- 931 Okunma
- 1 Yorum
- 2 Beğeni
KALBİMİN FERYADI
KALBİMİN FERYADI
Bir damla gözyaşı ile gülüyor gözlerim, ürkek “hüzün dolu” bakışlar içinde, gülüşlerimi biriktiriyorum, serpiştiriyorum maviye doğru. Canımı acıtan matemlerim gizli gizli yaşıyor yüreğimde.Yutkunamıyorum artık, içim ezik! Boğazımda düğümlenen hıçkırıklarla, gülümüz artık kokmuyor isyanlarda. Sensiz dokunamıyorum baharın gelinciklerine.
Maviyi severdik ikimizde, hasretle denizin o eşsiz limanında kaybolurduk, sevişmelerimiz sevgiyle bütünleşirdi. Günüm artık sensiz, giden zamanlar yetim kaldı. Ufuklarda ince ince doğan güneşim, serin suların akıttığı hüzün rüzgârları, pervaneler hızla yol alıyor ve mesafeler git gide uzuyordu.
Hayatın gözyaşlarını ilk defa acıyla hisettim. Ürkek bakışlarım “ince bir nakış gibi” süzüyordu etrafı. Uzun bir maraton misali gibiydi yaşanılan olgular. Kalbimin feryadı, içimi çok acıtmıştı.
İncinen ruhlara doğru ilerlerken, sabrım taşar, çalılara takılır ayaklarım, dizlerim kanar durur. Huzurun peşinde giderken, gönlüm sende saklı kalır.
Gel de bana sor! Çokça sabır taşıdım. Hep gözlerim bekledi seni. Hiç bilmediğim mezralarda, coşkuyla ter akıttım. Nergislerin büyümesini bekledim. Çocukların gülüşleriyle keyif taşıdım bedenime. Çam kokusu sarmış her tarafı, çiçekler güzellik katmış gönüllere. Mis kokan “lavanta çiçeklerimiz” sevgimizin eseriydi. Hep kal yanımda, asi zamana karşı bütünleşsin sevgimiz. Ufuklara çıkalım ebedi aşkımızla.
Yanıbaşımda “yanık sesle” söylenen ezgiler, beni hüzün ülkesine sürüklerken, artık yutkunamaz hale geldim. Boğaz iskelesinde ağlayarak, hüzün taşıdım yarınlarıma.
Ağaçlardan süzülen yağmur, kuşların cıvıltısıyla şenlenen aydınlık sabahla, güne uyanıyor tutkulu aşkımız. Mis kokan toprak kokusu, süzülüyor içimize doğru. Boğaz iskelesinde yürürken, “doğanın o eşsiz güzelliği” parıldıyordu. Çocuklar gülücüklerle etrafa mutluluk saçıyordu. İnsanlar bir yerlere gitme telaşındaydı. Mavinin o muhteşem rengiyle aydınlık doğarken, “seni düşledim gözlerimin iç renginde; diz dize, kol kola, göz göze.”
Mehmet Öksüz