyor. Şahsen Yunanistan'a tatile gidenlere bile anlam veremem ama konu bu değil... Demek istediğim şey; Yunanistan vatandaşları ile ülkemiz vatandaşları bireyselde (her iki tarafta da aşırı milliyetçiler hariç) ikili ilişkileri gayet iyidir. Detaya girmeye gerek yok...
Ya da çevremizde illaki başka din / mezhep veya ırktan insanlar var ve ikili ilişkide uyumlu olabiliyoruz. Örnekleme yaparak uzatmak istemiyorum.
Din, dil, ırk, akrabalık bağı ve arkadaşlık... Hangisi açısından ele alırsan al olayın sırrı menfaattir (bireyselde ağırlıklı maddi, kitleselde ağırlıklı manevi). Bir de kişiden kişiye farklılık gösteren bencillik seviyesi de etkili bence. Tabi böyle bir seviyelendirme var mı bilmiyorum. Ama bencillik, menfaati tetikleyen ilk etken diye düşünüyorum.
Menfaatler örtüşmediği yerde; tartışma, gerilim, aldatma, dolandırma, şiddet, ihanet... Olayların gelişmesine göre bunlardan biri ya da bir kaçı yaşanır ve sonrasında da bir daha o eski güven duygusu geri gelmez. Hatta başka kişilere karşı da güvensizlik oluşur...
Böyle bir aşamada; yanlış yapan, güveni sarsan sen isen ruhun da kirlenmiştir aslında...
Bu da; duruma, durduğun yere ve olay örüntüsüne göre değişir diye düşünüyorum.
Bence işin sırrı; vicdan.
İnsanlar kutsal kitaplardan, tanrılarından önce vicdanına sormalı ve ona kulak vermeli... Herkesin bunu yaptığı bir dünyada menfaatlerde arka planda kalacaktır... Böylece güvensizlik duygusu yok olup gider diyorum.
Bu da olmuyorsa naçizane tavsiyem; yine de bir şeylere, birilerine güvenmeli insan.
Yoksa yapamayız.
Güvenmeli ama gözü açık, eli tetik olunmalı... Ne olur ne olmaz. Şeytan doldurur:)
Her zaman sevgi ve saygımla...
Erkan Cem Arslan tarafından 6/21/2020 4:05:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
Erkan Cem Arslan tarafından 6/21/2020 4:08:29 AM zamanında düzenlenmiştir.
Erkan Cem Arslan
Yinsani
Maddeleri sıralarken pek düşünmedim ucu nereye gider, kime dokunur... Zihnimde oluşan 20 yıllık kültür ve edebiyat anlatılarının tezahürünü resmen kusmuş bulundum.. Çünkü boşalmaya ihtiyaç vardı.. :) Yoksa zihin kafatasını patlatacak bu gidişe..
Lakin vermiş olduğun cevaplar ve çıkarımları özelleştirme babında bireye inmişsin ki, benim ki makro çıkarımlardı. Mikrodan makroya yolculuk yapmanın virajları çok keskindir ya hu.:)) Şarampole yuvarlama beni..:)
Saygı sağlık ve huzur dileklerimle daim..
Üstadım;
Güvenilmeyecek öyle çok şeyler yazılmış ki benim gibi basit düşünceli, bilgisi kıt olanlar neye güveneceğini şaşırır kalır... Sakıncası yoksa sizin güvendiğiniz nedir doğrusu bilmek isterim, bakarsınız ufkumuz açılır geniş düşünmeye başlarız sayenizde, kalemimiz keskinleşir duygu ve düşüncelerimizi etkili bir şekilde ifade eder, aydınlanırız, bize yol gösterici olur önerileriniz. Biz herkesin inancına, görüşene saygılıyız, hatta güzel fikirlerinden yararlanma imkanımız olur, diye düşünüyorum. Ne dersiniz bizim güvenmemiz ne ola sizce?
Güzel tavsiyelerinizi bizden esirgemezseniz sevinirim...
Yinsani
Hani tabiiri uygunsa, acıtmadı ki acıtmadı ki ... diye espri yapıyor ya yeni nesillerimiz..:)
Düşünelim üstadım, neye güvenebiliriz... Bir hiç'e veya yok'a güvenmekten başka çaremiz yok. Çare arıyor muyuz peki, çare taze tükendi efendim.
Bolinger Bandı daraldı ve mutlaka kırılacaktır ya aşağı ya yukarı bir pump gelecek. Bolinger bandı piyasalarda alıcı, satıcı, piyasa yapıcı vblerinin durumlarının veya at koşturdukları alanı gösterir. Lakin her türlü piyasayı belirleyen bilimsel formüller değil, dini fetvalar değil bilakis paranın azlığı ve çokluğudur.. Karşılıksız basarsanız enfalasyona tırmanı, karşılığını tutturamaz ve dağıtımını yapamazsanız toplumsal çatışma kaçınılmazdır.
Sosyolojik bakımdan hane halkına yapılan transferlerin artması, para basıldığını gösterir. Politikada bu parayı ver koltuğu koru olarak adlandırılmaktadır. Biz bunu Tanrı bilinçine uyguladığımızda ise karşımıza; karışmayalım ne yaparlarsa yapsınlar, kim geçerse geçsin, ölen ölsün kalan sağlar bizimdir mantığıyla okuruz.
Bolinger bandı mantığını, siyasete, dine, ideolojilere, mahkemelere, ramazan ve kurban bayramı etkileşimlerine, milli bayramlardaki etkileşimlerimize, özel gün ve gecelerdeki kutlama etkileşimlerine, doğum ve ölüm oranındaki, nufüsun kır-kent, ekonominin ithalat ihraçat, kutsalın sınırlı ve sınırsızlığı , gençlerin tercih ettiği en çok oynanan oyunların durumuna, boşanma ve evliliklerin istatistiklerine, kadın ve erkek sayısının oranına, açılan ve kapanan şirket sayısına, ortalama hane halkı tüketimine, ortalama haneden kaç kişinin bir dine mensup olup olmadığına, ortalama enerji tüketimimize, şans oyunlarının sıradan bir vatandaşa çıkma ihtimalinin yüzdesine, devletleşme ve özelleştirme bağlamındaki etkileşimlere vb etkenlere uyguladığımız da;
GÜVEN ölmüştür. Kim defnedecekse mezarlıkta bizi çağırsın.
Güven geri gelirse, öncelikle zombi bir güven inşaa edilecek sonra zombi duygular, kültürler yeniden insanlaştırılıcaktır. Lakin yapay zekanın piyasaya girme konusundaki isteği işleri daha da karmaşıklaştıracaktır.
Şahsen benim en çok korkum; Gelişmekte olan ülkeler içindeki Ülkemizin ve vatandaşlarımızın yani bizim pilot uygulama ile dijitalleşmenin ilk kurbanı ve kobayları olacağına dönük öngörülerimdir.
Size bir soru sorayım; Kır nüfusunun yüzde 10 şehir nüfusunun yüzde 90 olduğu bir ülkede, boş toprakları ne yaparsınız??
Ve size bir sorgulama imkanı daha sunayım, tavuk kümeslerindeki tavukları fabrikaya götüren kamyonlardaki taşıma şeklini, apartman kültürünü ve şehirlerdeki apartman yaşamını düşünerek bir gelecek öngörüsünde bulunun??
Ve sonra "güven" neydi birlikte düşünelim..
Saygı, sağlık ve huzur dileklerimle..
Yinsani
Katkınız için teşekkür ederim ustam.
Saygı sağlık ve huzurla..
Duyduğuna mı inancaksın yada gördüğüne mi derler ya? Aslında bu güvenmeme mevzusunu her şeye uygulayabiliriz, değil mi? Yani her şeyi güvenemezsin diyerek çürütebiliriz, çürütmek kolaydır. Aynı şekilde bunu güvenebilirsin ede zorlarsak ... Yani kelimlerin büyüsü veya azizliği giriyor burada. Peki gerçekte neye güvencez, bende bilmiyorum, sallayım bir tane mesela, insanların gözlerine.
Sizin yazılarınızı beğenerek takip ediyorum abim. İçerik olarak kültür de barındırdığından, yazılarınızdan faydalanıyorum. Arada sorgulatanlar da var tabi. Kafayı dinlerle bozmuşssunuz ama kafanız zehir gibi :)
Yinsani
Gözler duyguların bir yansımasıdır, deryadaki dalga gibidir onlar. Güvenemezsin. Hele hele aman aman o aşk meşk durumları, illallah ki ne illallah..Yanar keten helva, ayvayı yedirir insana..
Dine girmiyorum.. Çok yanlışı var.. Yanlışlar ile benim sorunum. veya kafayı bozmam:)Doğru yanları da var ki onları almamak akla sığmaz.
Doğruluk tek geçer akçe olsun.
Şefkatli biri yaşamına yâr olsun değerli dostum.
Özetle çok şey dediniz, lakin ben çok şey diyemedim.. :))
Teşekkür ederim katkılarınıza.
Saygı sağlık ve huzurla daim..
Adamın biri
Bence siz benden daha çok şey dediniz, haksızlık etmeyin :). Sevgi ve saygılarımla...
Tam bir septisisizm örneği olmuş...azı iyidir fazlası insanı başka bir şeye dönüştürür.
Öncelikle insan kendine güvenmeli, sonra doğaya, sonra bilgiye, daha sonra Tanrı'ya... inan kaybedenlerden olmazsın, bu haliyle keyif verir yaşam yoksa ızdıraba dönüşür.
Kimbilir belki bir gün insanlar güvenmeyi öğrenir.
Kimbilir...
Yinsani
ispermecet balinaları nefes alır ya... püf der birden üfler mi üfler :))
teşekkür ediyorum.
eksik olmayın daim.
esasında şifre çözülmüş
“Güvenmemeye“ güveneceksiniz... O zaman, yanılgı ihtimali sıfır.
saygılar
Yinsani
işte bu yüzden insanlık tarihi yazılı kurallarda karar kıldı lakin.. lakin işte ustam..
katkınız için teşekkür ederim..
Yinsani
katkılarınız için teşekkür ederim.
esenlikle..
Nesildaşım bu cağ bizi asmamış biz cağı aşmışız...
Güven üzerinden ki tüm ilişkilerin dayanağı konuya girmen çok yerinde olmuş ama sonuç benim şiirlerden daha karanlık bir atmosfer oluşturmuş...
Güvene dair liste daha uzun olur umuduyla...
Sağlıcakla kal dilerim
Yinsani
güven listesi oluşur mu bilmem ki??
katkıların için teşekkür ederim nesildaşım..
eksik olma.
saygı huzur ve sağlıkla.
black_sky
Hayata şekil yapma hevesiyle, göstermelik gulüşlerle yanaklarimizi avutuyoruz işte...
Eee nesildaşım ben baharlardan vazgeceli çok oldu ama hala o eski rüzgârı ve güneşi hissedince kalem zaten kaçırmıyor..
Sağlıcakla kalsak artık iyi olurdu..